Yıllardır kamu kaynakları özelleştirme adı altında satılmakta ve sonra da bir kısmı kapatılarak yok edilmektedir. Hiçbir strateji belirlenmeden, yangından mal kaçırır gibi şimdi de şeker fabrikalarının satışı gündeme geldi.

Yıllardır kamu kaynakları özelleştirme adı altında satılmakta ve sonra da bir kısmı kapatılarak yok edilmektedir. Hiçbir strateji belirlenmeden, yangından mal kaçırır gibi şimdi de şeker fabrikalarının satışı gündeme geldi. Bir oldu-bitti ile satılıp elden çıkarılacak sanki.
Şeker fabrikaları satılmamalı, zira satılan yerlerin kimler tarafından satın alındığının çok fazla önemi yok, tabi ki öncelik paran pulun olacak, satışı yapanlara yakın duruşun olacak ancak öyle satın alma olanağına sahip olabilirsiniz. Bu mantıkla yani hiçbir stratejiye dayanmadan satılması durumunda ise fabrikaların birçoğu kapanır ve Türkiye pancar üretiminden çekilir.
AKP hükümeti 2002 yılından beri fakir fukaradan, garip gurabadan söz edip durmakta olduğunu biliyoruz, ancak bunun tamamen lafta kaldığı da kesin. Çünkü ülkemizde çiftçilik yaparak geçimini sağlayan birçok halkın pancar üretimi yaptığını biliyoruz. Bu üretimin durdurulması halinde bu insanların gelir kaynakları ellerinden alınacak, yani fakirin ekmeği elinden alınmış olacaktır.
Yok, efendim neymiş, özel sektörde fabrikalar daha iyi çalışırmış!
Pancar üretimi artarmış!
Şeker fiyatları ucuzlarmış!
Daha fazla istihdam sağlarmış!
Bunların hepsi milletin gözünü boyamak için ortaya atılan bir algıdan ibaret!
Her şeyi bir tarafa bırakalım yabancı güçler istedi bizde ne yapalım, ülkemizdeki şeker fabrikalarını sattık ama bunda da yanılmışız denilemez.
Ülkemizin birçok iline yayılmış olan ve her biri binlerce insana ekmek veren şeker fabrikalarının satılarak özelleştirilmesi halinde, her aşaması planlı, programlı yapılmak zorunda olan bir endüstriyel tarımı satıyoruz.
Geleceği düşünülmeden yapılan bu özelleştirme ile tarımdan geçimini sağlayan çiftçi yurttaşlarımız düşünülmelidir.
Fabrikalarımız düşünülmelidir.
Sektör düşünülmelidir.
Piyasa düşünülmelidir.
Hükümet yetkilileri ben satışa çıkartırım, bir kısmını satarım kalanı bana yeter denilemez, çünkü üretimin bütünlüğü bozulur, plan program bozulur ne yaptığınızı ve nasıl yaptığınızı bilemez hale gelirsiniz.
Biraz daha ayrıntılı bakalım, bütün aşamaları stratejik bir planla işletilmesi gereken sektördeki fabrikalar satılarak, çiftçide ürün de sektörde kişilerin veya işletmelerin yönetimine terk edilmiş olur ki, üretim bütünlüğü bozulduğu için de birçok fabrika kendiliğinden kapatılmak zorunda kalınabilir.
Yapmış olduğum araştırmalar neticesinde ABD’de, Almanya’da, Fransa’da, Polonya’da şeker fabrikaları özel sektörün elinde olmadığı bilgisine ulaştım. Gelişmiş dünya ülkelerinde durum böyle iken bizim ülkemizde satılıp elden çıkartılması biraz değil ama çok garip sanki.
Ülke olarak endüstriyel tarımdan vazgeçmek istemiyoruz. Şeker fabrikalarının üretim bütünlüğünü bozmadan gelişen teknolojiye uygun olarak yeniden yapılandırılması gerekir.
Tabi şeker fabrikalarının satışından Kırşehir de nasibini alacak. Zira İlimizde yakından tanıdığımız birçok insan çiftçilik yapıyor. Pancar ekerek geçimini sağlamakta ve ekonomiye artı değer sağlamaktadır. Kırşehir şeker fabrikasının satılmasını her ne sebep olursa olsun istemiyoruz. Bunu tanıdığım bazı AKP seçmeni vatandaşlarımızla paylaşıyorum onlarda bu şekilde şeker fabrikalarının satışından rahatsızlık duyuyorlar.
Kırşehir Şeker Fabrikamızın temelinin Erzincanlı Başbakan Yıldırım Akbulut tarafından atıldığını, yine bir Erzincanlı Başbakan Binali Yıldırım tarafından da satıldığını tarihin tozlu rafları arasında görmek istemiyoruz.
Kalkınmanın yolunun üretmekten geçtiğini biliyoruz. Hükümet bu yanlış kararından döner ve üretimin kaynaklarını kurutmaz.
El emeği, alın teri ve göz nuru ile işletilen Kırşehir Şeker Fabrikası’nın satılarak özelleştirilmesinin hiçbir haklı nedeni bulunmuyor.