28 Mart 1977 tarihinde yayın hayatına başlayan ve bu yayınını 45 yıldır hiç ara vermeden sürdüren “Kırşehir Çiğdem” bugün 46 yaşına girdi.

46 yıllık mücadelenin adıdır “Kırşehir Çiğdem”…

Henüz 12 yaşındayken başlayan gazetecilik serüveninde geçen 46 yıl…

58 yıllık yaşantım içinde en büyük mirasım gazetemiz gibi onurumuz ve şerefimiz olmuştur.

Yarım asra yakın bir zaman ve bu zamanda Kırşehir gibi küçük bir ilde gazetecilik yapmak…

Dile kolay tamı tamamına 45 yıl bitti. 46’ya adım attı "Kırşehir Çiğdem"...

Çocukluğumu, gençliğimi yaşayamadan Babam Mustafa Onbaşı’nın, “Sokakta kuş mu taşlayacaksın, doğru işe” dediği 12 yaşında bu mesleğin içinde buldum kendimi.

Şimdiki Prof. Dr. Erol Güngör Ortaokulu’nun bulunduğu yerdeki Namık Kemal İlkokulu’nu bitirir bitirmez yaz tatilinde Kırşehir’in duayen gazetecisi Dursun Yastıman ağabeyimin gazetesinde çalışmaya başladım.

Bir yandan Kale Ortaokulu’nda okuyor, bir yandan da Dursun Yastıman ağabeyimin gazetesinde dizgi yapıyordum. Ağabeyim Şevket Güner,1976 yılında kendi matbaasını kurup, bir yıl sonra yani 28 Mart 1977 tarihinde yayınlamaya başladığı “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi’ne çalışmaya başlamıştım.

Hey gidi günler hey!

Ne zor ve sıkıntılı günlerdi o günler…

Bu meslekte bugünlere elbette kolay gelmedik. Ağabeyim Şevket Güner’le birlikte başladığım bu mesleğin cefasını onunla birlikte en çok çekenlerden biriyim dersem sanırım fazla abartmamış olurum.

Böyle bir günde mesleğinden emekli olmuş, Kırşehir’de ağabeyim Şevket Güner’le birlikte "gazeteciyim" diyemediğim bir ortamda 46 yıldır yapmakta olduğum mesleğimin Kırşehir'de içinde düştüğü hazin durumu bilmem anlatmama, yazmama gerek var mı bilemiyorum.

Kırşehir’de sürekli basın kartına sahibi iki kişi var. Bunlardan biri ağabeyim Şevket Güner, diğeri de ben…

Öyle ya işimiz sadece karşı tarafı eleştirmek değil. Aynada kendimizi de görmemiz gerekiyor zaman zaman…

Kırşehir'de gazetecilik yaptıklarını sananları görünce bazen kan beynime vuruyor ve lanet olsun böyle gazeteciliğe diyorum!

Elbette her gazetecinin bir siyasi görüş ve düşüncesi vardır. Buna kimsenin itirazı olamaz.

Gazeteci tarafsız mı olmalı?

Gazeteci bence tarafsız olmamalı.

Gazeteci taraf olmalı. Yaşadığı ülkenin bayrağı, toprak bütünlüğü ve sınırlarının korunması adına, yaşadığı kentin insanlarının hayat standartlarının yükseltilmesi adına, doğruları öğrenmeleri adına taraf olmalı.

Peki, bunu Kırşehir'de yapan kaç gazete ya da gazeteci var ki?

Türkiye mi?

Millet mi?

Bayrak mı?

Toprak mı?

Kırşehir mi?

Hak getire!

Bunu yapan omurgasızlar zaten ayaklar altında, hemen elinin yanında. Ver üç- beş kuruş yazdır, çizdir!

Çıkar uğruna her şeyi yapan sözde gazeteciler var bu memlekette maalesef!

Para vermezsen vay haline vay!

Bugün zor ve sıkıntılı bir süreçten geçerken, birkaç yıldır zarar etmemize rağmen onur mücadelesi vererek, yayın hayatımızı sürdürmeye gayret ediyoruz.

“Onur” mücadelesi diliyorum, çünkü benim bu mesleğimi yaptığını zanneden, onursuzların her geçen gün arttığı bir dönemde “onur”dan bihaber olanlar karşısında bazen yalnız kalsak ta bu yolda yürümeye devam edeceğiz.

Benim bu kutsal mesleğimi “onur”suzlaştıranlar, ne yazık ki Kırşehir’de el üstünde tutulmaya, haram yiyerek köşe dönenlere fırsat verilmeye devam edenlere de diyecek bir şey bulamıyorum elbette!

46 yıllık gazetecilik hayatımızda önümüze çıkan, ya da çıkarılan her türlü engellere göğüs gererek bugünlere gelen gazetemize el uzatan da, dil uzatan da elbe te oldu.

Başkaları gazeteciliği köşe dönme ve tehdit aracı olarak kullanırken "Kırşehir Çiğdem", “Kırşehir” dedi, “Kırşehirliler” dedi…

Onlar köşe dönmenin hesabını yaptı, "Kırşehir Çiğdem" Kırşehir'in küçülmesinden, nüfusunun düşmesinden, sorunlarının çözülmemesinden, siyasetçilerin vaadlerini yerine getirmemesinden, milletvekili sayısının 2'ye düşmesinden duyduğu rahatsızlıkları dile getirdi.

Başkaları siyasilerin ve il yöneticilerinin sırtını sıvazladı, yağ çekti, ihale aldı, rant kaptı, köşe döndü. "Kırşehir Çiğdem" eleştirdi, yerden yere vurdu. Maddi anlamda sarsıldı ise de yıkılmadı, ayakta kaldı.

Çünkü bizim mizacımızda birilerine yalakalık yaparak köşe dönmek yok, abidik gubidik yok. Ama onlar mayalarının gereğini yapıyorlar. Kalemlerini satıyorlar!

Onlar tehdit ve şantajla kazandıkları haram parayla günlerini gün ediyorlar. Kırşehirlilerin kendilerine neler söylediklerini duymazdan geliyorlar, yüzleri kızarmadan, utanmadan "gazeteciyiz!" diyebiliyorlar.

Büyüklerimiz, duayenlerimiz onları gördükçe "Biz gazeteci değiliz!" diyorlar. Ama onlar hala boş buldukları meydanda ayakaltında dolaşmaya, sözde gazetecilik yaptıklarını sanmaya devam ediyorlar...

Bunların işi gazete yayınlamak değil, Kırşehir'in sorunlarını yazıp çözmek değil. Onların amacı kâğıt müsveddelerini tehdit ve şantaj aracı olarak kullanmak! Çünkü onların işi bu!

Akşama kadar orada burada ayağını sürüyüp gezerler, kamu kurum ve kuruluşlarının başkanlarını, siyasileri, tehdit eder, şantaj yaparlar. İhale alıp haram yerler! Akşam internet başına geçip, kurumlardan gelen e-maillerle ve bizim gazetelerden aşırdıkları haberlerle, Kırşehir’in sorunlarından bihaber, sözde gazetelerini yayınlarlar, sonra da utanmadan “Gazeteciyim!” derler! 

Kırşehir’de herkesin bildiği ve tanıdığı bu zavallılar valiyi, milletvekillerini, belediye başkanlarını, siyasetçileri, daire müdürlerini, oda başkanlarını, hatta işadamı ve sanayicileri, hatta hatta küçük esnaf ve sanatkârları köşeye sıkıştırıp, “Kırşehir Çiğdem”e ilân ve reklâm vermişsiniz, bize de verin. Bize ilân vermezseniz... abone olmazsanız…!!!" diyerek tehdit ve şantaj yaparak  mesleğimizi ayaklar altına alırlar.

Biz böyleleriyle aynı ortamda bulunmaktan, aynı kefeye konmaktan utanıyoruz artık. Bu konuda Kırşehir'i yönetenler de artık gerçekleri görür ve gereğini yaparlar. Yoksa mesleğimiz daha da aşağılara düşecektir diye düşünüyorum.

Bu konuda içimiz dolu, yaz yaz bitmez!

Kırşehir basın tarihine adını dürüstlüğü ile kalitesi ile, Kırşehir’e sahip çıkması ile, kalemini satmayan yazarlarıyla, altın harflerle yazdırmış, onlarca basın ödülü almıştır “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi…

Bizim partimiz, pırtımız yok. Bizim tek partimiz var, o da Kırşehir’dir. Böyle olunca da her partiye eşit mesafedeyiz, tarafsız ve objektif olmaya gayret ediyoruz. Bize hangi parti bir açıklama yaparsa bunu gazetemizde haberleştirip, okurlarımıza duyuruyoruz. Bundan sonra da böyle yayın hayatımızı sürdürmeye devam edeceğiz. 

Evet, böyle sıkıntılı bir süreçten geçerken gazetemiz bugün 46. yılına adım attı. Böyle bir günde siz değerli okurlarımızla biraz dertleşelim istedim hepsi o kadar. Yılda bir gün de olsa kendimizden, mesleğimizin içinde bulunduğu acıklı durumdan, sözde gazeteci olanlardan bahsettik. Affola...

Yarım asra yakındır Kırşehir’in, Kırşehirlilerin sesi, gözü, kulağı olan, Kırşehir ve Kırşehirlilere söz söyletmeyen, ilkeli, seviyeli, nitelikli, kaliteli, Atatürk ilke ve inkılaplarının sonsuz savunucusu olan “Kırşehir Çiğdem”le nice yıllar karşınızda olmaya...

Yayınlandığı günden bu yana bizi takip eden, bizi destekleyen, bütün kadirbilir Kırşehirlilere, il yöneticilerimize, sivil toplum kuruluşlarımızın başkan ve temsilcilerine, mesleğini dürüstçe yapan, eğilip bükülmeyen, kalemini satmayan bütün meslektaşlarımıza selâm olsun…

Nice yıllara “Kırşehir Çiğdem”…