Yine bir bayram daha geliyor. 12 Eylül Pazartesi günü Kurban Bayramı’nı idrak edeceğiz.

Yine bir bayram daha geliyor.
12 Eylül Pazartesi günü Kurban Bayramı’nı idrak edeceğiz.
Kırşehir’de hatırlıyorum da çocukken bayramları hep iple çekerdik.
İki dini bayramımız var. Çocukken “Şeker Bayramı” derdik bol bol şeker yediğimiz için verilmişti sanırım bu ad. Diğeri ise “Kurban Bayramı” idi. Bol bol et yediğimiz için..,
Her bayram evimizde bir hazırlık başlardı. Çocukluğumda bugünkü gibi bolca giysi alınmazdı, alınamazdı. Yokluk ve sıkıntılı günlerdi o günler… Ama annem yine de çarşıya pazara gider bizlere bayramlık kıyafetler almaya çalışırdı.
Bayramları bu nedenle çok severdik. Bayramlık giysilerimizin içinde kendimizi pek mutlu hissederdik.
Her bayram öncesi evlerde hummalı bir temizlik başlardı. Evde süpürülmeyen silinmeyen tek köşe kalmazdı. Camlar büyük bir itinayla silinirdi, en ufacık leke bulunmazdı. Kapılar, pencereler elden geçerdi. Kırık bozuk boyasız ise onarılırdı. Halılar pırıl pırıl silinir yıkanırdı.
Bir gün önceden yani arife günü evdeki bütün işler biterdi. Akşamdan banyomuzu yaptırırdı annem… Sabahı zor eder, babamla birlikte bayram namazına giderdik.
Namazdan gelince tertemiz giysilerimizle anne ve babamın, ağabeylerimin, büyüklerimin ellerini öperdim. Komşu gezmelerinden sonra akraba ziyaretlerimiz başlardı. Bayramları sevmemizin ilk nedeni bayramlık giysilerimizdi, ikinci nedeni de bol bol şeker ve tatlı yemekti. Komşularımızı ziyaret ederdik.
Eskiden komşularımız bol bol şeker, çikolata ikram ederlerdi. Annem birer şeker alın diye sıkı sıkı tembihlediği için birer şeker alıp teşekkür ederdik. Ev sahibi ısrar ederse ikinci şekerleri de sevinçle alırdık. Bazen harçlık da verirlerdi ama kâğıt para değil, madeni para olurdu hep… Almadan önce annemizin gözüne bakardık. Gözüyle onaylarsa alırdık, yoksa reddederdik.
Bayramda evimiz dostlarımız, akrabalarımızla dolup taşardı. Bize gelenlere biz de iade-i ziyarette bulunurduk.
İşte bayramın bendeki çağrışımı budur. Her bayram çocukluğumun bayramlarını buruk bir özlemle hatırlarım. Annem, babam aklıma düştükçe yüreğimden bir parça kopar adeta… Ölen yakınlarımı rahmetle anarım.
Şimdilerde bayramı tatile değişenleri görüyoruz. Çoğu misafir ağırlamamak için adeta kaçıyor, tatil yörelerine…
Tatil tatil gibi, bayram bayram gibi yaşanmalı diye düşünüyorum. Unutmayalım ki akrabalık, komşuluk ve aile bağlarımız bayramlarla güçlenir.
Evet, Kırşehir’de o eski bayramların tadı kalmadı artık.Ya yaşımızın ilerleyişinden ya da ekonomik nedenlerden dolayı olsa gerek bayramı bayram havasından yaşamıyoruz.
O eski bayramların tadı tuzu yok. Sadece kabir ziyaret ve aile büyükleri ziyareti haricinden neredeyse kimse kimsenin kapısını çaldığı yok. Aynı binada oturanlar bile bırakın bayramlaşmayı neredeyse bir birlerine yabancı…
Oysa bizim çocukluğumuzdaki bayramlarda komşunun aile ferdinden farkı yok tu, yemekler, çörekler, börekler yapılırdı.Gerek komşu, gerekse akrabalar arasında artık bu dostluk ve dayanışma bağı neredeyse ortadan kalkıyor.
Bir sohbet esnasında “neden bu hale geldik?” diye kendi kendimize sorduk. Herkesin cevabı farklıydı kimisi durumu ekonomiye bağladı, kimisi yeni nesillin örf ve adetlerden uzaklaşmaya başladığını, kimisi de aile terbiyesine bağladı. Tartışmaya katılanların düşünceleri farklıydı, ama cevapların hiç biri tatmin edici değildi.
Gençler neden örf ve adetlerinden,komşu ve aile bağları giderek zayıflaşıyor bunu araştırmaları gerekir. Yoksa gelecekte sadece biyolojik baba, anne, amca dayı ve teyze olacağız. O özlem duyduğumuz bayramları yeniden yaşabilmek için akrabalar ve dostlar arasında sevgi bağını yeniden inşaa etmeliyiz.
Bırakalım eski bayramların güzelliklerini de millet olarak tüm değerlerimizi kaybetmeye başladık.
Ülkemizin Doğu ve Güneydoğusu’nda yıllardır PKK denen kanı bozuk bir örgüt polisimizi, askerimizi, sivilimizi şehit ediyor, kanlı eylemlerle ülkemizin huzurunu bozuyor. Bu hainlere karşı binlerce şehit verdik.
Bu hain PKK yetmezmiş gibi bugün bir de FETÖ, IŞİD, YPG gibi örgütler türedi.
Yıllarca içimizde inançlı gözüken, dindar gözüken, insanların milli ve manevi duygularını sömüren FETÖ Terör Örgütü’nün 15 Temmuz darbe girişimiyle gerçek yüzleri ortaya çıktı.
Bu hain, kanı bozuklar neler yapmışlar neler…
İnsanların dini duygularını istismar etmişler, himmet paraları toplamışlar, devletin tüm kademelerini ellerine geçirerek ülkemize büyük darbe vurdular.
Hatırlıyorum da Kırşehir’de her bayramlarda olduğu gibi Kurban Bayramı’nda mahalle mahalle, sokak sokak, ev ev gezerek şu derneğe, bu Kur’an Kursu’na diye kurban derileri toplayan cemaatçiler, tarikatlara biz hep karşı durmuştuk. Ama sadece bizim durmamızla olmuyor tabi bu işler. Milletten “çocuk okutuyoruz, yurt ve okul yaptırıyoruz” diye kurban toplayacaksınız, kurban derileri toplayacaksın, fitre ve zekat toplayacaksın sonra da bu paralarla yaptırdığın okullarda yurtlarda, dershanelerde öğrencilerin beyinlerini yıkayarak, doğup büyüdüğü, ekmeğini yiyip, suyunu içen gençlere ağına düşürüp soru çalarak onları devletin en üst kademelerine yerleştireceksin. Sonra da onlarla ülkeyi ele geçirmek için hain planlar yapacaksın…
Yok öyle üç kuruşu beş köfte…
Şimdi yine Kurban Bayramı var. Güçleri yetiyorsa bu hainler çıksınlar yine milletten kurban derisi, fitre ve zekat ya da himmet parası toplasınlar!..
Milletimiz uyandı, onların gerçek yüzlerini gördü.
Ama şunu da belirteyim ve uyarayım. Artık şu cemaat ve tarikatlara bu fırsatı vermeyin. Kim olursa olsun elinin tersiyle itin. İşte gördük insanların dini duygularını istismar edenleri… Bugün FETÖ cemaatinin gerçek yüzü ortaya çıktı. Yarın bir başka cemaat ve tarikatları aynı yolda görürsek şaşmayalım.
Biz artık ülkemizin tarikatlarla, cemaatlerle anılmasını görmek ve yaşamak istemiyoruz.
Evet biz bu bayramı ve tüm bayramları bayram gibi yaşamak istiyoruz. Ne bir gönülde telaş, ne gözden akan bir yaş. Bayramı bayram gibi kardeşçe, birlik ve beraberlik içinde yaşamak istiyoruz.
Uykudan öfke ile korkuyla uyanmadan, analarının acısı feryadıyla yanmadan, hiç kimsenin adını nefret ile anmadan bayramı bayram gibi yaşamak istiyoruz.
Neden paylaşmıyoruz bu koskoca dünyayı? Hainlere, dış güçlere fırsat vermeden, onların tuzaklarına düşmeden, bu cennet vatanımızda bayramı bayram gibi yaşamak istiyoruz.
Bayramları bayram gibi yaşamak…
Hem de doyasıya yaşamak istiyoruz hepsi o kadar…
Bayramınız kutlu olsun.