Evet üzerime vazife değil ama bu gün biraz vazifem dışına çıkmak istiyorum. Aslında “Senin üzerine vazifemi” cümlesi suya sabuna dokunmaya korkan, ne yanan, ne kokan, ne açan, ne sönen sadece gününü gün etmeye, zaman öldürmeye çalışan, sorumsuz, duyarsız insanların kullandığı cümledir. Yoksa Kırşehir’in problemlerini, vatandaşların taleplerini sorumlu, duyarlı ve cesur bir anlayışla yazarak gündeme getirmek herkesin vazifesi olsa gerek.
Bu yazıyı kaleme aldığım gün Kırşehir’de bir dükkanda üç öğrenci ile dükkan sahibinin konuşmalarına şahit oldum. Aslında dükkan sahibi tepkisinde ve sitemlerinde haklı fakat haklı olmadığı konu yanına gelen öğrencileri tam manasıyla dinlemeden terslemesiydi. Konuşmaları bir müddet dinledikten sonra öğrencilerle konuştum sizin çabanız nedir dedim. Onlar da “Beyefendi biz Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi’nde okuyan öğrencileriz, bizler kendi çabalarımızla, gayretlerimizle esnaflardan bir şeyler alıp üniversite kampüsü içerisinde öğrenci arkadaşlarımıza ve hocalarımıza ücret karşılığı satarak elde ettiğimiz gelirle tespit ettiğimiz ihtiyaç sahibi bazı öğrencilere kırtasiye ve giyim eşyası almayı düşünüyorduk. Buraya da birilerinin tavsiyesi ile gelmiştik ama yanlış anlaşılarak üzüntüyle ayrılıyoruz, maalesef güvendiğimiz dağlara karlar yağdı” dediler.
Sonrasında ilgili esnafla görüştüm ve kendisine “öğrencileri yanlış anladın bunlar sizlerden aldıklarını üniversite kampüsü içerisinde arkadaşlarına ve hocalarına ücret karşılığı satarak elde edecekleri gelirle tespit ettikleri ihtiyaç sahibi öğrencilere yardımcı olacaklarmış, anlamadan, dinlemeden tersledin öğrencileri, keşke önce dinleseydin sonrasında ona göre hareket ederdin” dedim.
Keşke demeseydim, bir dokundum, bin ah işittim.
Meğer ne kadar dertliymiş Kırşehir esnafı. Beni dinledikten sonra esnaf arkadaş bana “Beyefendi sen Kırşehir’de öğrencilere yardım, kimsesizlere yardım adı altında kaç tane kermes düzenleniyor biliyor musun? Şu anda Kırşehir’in değişik yerlerinde yardım kermesi adı altında benim bildiğim üç kermes var. Üç günlüğüne diye kermes kuruluyor üç ay devam ediyor. Siz esnaf ne zor şartlarda ayakta durma mücadelesi veriyor haberiniz var mı? İşleri iyi gitmediğinden, siftah yapmadığından dükkânını kapatan, iflas eden, bunalıma girerek hastalanan, borçları yüzünden intihar teşebbüsünde bulunan ve hatta intihar eden esnaflardan, icralık olan esnaflardan haberiniz var mı? Esnaf dükkânının kirasını, elektriğinin, suyunun parasını ödüyor, ödeyemediği takdirde dükkan sahibi dükkandan çıkartıyor, TEDAŞ elektriği, Kırşehir Belediyesi suyu kesiyor. İşler iyi gitmediği halde bir de karşımıza kermes çıkıyor. Adamlar kira, elektrik, su, sigorta, BAĞ-KUR, vergi ödemeden aylarca yardım kermesi adı altında giyimden, gıdaya, takıya kadar bir şeyler satıyorlar. Bu kermesler esnafa ne kadar büyük zararlar veriyor biliyor musunuz? İçi bizi yakıyor, dışı sizi. Bu kermes işinin pisliği çıktı, pisliği. Bu nedenle vermedim öğrencilere istediklerini” dedi.
Eeeee doğru söze ne denir?
Hiçbir şey.
İlgili esnafla konuştuktan sonra kendisinin çok haklı olduğunu ancak öğrencilerin amaçlarının kermes açmak olmadığını sadece üniversite de okuyan arkadaşları ile hocalarına satarak elde edecekleri gelirle ihtiyaç sahibi birkaç öğrencilere bir şeyler almayı düşündüklerini tekrar anlattım ama nafile bu kermesler esnafı o kadar mağdur etmiş ki ne dediysem ikna edemedim.
Bazı gerçeklerin altını çizmek, gündeme getirmek densizlik değil, konuştuğum esnaf arkadaşımız söylediklerinde o kadar haklı ki kendisine söz söyleme hakkımız yok.
Düşünün bir kere hayatın temel taşlarından, vazgeçilmezlerinden olan esnaf, devlete vergisini ödüyor, SGK’na sigortasını, BAĞ-KUR’unu ödüyor, yanında çalıştırdığı personellerle istihdama katkıda bulunuyor, birilerinin evinin geçimine vesile oluyor, kirasını, elektriğini, suyunu ödüyor, ekonomiye katkıda bulunuyor, faaliyette bulunduğu Kırşehir’e ve ödediği vergi ile Türkiye’ye büyük katkıları oluyor. Hal böyle olunca birileri ortaya çıkıyor yardım kermesi kuruyor, kira ödemiyor, elektrik, su ücreti ödemiyor, vergi ödemiyor, yanında çalışan personele maaş ödemiyor, sigorta ödemiyor ve aylarca kermese devam ediyorlar. Yani hiçbir problemleri yok, dünya onlara güzel.
Peki dükkan kirası, elektrik, su ücreti ödeyen ödemediği taktirde dükkan sahibinin dükkandan çıkardığı MEDAŞ’ın elektriğini, Kırşehir Belediyesi suyunu kestiği esnaf haksız mı esnafta para kazanacak ki evinin geçimin temin edecek giderlerini ödeyecek, personeline maaş verecek.
Aslınsa bu kermesler kaş yapayım derken göz çıkarıyor. Sözde birilerine yardım için kurulan kermesler binlerce esnafa, yanında çalışanlara ve bir o kadar da aileye darbe vuruyor. Kırşehir’de benim bildiğim o kadar çok esnaf var ki fakir öğrencilere, ailelere yardım eden, burs veren. İşte bu esnafların hepsi bu kermes olayından mağdur oluyorlar.
Üzerime vazife değil, bu işler bana da kalmadı ama birilerin cesaretle ortaya çıkarak bu kermes olayına bir çözüm bulmaları ve esnafı mağdur etmemeleri yönünde kararlar almalarının zamanı geldi ve geçmektedir.
Yakinen bildiğim, bazı olaylara şahit olduğum için yazmakta tereddüt etmiyorum. Kırşehir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Başkanı Bahamettin Öztürk, Genel Sekreteri Fatih Tokmak ve Ticaret Odası Başkanı Selahattin Ekicioğlu ihtiyaç sahibi öğrencilere, okullara maddi manevi yardım ediyorlar, öğrencilerin seminerlere gidiş geliş paralarını, otel masraflarını, kargo paralarını ödüyorlar, okullara yardım ediyorlar.
Buradan Esnaf Odaları Başkanı Bahamettin Öztürk’e, Genel Sekreter Fatih Tokmak’a ve Ticaret Odası Başkanı Selahattin Ekicioğlu’na özellikle teşekkür ediyorum.
Yani ihtiyaç sahiplerine yardım eden STK da çok, esnafımızda çok ama birileri izin verirde esnafımızı mağdur etmekten vazgeçerse esnafımız bu güzel hayır işleri daha çok yapmaya devam edecektir.
Üzerime vazife değil ama hiç kimsenin on binlerce insanın ekmek yediği esnafı mağdur etme hakkı yoktur.