Pazar günü Zonguldak Kömürspor ile kolay görünen bir maç oynadık. Kolay görülmesi rakibin üçte sıfır, bizim ikide iki yapmamızdandır. Ancak işin içinde olanlar bu tip maçların zor geçeceğini bilirler.
Rakip teknik heyet değişikliğine gitmiş, çıkış yakalamak için varını yoğunu ortaya koyacağı bir maç. Nitekim de öyle oldu. 
Hiç hesapta olmayan bir maç kaybettik. 
Şu da var, bizim takım rakibi küçümsemişte olabilir.
Kırşehir Belediyespor olarak iyi başladığımız bir maçta çok erken yediğimiz penaltı golü bizi bozdu. O dakikadan sonra bizim takımı tanıyamadık. Amedspor maçındaki koşan, savaşan takım kaybolmuş, yerine ruh gibi bir takım gelmişti.
Golü erken yememiz beni hiç endişeye düşürmedi. Daha 85. dakika vardı ve maçı bu sürede çevirebilirdik. Normal koşullarda bu tip maçlarda golü bulan deplâsman takımları kapanır skoru korumaya çalışır ve bunun bedelini ağır öderdi. 
Ancak hiç öyle olmadı. Sahada savaşan, koşan, ikili mücadelelerde hep kazanan, daha çok pozisyon bulan Zonguldakspor idi. Aldıkları her topu olumlu kullanmaya çalışan, çok iyi pas trafiği kuran bir rakip vardı. Gol pozisyonlarında da bizden çok üstün bir görüntü çizdi rakip. Hele 85. dakikada tribünden gelen düdük olmasa 3. golü de yemiştik.  
Kaybedilen çok şey yok. Daha sezon başı. Kaybedilenleri giderme şansımız var. Bunu unutup, önümüzdeki maçları düşünmeliyiz. Bu tip olaylar her takımın başına gelebilir.
***
Neden yazıma böyle bir başlık attım?
Taraftar bir profesyonel takımın 4. kolu, 12. adamıdır. Gerçekten takımını seven gerçek taraftar her koşulda desteğini esirgemez, vereceği moralle olumlu katkı sağlar, itici güç olur. 
Ama bu maçta öyle gariplikler vardı ki, taraftar açısından anlamak mümkün değil. Ben yıllardır bu işin içindeyim, böyle bir şey görmedim.
Maçın başında takımı destekleyen taraftarlar 2-0’dan sonra ikiye bölünüverdi. 
Bir grup takıma, yönetime destek verirken, bir gurup aleyhte işler yapıyordu. Ki tam ekip olarak takıma destek olunması gerekirken çok garip olaylar oldu. 
Bir defa daha söylüyorum gerçek taraftar her koşulda takımına destek veren, yanında olan taraftardır.
Yazıma koyduğum başlık bu garabetin ifadesidir.
Maçın hakemi ile bir sürü polemikler dolaştı maç öncesi ve maç içinde, aleyhinde küfürlü tezahüratlar yapıldı. 
Bu kadar basit bir ayrıntıyı düşünemeyen Merkez Hakem Komitesi (MHK) işin sorumlusudur. Başka hakem mi kalmadı da Urfalı bir hakemi bu maça atayıp, genç arkadaşımızı sor duruma düşürdünüz?
Hakemin Urfa Bölgesi olması bir sürü dedikoduları beraberinde getirdi.
Ben bu işin içinden gelen birisi olarak hiçbir art niyet düşünmedim. Bilakis hakem kardeşimiz pek çok kararı ile Kırşehir Belediyespor’un yanında oldu.
Özetle bir maç kaybettik o kadar. Umarım bu kaybettiğimiz üç puanı gelecek haftalarda telafi eder ve yolumuza emin adımlarla devam ederiz.