Yarın 28 Mart. Kırşehir ve bizim için anlamlı ve özel bir gün…

1977'de yani 47 yıl önce ağabeyim Şevket Güner’in kurduğu, bir disiplin ve ilkeler içinde yıllardır büyük bir özveri ile yayınlayarak bugünlere ulaştırdığımız gazetemiz "Kırşehir Çiğdem"in bugün 48. yaş günü...

Evet, dile kolay tamı tamamına 47 yıl bitti. 48’ine adım attı "Kırşehir Çiğdem"...

Belki birileri bu süreyi kısa görebilir. Ama Kırşehir gibi küçük bir ilde bu kadar uzun süre ile yayınlanmış tek gazete olduğunu anlayabilirlerse bu 48 yılın uzun bir yayın süresi olduğunu belki kavrayabilirler.

Ne zor ve sıkıntılı günlerdi o günler…

Bu meslekte bugünlere elbette kolay gelmedik. Ağabeyim Şevket Güner’le birlikte başladığım bu mesleğin cefasını onunla birlikte çok tektim.

Böyle bir günde mesleğinden emekli olmuş, Kırşehir’de ağabeyim Şevket Güner’le birlikte "gazeteciyim" diyemediğim bir ortamda yarım asırdır yapmakta olduğum mesleğimin Kırşehir'de içinde düştüğü hazin durumu bilmem anlatmama, yazmama gerek var mı bilemiyorum.

Çağımızın dijitalleşmesiyle birlikte maalesef her sektörde olduğu gibi bizim mesleğimizde ayağa düştü.

Son yıllarda tehdit ve şantajcılığın yanına bir de sahte hesaplar kullananlar eklendi. Kimilerine göre trol olarak kabul edilen bu kişiler, insanların namusuna, şerefine dil uzatıyorlar, hakaretler yağdırıp, iftira ve çamur atarak haysiyet suikastı yapıyorlar.

İşte bu kişiler yüzünden Kırşehir'de gazetecilik yerlerde deforme olmuş durumda. Her geçen gün daha da erozyona uğrayan gazetecilik ne yazık ki bugün insanların güvenini iyiden iyiye kaybetmeye başladı.

Bugün Kırşehir’de basılı olarak yayınlanan ve resmi ilan yayınlama hakkına sahip gazetemiz “Kırşehir Çiğdem” ile www.kirsehircigdem.com internet sitemizle Kırşehir’de basın meslek ilkeleri doğrultusunda yayın yapıyoruz.

Bütün sıkıntılara ve yaşanan ekonomik krizlere göğüs geren bizler mesleğimizi harfiyen yerine getirmeye çalışırken, 10’a yakın insana iş ve iş veriyoruz. Merdiven altı tabir edilen sözde basın kisvesi altında “gazeteciyim!” diyenlerin böyle bir sorunu yok. Ne bir yanında adam çalıştırıyor, ne bir işyeri var. Sadece bir telefonla “gazetecilik!” oynuyorlar!

İşte bu kişiler son yıllarda iyiden iyiye arttı. Asıl mesleği gazetecilik olmayan bu kişiler yüzünden mesleğimizde yaşanan sorunlar her geçen artıyor, itibarımız yerle bir oluyor.

Elbette her gazetecinin bir siyasi görüş ve düşüncesi olmalı.

Gazeteci tarafsız mı olmalı? Bana göre elbette gazeteci tarafsız olmamalı.

Gazeteci taraf olmalı. Yaşadığı ülkenin bayrağı, toprak bütünlüğü ve sınırlarının korunması adına, yaşadığı kentin insanlarının hayat standartlarının yükseltilmesi adına, doğruları öğrenmeleri adına taraf olmalı.

Peki bunu Kırşehir'de yapan kaç gazete ya da gazeteci var ki?

Bastır parayı, istediğini yazdır, istediğine hakaret et, tehdit ve şantaj savur! Karala, çamur at!

Türkiye mi? Millet mi? Bayrak mı? Toprak mı? Kırşehir mi? Hak getire!

Bunu yapan omurgasızlar zaten ayaklar altında, hemen elinin yanında. Ver üç-beş kuruş yazdır, çizdir!

Çıkar uğruna her şeyi yapar bunlar!

Para vermezsen vay haline vay!

İşte bütün bu süreçte gerek gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”lebirlikte ben de mesleğim içinde onur mücadelesi veriyorum.

“Onur” mücadelesi diliyorum, çünkü benim bu mesleğimi yaptığını zanneden, onursuzların her geçen gün arttığı bir dönemde “onur”dan bihaber olanlar karşısında bazen yalnız kalsak ta bu yolda yürümeye devam edeceğiz.

Benim bu kutsal mesleğimi “onur”suzlaştıranlar, ne yazık ki Kırşehir’de el üstünde tutulmaya, haram yiyerek köşe dönenlere fırsat verilmeye devam edenlere de diyecek bir şey bulamıyorum elbette!

Yarım asırlık gazetecilik hayatımızda önümüze çıkan, ya da çıkarılan her türlü engellere, abidikgubidik fırıldaklıklara, her türlü kirli ayak oyunlarına rağmen dimdik durmaya, her türlü zorluk ve sıkıntılara göğüs gererek bugünlere gelmek hiç de kolay olmasa gerek.

Elbette yaşanan onca sıkıntılı ve süreçte gazetemize el uzatan da, dil uzatan da oldu.

Başkaları gazeteciliği para kazanma, köşe dönme ve tehdit aracı olarak kullanırken "Kırşehir Çiğdem", “Kırşehir” dedi, “Kırşehirliler” dedi…

Onlar köşe dönmenin hesabını yaptı, "Kırşehir Çiğdem" Kırşehir'in küçülmesinden, nüfusunun düşmesinden, sorunlarının çözülmemesinden, siyasetçilerin vaadlerini yerine getirmemesinden, milletvekili sayısının 2'ye düşmesinden duyduğu rahatsızlıkları dile getirdi.

Başkaları siyasilerin ve il yöneticilerinin sırtını sıvazladı, yağ çekti, ihale aldı, rant kaptı, köşe döndü. "Kırşehir Çiğdem" yeri geldi eleştirdi, yeri geldi yerden yere vurdu, yeri geldi övdü. Maddi anlamda sarsıldı ise de yıkılmadı, ayakta kaldı.Dürüstlüğünden ve duruşundan asla kimseye taviz vermedi.

Çünkü bizim mizacımızda birilerine yalakalık yaparak köşe dönmek yok, abidikgubidik yok. Ama onlar mayalarının gereğini yapıyorlar. Kalemlerini satıyorlar!

Oysa kalem satmanın namusunu satmaktan farkı yoktur.

Onlar tehdit ve şantajla, kirli ve çamur oyunlara ve tezgahlara girip haram kazanırken, Kırşehirlilerin kendilerine neler söylediklerini duymazdan geliyorlar, yüzleri kızarmadan, utanmadan "gazeteciyiz!" diyebiliyorlar.

Büyüklerimiz, duayenlerimiz onları gördükçe "biz gazeteci değiliz!" diyorlar. Ama onlar hala boş buldukları meydanda ayak altında dolaşmaya, sözde gazetecilik yaptıklarını sanmaya devam ediyorlar...

Ne diyeyim onlara…

Biz böyleleriyle aynı ortamda bulunmaktan, aynı kefeye konmaktan utanıyoruz artık. Bu konuda Kırşehir'i yönetenler de artık gerçekleri görür ve gereğini yaparlar. Yoksa mesleğimiz daha da aşağılara düşecektir diye düşünüyorum.

Gazetemizin 48’nci yılına girdiği bugünde sadece şunu söylemek isterim.

Gazetemize kurulduğu günden bu yana bizlere destek veren, güven duyup destekleyen tüm okurlarımıza ve saygıdeğer hemşehrilerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyor, Kırşehir’e hizmet yolunda nice yıllar "Kırşehir Çiğdem"le karşınızda olmaya diyorum.

Bu arada 31 Mart Pazar günü yapılacak yerel seçimlerde bütün partilere ve adaylara başarılar diliyorum. Kazanının Kırşehir olmasını istiyorum…