Petlas Lastik Fabrikası, Şeker Fabrikası ve Çemaş’tan başka doğru dürüst sanayisi olmayan, turizmden payını alamayan Kırşehir’in nüfusu Sanayisi olmayan Kırşehir’in nüfusu 4 bin 413 kişi artarak 229 bin 975’e çıkmış. Bu durumdan sevindik, ama sevincimiz milletvekili sayımızın ikiden üçe çıkmaması ile üzüldük… Ha Kırşehir şehir merkezi nüfusu ise 5 bin 108 kişi artarak 130 bin 915’e yükseldi.

Petlas Lastik Fabrikası, Şeker Fabrikası ve Çemaş’tan başka doğru dürüst sanayisi olmayan, turizmden payını alamayan Kırşehir’in nüfusu Sanayisi olmayan Kırşehir’in nüfusu 4 bin 413 kişi artarak 229 bin 975’e çıkmış.
Bu durumdan sevindik, ama sevincimiz milletvekili sayımızın ikiden üçe çıkmaması ile üzüldük…
Ha Kırşehir şehir merkezi nüfusu ise 5 bin 108 kişi artarak 130 bin 915’e yükseldi. Bundan en çok sevinen de Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci oldu. Çünkü İller Bankası’ndan Kırşehir’e gönderilecek para miktarında epey artış olacak sanırım. Çünkü İller Bankası illere paha gönderirken, kişi sayısına göre gönderiyor.
Allah bereket versin, bu işten kârlı çıkacak Kırşehir Belediyesi…
Eee tabi Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci de sevinmiştir. Ne de olsa her ay tıkır tıkır 5 bin kişiden dolayı Belediye’ye sıcak para girişi olacak.
2017 yılını üst yapı yılı ilân eden ve Kırşehir’i yeni bir görünüme bürüyeceğini sıkça tekrarlayan Belediye Başkanımız Sayın Yaşar Bahçeci’nin biraz yüzü gülmüştür herhalde.
Biz de Kırşehir’in nüfusunun arttığını duyurarak görevimizi yaptığımızı düşünüyoruz. Herhalde Başkan Bahçeci, bizlere bir ziyafet verir. Çünkü bizler ziyafeti hak ettik herhalde!
Öyle her yıl Gazeteciler Günü’nde bizleri topluyor, günümüzü kutluyor, bir kuru kahvaltı ve çayla geçiştiren Başkanımızdan kuzu çevirme filan istemiyoruz tabi…
Biz Kırşehirimizin tozdan, topraktan, çamur ve çukurdan kurtarılarak modern ve yaşanılır bir kent olmasını istiyoruz o kadar. Bu da bize en büyük ziyafet olacaktır.
Gerçi şöyle bir yemek ziyafeti çekse de yok demeyiz hani. Ama unutmadan söyleyeyim, Belediye’de Basın Müdürü Halil Çalışır aylardır bir tava sözünü yerine getiremedi, ama olsun. Belki Başkan Bahçeci müdürünün ziyafet sözünü bir güveçle yerine getirebilir.
Neyse bu ayrı bir konu, biz yeniden Kırşehir’e dönelim.
Kırşehir’in nüfusunun artmasına sevindik, sevinmesine de milletvekili sayımızın artmamasına da üzüldük tabi…
Kırşehir iki milletvekiliyle temsil edilecek. Bir umudumuz var o da referandumda “evet” çıkması halinde mevcut milletvekili sayısı 550’den 600’e çıkacak, belki o zaman üç olur diyoruz, ama yine de benim umudum yok, olmaz diye düşünüyorum.
Kırşehir’in nüfusunun artmasında en büyük etkenin Petlas Lastik Fabrikası olduğunu düşünenlerdenim.
Çünkü 3 bin civarında kişiye iş ve aş imkanı veren Petlas Kırşehir’in her şeyidir.
Abdulkadir Özcan A.Ş. Şirketi buraya sürekli yatırım yapıyor. Hem çalışan sayısını arttırıyor, hem de ülke ve Kırşehir ekonomisine büyük katkı sunuyor.
Petlas iyi ki Kırşehir’de. Petlas Kırşehir’de olmasa nüfusumuzun en az 10 bin düşeceği de ortadadır. Kırşehir’in ihracatta de Türkiye’nin tek lastik fabrikası Petlas ile yer alıyor.
Petlasımızın değerini çok iyi biliyoruz. Keşke Petlas gibi birkaç daha büyük yatırım olsa Kırşehir’de hem işsizlik kalmaz, hem de göç yaşanmaz.
Kırşehir Milletvekillerimiz devletin rutin yatırımları dışında Kırşehir sanayisinin gelişmesi için ilimize yeni yatırımcılar bulup getirse daha iyi olur diye düşünüyorum.
İşte bugün ekonomik sıkıntılar nedeniyle esnaf işyerlerini kapatıyor, işsizler ordusuna katılıyor. Kırşehir’de iş bulamayacak bir kişi ne yapacak? Ekmeği için Kırşehir’den daha büyük illere gidecek. Bu da beraberinde göçü getirecek.
İlçe, köy beldelerimiz boşalıyor, köyden kente göç artarak devam ediyor.
Bakın geçen yıllarda 20 beldemiz vardı, bugün Kırşehir il genelinde sadece iki beldemiz kaldı. İlçelerimiz bu gidişle beldeye, köylerimiz mezraya dönüşecek. Bunun önüne geçmek için hükümetimizin bir şeyler yapması gerekiyor diye düşünüyorum.
2015 yılında nüfusu 225 bin 562 olan Kırşehir’in nüfusu 2016 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları’na göre 229 bin 975 oldu.
Şehrimizde il ve ilçe merkezleri nüfusu 2015 yılında 173 bin 222 iken 2016 yılında il ve ilçe merkezlerinin nüfusu toplam 178 bin 324 oldu.
Kırşehir’de belde ve köylerin nüfusu 2015 yılında 52 bin 340 iken 2016 yılında 51 bin 651’e düştü. Kırşehir’de yıllık nüfus artış hızı 2014-2015 yıllarında binde 12,7, 2015-2016 yıllarında binde 19,4 olarak kaydedildi.
Kırşehir’de erkek nüfus 114 bin 815, kadın nüfus 115 bin 160 oldu. Kırşehir’de il ve ilçe merkezlerindeki toplam 178 bin 324 nüfusun 89 bin 171’i erkeklerden, 89 bin 153’ü kadınlardan oluşuyor. Belde ve köylerde ise, erkek nüfus 25 bin 644, kadın nüfus 26 bin 7 oldu.
Özetle 2015 yılında nüfusu 225 bin 562 olan Kırşehir’in nüfusu 2016 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları’na göre 229 bin 975 oldu. Bu demek oluyor ki Kırşehir’in nüfusu 4 bin 113 kişi artmış. Kırşehir’in şehir merkezi nüfusunda ciddi bir artış ortaya çıktı. 126 bin olan şehir merkezimizin nüfusu 5 bin 108 kişi artarak 130 bin 915’e yükseldi.
Kırşehir’in küçülen bir il değil, büyüyen ve gelişen bir il olmasını istiyoruz. O zaman Kırşehir’i yönetenlere ve özellikle siyasilere büyük görev düştüğü de ortadadır. Kırşehir’in cazibe merkezi olması için, yatırımcıların gelmesi için artık bir şeyler yapma zamanı, geldi de geçiyor bile…
Milletvekillerimiz Sayın Mikâil Arslan ile Salih Çetinkaya’nın ve Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin Kırşehir’in kabuğunu kırması yoğun gayret ve çabaları olduğunu biliyor ve görüyoruz. Ama çaba yetmiyor artık. Hazırlanan projelerin gerçekleştirilmesini bekliyoruz.
Şurası da unutulmamalı ki sadece kamu yatırımlarıyla, bina yenilemekle, park ve bahçe yapmakla Kırşehir’in gelişmeyeceğini düşünemiyoruz. Organize Sanayi’ye getirilecek yeni yatırımcılarla, termal turizm yatırımlarıyla, demiryolu ve otoyollarıyla, sanayicilerin desteklenmesiyle, onların yaşadıkları sorunların çözümlenmesiyle Kırşehir’in kabuğunun kırılacağını düşünüyoruz.
O halde gözlerimiz bu ili yönetenlerde, siyasilerimizde…
2017 yılında inşallah altyapı sorunlarıyla köye dönen Kırşehir merkezinde üst yapı çalışmaları tamamlanır, Kırşehir modern bir yapıya bürünür ve yaşanacak iller arasına katılır ve cazibe merkezi bir il konumuna gelir. Milletvekillerimiz de Kırşehir’e yaşanan ekonomik krizleri aşılmasına ve yeni yatırımcıların gelmesine vesile olurlar.
Öküzlük nasıl bir şeydir diye merak edenlere

Ormanın birinde Aslanlar toplanmış. “yahu” demişler, “hesapta kralız, açlıktan öleceğiz birader. Maymuna saldırsak, ağaca kaçıyor; fillere saldırsak, fazla büyük… Ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz; kuşa dalsak, uçuyor, eee balık yakalayacak halimiz de yok…
N’aapsak? ” Bir tanesi “en iyisi, öküzlere saldıralım” demiş, “iri yarı görünüyorlar ama ne pençeleri var, ne dişleri diş… Tam dişimize göre!” Olur mu? Olur. Hücum! Ama evdeki hesap çarşıya uymamış; Öküz, öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer… organize oluyorlar, topluca savunma yapıyorlar, püskürtüyorlarmış. Aslanlar aç bilaç. N’aapsak, n’aapsak? “tilkiye danışalım” demişler.
Tilki “kolay” demiş, “beni, öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prensi yapın, işinizi halledeyim…” Kabul etmişler. Tilki, elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş, “saygıdeğer öküzler” demiş, “aslında aslanlar uysaldır, sizi de çok seviyorlar… Ama; Şu aranızdaki sarı öküz var ya, sarı öküz, işte sorun o… Görünce tahrik oluyorlar, canları çekiyor, verin şu sarı öküzü, Kurtulun kardeşim, huzur içinde yaşayın! ” Öküz heyeti düşünmüş taşınmış, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” Mantığıyla, verivermişler sarı öküzü… Aslanlar da afiyetle yemiş.
Bir gün, iki gün… Tilki gene gelmiş. “bakın gördüğünüz gibi, saldırılar kesildi, mutlu mutlu yaşıyorsunuz” demiş Ve eklemiş: “ama şu var ya benekli öküz, benekli öküz, O burada olduğu sürece size rahat yüzü yok arkadaş, Canları çekiyor, verin, kurtulun!” Öküz heyeti düşünmüş, “otlağın selameti için” Teslim etmiş benekli öküzü…
Üç gün, dört gün… Tilki gene gelmiş. Kuyruğu uzun olanı… Burnu beyaz olanı… Tombul olanı… Tek tek alıp, gitmiş. Otlak seyrelmiş. Semirmiş aslanlar.
Günlerden bir gün… Artık tilki gelmemiş! Gerek kalmamış çünkü. Doğrudan aslan gelmiş. “hanginizi istiyorsam, Canım hanginizi çekiyorsa, onu vereceksiniz, Adamı hasta etmeyin” demiş. Otların arasında tir tir titreyen, tek tük kalmış öküzler, “keşke sarı öküzü vermeseydik” demiş ama iş işten geçmiş.
İşte öküzlük böyle bir şeydir…

***

Biraz da gülelim!

Yatak dar geldi fıkrası

Nasrettin Hoca'nın karısı vefat etmiş. Erkek adamın yalnız yaşaması biraz zordur. Hoca da yalnızlığa dayanamamış, kendine uygun bulduğu dul bir hanımla evlenmiş.
Nasrettin Hoca ile yeni karısı, gece olunca, yatmışlar yatağa, başlamışlar muhabbete. Kadın, rahmetli kocasını övmeye başlamış:
- Benim rahmetli şöyle iyiydi, böyle iyiydi...
Hoca bu, altta kalır mı? Kesmiş kadının sözünü:
- Benim rahmetli daha iyiydi!
Demiş ama dediğine de bin pişman olmuş. Kadının ağzı açılmış bir kere, kapatabilirsen kapat:
- Benim rahmetli erkenden kalkardı, sobayı yakardı, çorbayı pişirirdi, sofrayı hazırlardı...
Kadın rahmetli kocasının marifetlerini saymaya başlamış. İşin kötüye gittiğini gören Nasrettin Hoca, ayağı ile öyle bir itmiş ki; kadın yataktan yuvarlanarak düşmüş.
Kendini yerde bulan kadın şaşkınlıkla sormuş:
- Hoca efendi, ne yaptın ayol?
Hoca cevap vermiş:
- Yatak dar geldi.
- Niye ki?
Hoca demiş ki:
- Bir yanda sen, bir yanda ben, bir yanda senin rahmetli, bir yanda benim rahmetli; dört kişi bir yatağa nasıl sığacağız yahu?

***

Sevdiğim bir söz

“Açık kalple konuşan düşman içten pazarlıklı dosttan daha iyidir.” Beydeba