Çin’de görülen ve hızla tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını Mart ayının ortasında ülkemizde de görüldü. O tarihten bu tarihe kadar insanlar koronavirüsle yatıyor, koranavirüsle kalkıyor neredeyse…
İnsanların tüm yaşamını etkileyen bu salgın ve bulaşıcı hastalık nedeniyle herkes haftalarca evlerine kapandı, mecbur olmadıkça sokağa çıkmadılar.
Koronavirüsle mücadele için gecesini gündüzüne katarak yoğun bir tempo ile çalışan Valimiz Sayın İbrahim Akın, Belediye Başkanımız Sayın Selahattin Ekicioğlu, Sağlık Müdürümüz Dr. Ali Bulut ve ekibi, hastanede ve sağlık ocaklarında görev yapan doktor, hemşire ile tüm sağlık çalışanları, filyasyon ekipleri, Emniyet Müdürümüz sayın Metin Türesin başta olmak üzere Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Yılmaz ile KESOB Başkanı Bahamettin Öztürk’ün çabalarını unutmamız mümkün değil.
Bu salgın hastalıkla birlikte işyerleri kapatıldı, ya da kapanmak zorunda kaldı. Devletimizi yönetenler bunların bir kısmına karınca kararınca destek verirken, bir kısmı destek göremedikleri için aylardır bir çırpınış içinde kıvranıyor da kıvranıyorlar.
İşyeri kirasını, çalışanların maaşlarını, sigorta primlerini, vergi ve diğer masraflarını ya ötelemek zorunda kaldılar, bankalardan, ya da yakınlarından temin etikleri borç ve destekle aşmaya çalıştılar.
Gazete olarak bu süreçte biz de haftada iki gün olarak yayınlandık. Dolayısıyla ben ve çalışan arkadaşlarımız gazeteye her gün gitsek de fazla gelen giden olmadığı için erken gidip, erken çıkış yapmak zorunda kaldık.
Şahsen ben yoğun ve yorucu çalışamadığım için, çarşıda-pazarda, ya da eş-dost ve yakınlardan uzakta kaldım, sakin yerlerde, dağda, tepede, bol bol yürüyüş yaparak aldığım fazla kiloları atma gayretinde oldum.
Boş ve bol zamanımız olduğu için Kırşehir’i ve Kırşehir’de devam eden yatırımlara baktım, içim sızladı doğrusunu söylemek gerekirse…
Hükümet Konağı binası ödenek yetersizliği nedeniyle durduğu için sanırım bir yıldır tek bir çivi çakılmadı. Şehrin tam ortasında devasa bir bina bazı tadilatlar yapılarak Kredi ve Yurtlar Kurumu’na tahsis edilip, yurt olarak kullanılması hedefleniyor.
İlimizi yöneten Valimiz, Milletvekillerimiz, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri, ya da iktidarın Ankara’daki bakan ve bürokratları gelsinler şöyle Kırşehir’in cadde ve sokaklarında halkın görüşünü alıp, buranın yurt olarak değerlendirileceğini söylesinler. Bakalım Kırşehir halkı neler söyleyecekler, bu kararın ne kadar yanlış olduğunu ifade edecekler kulaklarıyla duysunlar. Duysunlar ki bu kararın yanlış olduğunu anlayıp, vazgeçsinler.
Yine Terme Caddesi’nde üç-dört yıl önce apar topar yapımına başlanan çok amaçlı yeni Öğretmenevi binası inşaatında çalışmalar ödenek yetersizliği nedeniyle durdurulmuş, adeta kaderine terk edilmiş durumda. Kendisine uzanacak bir yardım eli bekliyor.
Yine 2019 yılı Şubat ayı başında Kırşehir Belediyesi’ne devredilen ancak 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından devir işlemi Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tek tarafı olarak feshedilen Aşıkpaşa Tabiat Parkı’nın Ankara'da bir kişiye kiralanmasını Kırşehirlilerin hoş karşılamadığı da ortada.
Bilindiği üzere 2010 yılında Tabiat Parkı ilan edilen bin 300 dekarlık alan AKP'li Belediye Başkanı döneminde projelendirilmiş, Tarım ve Orman Bakanlığı da adı ''Aşıkpaşa Tabiat Parkı'' olan bu alana tenis kortları, basketbol sahası, oturma alanları, kır lokantası, gözetleme kulesi ve çeşitli tesisler yapmıştı. İşletme hakkı 4 Şubat 2019 tarihinde Kırşehir Belediye Başkanlığı’na verilmişti. Ancak 31 Mart yerel seçimlerinde Kırşehir Belediyesi AK Parti'den CHP'ye geçince Tarım ve Orman Bakanlığı bu kararından vazgeçmişti.
İktidar Partisi AK Parti, Kırşehir Belediyesi’ni kaybettikten sonra Kırşehir’e ve Kırşehirlilere adeta küsmüş, yatırımları kaderine terk etmiş gibi geliyor herkese…
Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, kendisine bırakılan borç yükü altında adeta kıvranıyor, destek yerine çıkarılan zorluklarla mücadele ediyor.
Başkan Ekicioğlu, göreve geldiği günden bu yana 90 milyon lira borç ödediğini ve binden fazla çalışanın maaşını gününde ödediğini ifade ederken, imkânlar çerçevesinde Kırşehir halkına verdiği vaatleri yerine getirmekte kararlı olduğunu söylüyor.
Ben Kırşehir’e hizmet edenlerin partisine, pırtısına, siyasi görüş ve düşüncesine bakmıyorum. Kırşehir’e kim bir çivi çakıp hizmet ediyorsa onun yanında yer almayı ilke edinmiş birisi olarak iktidar partisi milletvekili Sayın Mustafa Kendirli Kırşehir’de yarım kalan ve adeta kaderine terk edilen yatırımları ayağa kaldırmak zorunda olduğunu asla unutmamalı, “Kırşehir Belediyesi’ni CHP yönetiyor!” diye ona zorluk çıkarmak yerine destek olmak zorunda olduğunu aklından çıkarmamalı.
Milletvekilliği görev süresinin yarısını geride bırakın Milletvekili Kendirli, önündeki süreye bakıp, rehavete kapılıp, “Önümde daha şu kadar sürem var, yapar, bitiririm” demeden biran önce kaderine terk edilen yatırımları tamamlamalı. Yoksa görev süresi bitince Kırşehir’in cadde ve sokaklarında gönül rahatlığı içinde gezemeyeceğini düşünüyorum.
Evet, büyük umutlarla girdiğimiz 2020 yılı da koronavirüsle mücadeleyle boşa gitti diyenlerdenim.
Kırşehir’de iktidar partisi AK Parti ile muhalefetteki CHP’li Belediye’nin yerel anlamda halkın beklentilerini karşılayamadıkları sıkça dillendirilmeye başlandı. Şu da bir gerçek ki Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’nun bütün imkânlarını zorlayarak hemşehrilerine verdiği sözü yerine getirmek için kıvrandığını herkes biliyor ve görüyor.
Doğru dürüst ekibini bile kuramayan Başkan Ekicioğlu’nun devraldığı AK Parti ekibiyle çalıştığını ve partizanlık yapmadığını da herkes biliyor.
Umarım Kırşehirlilerin tamamlanmasını dört gözle ve sabırla beklediği, yarım yamalak duran yatırımlar tamamlanma sürecine girer, yeniden ayağa kaldırılır ve sorunlar çözümlenir.
İktidar partisi Milletvekili Mustafa Kendirli Kırşehir halkının istediği yeni yatırım ve hizmetleri eğer koronavirüs ya da ekonomik sıkıntılara bağlarsa pek te inandırıcı olmayacağını, görev süresi içinde “Şu da benim eserim” diyebileceği yatırımlar yapmalıdır.
Umarım Sayın Kendirli, önündeki zamanı çok iyi değerlendirir ve halkın beklentilerini karşılar ve adını Kırşehir’de hizmetleriyle anılan milletvekilleri arasına yazdırır. Tabi Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu da…

***

ANLAYANA…

Okumak da başa belâ...

İkisi de aç olan bir Aslan’la bir Tilki birlikte ava çıkmış.
Çayırlıkta sakin sakin otlayan bir eşek görmüşler. Tam dişlerine göre!
Aslan baş tarafına geçmiş, tilki arka tarafına… Bunun üzerine otlamaya biraz ara veren eşek:
- Anladım beyler, demiş, beni yiyeceksiniz. Ama beni yerseniz Padişah’la başınız derde girer.
- Niyeymiş o? diye sormuş Aslan.
- Ben “Padişah’tan Fermanlı Eşek”im de ondan.
- Hadi canım, demiş Aslan. Hani ferman’ın nerde?
- Arka sağ ayağımın altındaki nal’a kazılı vaziyette, demiş eşek.
Aslan uzaktan Tilki’ye işaret ederek:
- Okuyuver lan şunu, demiş, bakalım doğru muymuş?
Tilki uyanık:
- Valla benim okumam yazmam yok! demiş.
- İyi lan, iyi! demiş Aslan öfkeyle, çekil kenara, ben kendim okurum…
Tabii Aslan, eşeğin arka ayağındaki fermanı okumaya çalışırken, eşek öyle bir tekme patlatmış ki Aslan 10 metre ileriye bütün kemikleri kırılasıya.
Bunun üzerine, eşekle tek başına baş edemeyeceğini bilen Tilki hızla uzaklaşırken kendi kendine söyleniyormuş:
- Ulan bu devirde okumak da başa belâ...

***

Sevdiğim bir söz

“Gerçekten büyük olmayan “büyük adamlar” çevrelerini küçük adamlarla doldururlar.” Steve Reich