Kırşehir’deyim, Çiçekdağı’nda, Kaman da, Boztepe’deyim birkaç gündür… Bulunduğum dost sohbetlerinde hemen her birey, doların, avronun ve altının yükselişini konuşup soruyor ve herkes de kendince haklı olarak yorumlar yapıyor. Çalışan işçi ve memur konuşuyor, emekli konuşuyor, esnaf konuşuyor, öğrenci konuşuyor kısacası her kesimden insanlar ne olacak halimiz diye moral bozukluğunu dile getirip umutsuzluklarını dillendiriyorlar.

Kırşehir’deyim, Çiçekdağı’nda, Kaman da, Boztepe’deyim birkaç gündür…
Bulunduğum dost sohbetlerinde hemen her birey, doların, avronun ve altının yükselişini konuşup soruyor ve herkes de kendince haklı olarak yorumlar yapıyor. Çalışan işçi ve memur konuşuyor, emekli konuşuyor, esnaf konuşuyor, öğrenci konuşuyor kısacası her kesimden insanlar ne olacak halimiz diye moral bozukluğunu dile getirip umutsuzluklarını dillendiriyorlar.
Dövizin yükselişi ile birlikte benzin, mazot, LPG ve diğer tüm tüketim mallarında, kömürde, elektrikte, suda, doğalgazda meydana gelen artışın, sanki yaşadığımız şu kış günlerinin olumsuz hava koşullarından daha çetin olduğu ve adeta cep yaktığı konusunda hemen herkes hem fikir.
Tüm ürünlerde yaşanan fiyat artışlarının, Anadolu coğrafyasında köy, kasaba, ilçe ve illerde yaşayan insanların yaşam şartlarını doğrudan olumsuz yönde etkilediği, artık fakirin sofrasının pahalıya mal olduğu konusunda ortak birliktelik sağlanmış gibi…
Zira kıt kanaat geçinen insanların alım güçlerinin her geçen gün zayıfladığı ortak bir kanaat oluşturmuş.
Kırşehir’in sokaklarında, kahvelerinde, çarşı ve pazarında insanlar, yükselen döviz kurlarının durdurulamayışını, yükselen enflasyonu, NATO’yu, FETÖ’yü, PKK’yı, YPG’yi, Zarrab’ı konuşurken tartışmalar adeta zirve yapmış ve gündemi de oluşturuyor. “Ne umuyorduk ne bulduk?” diyebilenler, hükümetin her alanda olduğu gibi ekonomide de hedeflerinin tutmadığını artık yüksek sesle düşünebiliyorlar.
Hemen her kesimden toplum da seçim konusu gündemden hiç düşmüyor. Önce yerel seçimler ve daha sonra da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler erken mi olur, zamanın da mı yapılır soruları da sıkça gündeme gelmektedir.
İçinde bulunduğumuz ekonominin zor şartlarında yaşamını sürdüren Vatandaşın duyguları, düşünceleri ve yorumları çok önemli. Sürekli artış gösteren döviz fiyatlarına paralel olarak tüm tüketim mallarında yaşanan artışlar vatandaşın alım gücünü de azaltmaktadır. Bu da insanları doğal olarak karamsarlığa, umutsuzluğa ve moral bozukluğuna sürüklediği görülmektedir.
Öyleyse ülkeyi yönetenler bir an evvel çözüm bulmalı, beceremezler ama becerebilirlerse hem dövizdeki artışı, hem de gıda ve diğer tüketim mallarındaki artışı durdurarak insanların rahat bir nefes almalarını sağlamalıdırlar.
Ayrıca seçimlerin de vakti ve zamanı geldiğinde yapılacak olması mutlaktır. Demokrasilerin olmazsa olmazı diye bildiğimiz seçimler, halkın iradesinin sandıklara yansımış olması, bunların sonuçları üzerinden ülkenin yönetilmesi gerektiği gerçeğinden hiçbir zaman uzaklaşmamak gerekir. En kötü seçim, sandıkların halkın önüne konulması, iradenin o sandığa yansıması demokrasi için ciddi bir kapı aralığıdır.
Öyle anlaşılıyor ki, bir yandan geçim derdinde olan ve her geçen gün yoksullaşan Anadolu insanı demokrasinin olmazsa olmazı olan seçimi de gündeminden hiç düşürmüyor.