Gazetemiz “Kırşehir Çiğdem” 45 yaşına girdi.
Yarım asra yakın bir zaman ve bu zamanda Kırşehir gibi küçük bir ilde gazetecilik yapmak…
Evet, bugün elinizde tuttuğunuz “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi 28 Mart 1977 tarihinde yayın hayatına başlamıştı. 
Ağabeyim Şevket Güner’le birlikte başladığım bu mesleğin cefasını onunla birlikte çektik, onunla birlikte ilkeli bir gazetecilik yaparak bugünlere ulaştık. 
Türkiye’de 2000’li yıllardan sonra gazete enflasyonu başlayınca tüm ülkemizde olduğu gibi Kırşehir’de de yerel gazete sayısı 12’ye yükselmiş ve 2014 yılında Basın İlan Kurumu’nun da öncülüğü ile Kırşehir’de yerel gazeteler birleşmiş ve gazete sayısı 3’e düşünce belli bir kalite gelmişti. 
Ama ne acı ki Kırşehir’de ortaklık uzun gitmiyor ve bozuluyor. Nitekim birleşen gazetelerin sahipleri kısa sürede anlaşmazlığa düşünce resmi ilân alan gazete sayısı tek tek artmaya başladı ve bugün 7’ye yükseldi. 
Bu durum da gazetelerdeki kalitesizliği beraberinde getirmiş ve bütün gazeteler de ciddi oranda zarar etmeye başlamıştır. Çünkü bugün Kırşehir’den kat ve kat büyük bir il olan Kayseri’de 3, Nevşehir’de 2 gazete yayınlanırken, şehrimizde 7 gazetenin yayınlanması gazetelerin zarar etmesinin en büyük nedeni olsa gerek. 
Biz “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi olarak bütün zorluklara ve sıkıntılara göğüs gererek, zarar etme pahasına yayınımızı sürdürmeye devam ediyoruz. 
Bu yıl başında gazetemizin yönetiminde bir değişiklik oldu ve ben de yıllardır çeşitli kademelerinde görev yaptığım “Kırşehir Çiğdem”in sahibi oldum. Bu değişikliğin ardından yüzlerce hemşehrimden olumlu tepki ve destek aldım. İnşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Kırşehir için doğruları yazıp çizmeye devam edeceğiz.
Maalesef son yıllarda mesleğinden emekli olmuş, Kırşehir’de ağabeyim Şevket Güner’le birlikte "gazeteciyim" diyemediğim bir ortamda 45 yıldır yapmakta olduğum mesleğimin Kırşehir'de içinde düştüğü hazin durumu bilmem anlatmama, yazmama gerek var mı bilemiyorum ama yine de bir özeleştiride bulunmak istiyorum. 
Öyle ya işimiz sadece karşı tarafı eleştirmek değil. Aynada kendimizi de görmemiz gerekiyor zaman zaman…
Bakıyorum da, Kırşehir'de gazetecilik yaptıklarını sanan bazılarını görünce lanet olsun böyle gazeteciliğe diyorum!
Elbette her gazetecinin bir siyasi görüş ve düşüncesi vardır. 
Gazeteci tarafsız mı olmalı?
Gazeteci bence tarafsız olmamalı, taraf olmalı. 
Yaşadığı ülkenin bayrağı, toprak bütünlüğü ve sınırlarının korunması adına, yaşadığı kentin insanlarının hayat standartlarının yükseltilmesi adına, doğruları öğrenmeleri adına taraf olmalı.
Peki bütün bunları harfiyen yerine getiren Kırşehir'de kaç gazete ya da gazeteci var ki?
Bastır parayı, istediğini yazdır, istediğine hakaret et, tehdit ve şantaj savur!
Böyle bir şey olabilir mi? 
İnsan yaşadığı kentin sorunlarını gündeme getirip, gördüğü yanlışları ve aksaklıkları çözümü noktasında yeri gelince iktidarı, yeri gelince muhalefeti, yeri gelince kamu kurum ve kuruluşlarını eleştiremez mi? 
Eleştiriyi “Kırşehir” ve “Kırşehirliler” için yapmayıp, kendi çıkarı için yapıyorsa vay halimize vay!
Bunu yapan omurgasızlar zaten ayaklar altında, hemen elinin yanında. Ver üç- beş kuruş yazdır, çizdir! 
Ülkemizde olduğu gibi Kırşehir’de de bizim basın sektörü son yıllarda ekonomik sıkıntı içinde. Buna bir de pandemi eklenince sıkıntılar daha da arttı ve büyük bir çıkmaz içindeler.
İşte biz de böyle zor ve sıkıntılı bir süreçten geçerken, zarar etmemize rağmen onur mücadelesi vererek, yayın hayatımızı sürdürmeye gayret ediyoruz. 
“Onur” mücadelesi diliyorum, çünkü benim bu mesleğimi yaptığını zanneden, onursuzların her geçen gün arttığı bir dönemde “onur”dan bihaber olanlar karşısında bazen yalnız kalsak ta bu yolda yürümeye devam edeceğiz.
Evet, 45 yıllık gazetecilik hayatımızda önümüze çıkan, ya da çıkarılan her türlü engellere göğüs gererek bugünlere gelen gazetemize el uzatan da, dil uzatan da elbet te oldu.
Başkaları gazeteciliği köşe dönme ve tehdit aracı olarak kullanırken "Kırşehir Çiğdem", “Kırşehir” dedi, “Kırşehirliler” dedi…
Onlar köşe dönmenin hesabını yaptı, "Kırşehir Çiğdem" Kırşehir'in küçülmesinden, nüfusunun düşmesinden, sorunlarının çözülmemesinden, siyasetçilerin vaadlerini yerine getirmemesinden, milletvekili sayısının 2'ye düşmesinden duyduğu rahatsızlıkları dile getirdi.
Başkaları siyasilerin ve il yöneticilerin sırtını sıvazladı, yağ çekti, ihale aldı, rant kaptı, köşe döndü. "Kırşehir Çiğdem" Kırşehir için, Kırşehirliler için eleştirdi, Kırşehir’e hizmete yöneltti. Belki maddi anlamda sarsıldık, ama yıkılmadık, ayakta kaldık.
Çünkü biz mesleğimizin kutsallığına inandık, o yolda yürüyerek başladığımız mesleğimize bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz. 
Başkaları gazeteciliği tehdit ve şantaj aracı görüp, kazandıkları haram parayla günlerini gün ediyorlar. Kırşehirlilerin kendilerine neler söylediklerini duymazdan geliyorlar, yüzleri kızarmadan, utanmadan "gazeteciyiz!" diyebiliyorlar.
Bunların işi gazete yayınlamak değil, Kırşehir'in sorunlarını yazıp çözmek değil. Onların amacı kâğıt müsveddelerini tehdit ve şantaj aracı olarak kullanmak! Çünkü onların işi bu!
Bizim partimiz, pırtımız yok. Bizim tek partimiz var, o da Kırşehir’dir. Böyle olunca da her partiye eşit mesafedeyiz, tarafsız ve objektif olmaya gayret ediyoruz. Bize hangi parti bir açıklama yaparsa bunu gazetemizde haberleştirip, okurlarımıza duyuruyoruz. Bundan sonra da böyle yayın hayatımızı sürdürmeye devam edeceğiz.  
Evet böyle bir sıkıntılı süreçten geçerken gazetemiz bugün 45. yılına adım attı. Böyle bir günde siz değerli okurlarımızla biraz dertleşelim istedim hepsi o kadar. Yılda bir gün de olsa kendimizden, mesleğimizin içinde bulunduğu acıklı durumdan, sözde gazeteci olanlardan bahsettik. Affola...
Gazetemize kurulduğu günden bu yana destek veren, güven duyup destekleyen tüm okurlarımıza ve saygıdeğer hemşehrilerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyorum. 
Yarım asra yakındır Kırşehir’in, Kırşehirlilerin sesi, gözü, kulağı olan, Kırşehir ve Kırşehirlilere söz söyletmeyen, ilkeli, seviyeli, nitelikli, kaliteli, Atatürk ilke ve inkılaplarının sonsuz savunucusu olan “Kırşehir Çiğdem”le nice yıllar karşınızda olmaya...