Dünyada ve ülkemizde yaşanan savaşlar, siyasi kargaşalar, ekonomik krizler, yangınlar, depremler, salgın hastalıklar v.s. derken insanlığın tüm bunlarla mücadelesi sürüp gidiyor. Elbette bunlar yaşamın gerçekleridir. İnsanoğlu bu ve benzeri olayların meydana gelmesini istemese de tüm bu ve benzeri olaylarla mücadele ederek yaşam savaşı veriyor. Ancak hayatın içinde toplumsal duygularımıza yön veren aktiviteler de var elbette.

Kalabalık guruplar halinde spor salonlarında ve stadyumlarda bir araya gelerek, aynı amaç uğruna gönül verdikleri spor takımlarını desteklemektir düşünceleri. İnsan bunu yaparken yaşamın her anında karşılaştığı olumsuzluklardan, stresten bir an olsun uzak kalmak ister. Elbette ki gönül verdiği spor takımının da galip gelmesi onun en çok arzusudur.

Hatta bununla ilgili olarak insanların sporlarını yaparken, yapılan spor müsabakasını izlerken güven içinde olması için, sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesi adına altı bin iki yüz yirmi iki sayılı yasa bile çıkartılmıştır. Bu yasa ile spor müsabakalarının yapılacağı alanlara her türlü yanıcı, yakıcı, yaralayıcı, bereleyici, delici, kesici, parlayıcı, patlayıcı maddelerin getirilmesi yasaklanmış bulunmaktadır. Devlet yetkilileri de gerekli önlemleri alarak yapılacak spor müsabakasında güvenliği sağlamakla görevlidirler.

Bu hadise her spor alanında olduğu gibi futbolda da böyledir. Ancak zaman içinde öyle futbol müsabakaları izliyoruz ki, evlere şenlik. En son örneğini geçtiğimiz hafta sonu Trabzonspor Fenerbahçe müsabakasında izledik. Televizyon ekranlarından izlediğimiz kadarıyla, güvenlik tedbirleri alınmamış, her an her türlü hadiselerin meydana gelebileceği bir durum mevcuttu. Sahaya atılan yaralayıcı unsurlar, yanıcı yakıcı meşaleler, sis oluşturan patlayıcılar ne arasanız vardı. Tüm bunların sahaya kimler tarafından nasıl sokulduğu düşündürücü konular, elbette üzerinde durulması gerekir ve incelenmelidir.

Maç sonunda sahaya giren taraftarlar, saldırılar, kargaşa yaratmak tüm bunlar niye, şiddetle spor olmaz ki…

Futbolcuyu darp ederek spor yapılmaz, bunun adı olsa olsa elbette şiddet olur. Şiddetle hiçbir sorunumuzu da çözemeyiz maalesef.

Hakem maçın süre olarak sonunu beklemeden “güvenlik nedeniyle bu maç oynanamaz” diyebilmeli ve daha erkenden maçı da sonlandırmalıydı.

Sporun yapıldığı stadyumda Fenerbahçe spor kulübüne karşı beslenilen kin ve nefretin dışa çıkartılmasıydı maç günü yaşananlar. Devletin acil tedbirleri alarak bundan sonra yaşanması olası hadiselerin önüne geçmesi artık elzem olmuştur.

Trabzonspor ile Fenerbahçe maçında yaşanan şiddet olaylarını kınıyor, bir daha yaşanmamasını diliyorum.

Nasıl ki, Kırşehirspor bizim,

Hatayspor bizim,

Galatasaray bizim,

Beşiktaş bizim,

Trabzon spor ve diğerleri bizimse,

Tabi ki, Fenerbahçe de bizimdir.