Ülkemiz büyük sıkıntılar içinde geçiyor. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli 11 ilde yaşanan asrın felaketi olarak değerlendirilen bir süreçten geçerken, 14 Mayıs’ta önemli bir seçime hazırlanırken, tek amacı Kırşehir ve Kırşehirlilere hizmet etmek olan gazetemiz “Kırşehir Çiğdem” bugün 47. yaşına girdi.

46 yıl önce ağabeyim Şevket Güner’in kurduğu ve yıllardır birlikte büyük bir özveri ile yayınlayarak bugünlere ulaştırdığımız gazetemiz "Kırşehir Çiğdem"in dün 47. yaş günüydü.

28 Mart 1977'de yayın hayatına başlayan ve yayınını aralıksız 46 yıldır sürdüren gazetemiz "Kırşehir Çiğdem"in en mutlu günüdür...

Dile kolay tamı tamamına 46 yıl bitti. 47’sine adım attı "Kırşehir Çiğdem"...

Bu meslekte bugünlere elbette kolay gelmedik. Ağabeyim Şevket Güner’le birlikte başladığım bu mesleğin cefasını onunla birlikte en çok çekenlerden biriyim dersem sanırım fazla abartmamış olurum.

Böyle bir günde mesleğinden emekli olmuş, Kırşehir’de ağabeyim Şevket Güner’le birlikte "gazeteciyim" diyemediğim bir ortamda 46 yıldır yapmakta olduğum mesleğimin içinde bulunduğu hazin durumu görünce üzülmemek elde değil.

Elbette her gazetecinin bir siyasi görüş ve düşüncesi vardır.

Gazeteci tarafsız mı olmalı?

Gazeteci bence tarafsız olmamalı.

Gazeteci taraf olmalı. Yaşadığı ülkenin bayrağı, toprak bütünlüğü ve sınırlarının korunması adına, yaşadığı kentin insanlarının hayat standartlarının yükseltilmesi adına, doğruları öğrenmeleri adına taraf olmalı.

Peki bunu Kırşehir'de yapan kaç gazete ya da gazeteci var ki?

Türkiye mi? Millet mi? Bayrak mı? Toprak mı? Kırşehir mi? Hak getire!

Evet, biz gazete olarak hep Kırşehir’den ve hemşehrilerimizden yana taraf olduk. Kırşehir’e hizmet etmeyenlerin, edemeyenlerin karşısında olduk. Biz bunu yaparken, “gelene ağam, gidene paşam!” mantığıyla hareket etmedik.

Kırşehir’de yaşarken "taraf" olmadan duramadık ne yazık ki…

Biz siyasete hiçbir zaman taraf olmadık. Hiçbir partinin savunucusu ve arka bahçesi olmadık. Bir partinin içinde, kıyısında, köşesinde de bulunmadık. Çünkü Kırşehir’i savunuyoruz, Kırşehir’in haklarını savunuyoruz. Bu nedenle olsa gerek bazen ateşleniyoruz, dalgalanıyoruz, coşuyoruz, köpürüyoruz.

Kırşehir’e taraf olanlar, ya da senin tarafından olanlar kadar seviyorsun onları...

Belki de “taraf olmayanlar, bertaraf olur” algısıyla taraf oluyorsun.

Bir yanın zorluyor seni buna...

Belki menfaatlerin buna sebep.

Belki dünya görüşün bunu gerektiriyor.

Belki de siyasi düşüncen buna mecbur ediyor seni.

Kim bilir belki de bu yönü seçmek senin için çok daha kolay olanı.

Bu iniş çıkışlı duygu durumlarını pek seviyorsun.

Kırşehir’de taraf olalım; iyiden yana taraf olalım, güzelden yana…

Taraf olalım; ilimiz ve ülkemizin menfaati için çalışandan yana…

Taraf olalım “bu memleketi nasıl daha güzel bir yere getiririz” diyenlerden yana…

Taraf olalım; çalmadan, çırpmadan bulunduğu makamın hakkını verenlerden yana…

Taraf olalım; namuslu, şerefli, onurlu, ahlâklı, dürüst insan olanlardan yana...

Dedim ya biz hep bugüne kadar Kırşehir ve Kırşehirlilerden yana taraf olduk.

Ama bazen yakın dostlarımız, arkadaşlarımız yaptığımızın yanlış olduğunu söylüyorlar. Hayıflanıyorum tabii…

Bugün gazete olarak ayakta kalmanın onur mücadelesini verirken, bizim mesleğimizi sözde yapanları örnek gösterenler çoğunlukta ne yazık ki…

“Siz de öyle yapın, şöyle yapın! Kırşehir mi, hemşehrileriniz mi boş verin! Bu memleketin fedaisi siz misiniz???” diyen dostlarımız günümüzde o kadar çoğaldı ki, mesleğimizi, işimizi yapamaz hale geldik ne yazık ki…

Dün ona buna, Kırşehir’i yönetenlere, kızardım. Bugün anladım ki, bu kızgınlığımın aslında kimseye faydası yokmuş.

Artık değişmek gerekiyor, değişim için bir şeyler yapmamız gerekiyormuş öyle diyorlar! Ama bizim kafa kâğıdı, eskidi, beyin eskidi. Değişim için format attırmak mı gerekecek bilmiyorum. Format attırsam acaba tutar mı onu da bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa bu saatten sonra değişmemiz zor gibi gözüküyor.

Ne yapayım ben, yapım bu. Ben anamdan, babamdan böyle görmedim. Onlar “Çal-çırp-köşe ol!” diye öğüt vermediler. “Doğru ol, adam gibi çalış, işine, eşine, Kırşehir’e hizmet et” dediler. Ben böyle gördüm, hep böyle yaşadım, bundan sonra da böyle yaşamaya devam edeceğim.

Nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilmedim kimseye, bu saatten sonra da kimse benim eğilmemi, bükülmemi, ona buna kuyruk sallamamı beklemesin.

Çıkarın, büyüğü küçüğü, noktası destanı olmaz. Eğer bir insan bir parça kemik için kendinden taviz veriyorsa gerisini siz düşünün artık.

Kişi bir takım çıkar ve menfaatleri karşılığında kendinden ve değer yargılarından taviz veriyor ve başı önünde eğik dolaşıyorsa eyvah ki, eyvah!

Biz 46 yıldır Kırşehir’de “Kırşehir Çiğdem” gazetesini yayınlarken, hiçbir zaman başımız önde olmadık, ona buna yalakalık yapmadık, el-etek öpmedik. Diklenmeden dik durduk. Bu onur ve gurur bize yeter de artar bile…

Köşe dönmediysek de, kimseden köşe bucak da kaçmadık. Başımızı öne eğdirmedik.

Ne fazlasını istedim, ne de köşe dönmek için hırs yaptım. Yetinmesini bildim hep olduğu kadarıyla…

Kırşehir’i ve Kırşehirlileri sevdim, onlar için bu yolda karınca kararınca hizmet etmeye, sorunlarına çare bulmaya çalıştım.

İşte bugün 28 Mart 1977 tarihinde kurulan gazetemiz “Kırşehir Çiğdem” 47 yaşında.

Evet gazeteler yaşamalı. Gazeteler varlıklarını sürdürmeli. Para da kazanmalı. Bu yolun üzerinde asla şantaj, yalan, iftira, tehdit yazıları olmamalı. Onun bunun oyuncağı haline gelmiş bir anlayışın ürünü olmak çokta ahlaki değildir.

Günümüzde “okunabilir” gazete olmak çok önemli. Hele hele aranan gazete olmak daha da önemli.

Çok şükür biz bunu başardık. Aranan ve okunan bir gazeteyiz. Bu bizim onurumuzdur, şerefimizdir.

Bu mesleğe 47 yılımı verdim. Siyasetçileri, ili yönetenleri eleştirdim. Çünkü Kırşehir için, Kırşehirlilerin menfaati için bunu yaptım.

Ben de başkaları gibi görmezden, duymazdan gelemedim. Her şeyin iyi olmasını, Kırşehir’in iktidarlardan nasibini almasını istedim, durdum…

Bazen nalına, bazen mıhına vuruyoruz ne yapalım.

Kafamızda, yolumuzda Kırşehir olunca başka bir şey gelmiyor aklıma.

Kırşehir için, Kırşehir’in menfaati için, yazıp, çizmeye devam etmek için gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”in nice yıllar ayakta kalması ümidiyle, bir kez daha bütün Kırşehirlilere, değerli okurlarımıza ve hemşehrilerimize yürekten teşekkür ediyor, nice yıllar birlikte olmayı umut ediyorum…

Gazetemizin 47. Yaşına basması nedeniyle ilimiz yöneticileri, siyasi partilerin başkan ve yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarımızın başkanları başta olmak üzere pek çok hemşehrimizden tebrik yağmuru aldık.

Hepsi bizleri, gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”in yayınlarını, seviyeli ve dürüst yayın politikamızdan dolayı kutladılar.

Bundan gurur ve mutluluk duyduğumuzu belirtmek istiyorum.

Gazetemize gelen, telefon ya da e-maille kutlayan, çiçek gönderen bütün hemşehrilerimize ve okurlarımıza yürekten teşekkür ederken, onların sevgi, saygı ve güvenlerini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da boşa çıkarmayacağımızın sözünü veriyorum kendi adıma, gazetemiz “Kırşehir Çiğdem” adına…