1 Mayıslar tüm dünyada işçilerin, emekçilerin, geçimini çalışarak alın teri ile sağlayanların renk, dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeden kutladığı bir bayramdır. Tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de Çarşamba günü bu önemli gün kutlandı.

1 Mayısın doğuşunda, işçilerin sermayeye tüm yaşamlarını vermeme ve hak arama mücadelesi vardır. Çalışanlar, çok daha iyi şartlarda yaşamak istemişler, gün doğumundan gün batımına çalışmayı kabullenmemişlerdir.

1 Mayıslar tam bir bayram havasında, sevinçle, coşkuyla, heyecanlı ve dostça kutlanması gerekir. Böylesi önemli bir günün kutlanması maalesef ülkemizde yıllarca kavgalı, gürültülü oluyor. Bu sene de devleti yönetenler sanki demokrasiye geçit yok dercesine eylemlerin yapılacağı yerlere kısıtlamalar getirdi. Özellikle İstanbul’da işçiler haklarını kullanmak istediler ve güvenlik güçlerinin müdahalesi ile karşı karşıya getirildiler.

Esasında öyle olmamalı, isteyen sivil toplum kuruluşları, sendikalar, dernekler, işçiler ve emekçiler istedikleri yerde Taksim’de, Tandoğan’da, Gündoğdu’da, Cacabey Meydanı’nda kutlama yapsınlar. Bu demokratik bir haktır, isteyen bu hakkını da kullanabilmelidir.

Zira yasaklarla bir yerlere varılmaz,

Yasaklarla huzur tesis edilmez,

Jopla, göz yaşartıcı gazlarla güven sağlanmaz,

Yasaklardan hiç kimse, ama hiç kimse yarar sağlamaz.

Bugün tüm dünyada yaşamın gerçeklerine baktığımız zaman, paranın patronlarının ve bunlara yön veren temsilcilerinin sürekli olarak küreselleşmeden bahsettiği gerçeğini görüyoruz. Yani sermaye sahipleri mallarını ve paralarını istedikleri ülkeye, istedikleri zaman, istedikleri kadar taşıyabilmekte ve gittikleri ülkelerde sermayelerine sermaye katabilmektedirler.

Gerçek anlamda emekçiler, sermaye sahiplerinden almak istedikleri haklarını ve en önemli taleplerini yani ekonomik, sağlık, ulaşım, devamlı iş güvencesi gibi sorunlarını 1 Mayıs’ta meydanlarda dile getirmişlerdir. Bu nedenle de zaten dünyanın pek çok ülkesinde 1 Mayıs günleri resmen tatil olarak kabul edilmiştir. Emeği ile geçimini sağlayan insanların bu taleplerine elbette ki karşı da çıkılamaz.

Tüm çalışanların, işçilerin, emekçilerin 1 Mayıs ve Dayanışma Gününü kutluyorum. Bugün ülkemiz çağdaşlık yolunda engelleri aşarak ilerliyorsa, bu başarı gecesini gündüzüne katarak, alın teri döken emekçilerimizin sayesinde olduğu bilinmelidir. Onlar fabrikalarımızda, tersanelerimizde, maden ocaklarımızda, tarlalarımızda emeklerini esirgemeyen başarının gerçek sahipleri oldukları bilinmelidir.