Uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcamış üstün bir kişi, olağanüstü bir devrimci, emperyalizme karşı savaşan önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, insanlar arasında renk, din, ırk, ayrımı gözetmeyen, eşsiz bir asker ve devlet adamı. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu, Mustafa Kemal ATATÜRK, 24 Aralık 1919 günü bundan 98 yıl önce Kırşehir’ e geldi.
Uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcamış üstün bir kişi, olağanüstü bir devrimci, emperyalizme karşı savaşan önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, insanlar arasında renk, din, ırk, ayrımı gözetmeyen, eşsiz bir asker ve devlet adamı.Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu, Mustafa Kemal ATATÜRK, 24 Aralık 1919 günü bundan 98 yıl önce Kırşehir’ e geldi. Hava yağmurlu ve soğuk, Kırşehir halkı kış şartlarında vatan için Anadolu yollarına düşen Mustafa Kemal’i Gölhisar mevkiinde 200 kadar atlı ile karşıladı. Buradan hareketle Kılıççı Köprüsü’ne gelindiğinde, çatık kaşları ve mavi gözleriyle etrafa bakındı. Kadın, erkek, genç, yaşlı insanları görünce umutları arttı.
Halkının arasında olmalıydı, öyle de yaptı. Otomobilden indi. Üzerinde paltosu, başında kalpağı ve sırtında üniforması vardı. Kendisini ümitle bekleyen Kırşehirlileri selamladı. Halkın arasına karıştı. Yenice Mahallesi üzerinden halkıyla birlikte soğuk, yağmur, çamur demeden yürüdü. Yol boyunca coşkulu kalabalık gittikçe artıyor ve tezahürat yapıyorlardı.
Mustafa Kemal bu coşku ve sevgi karşısında küçük bir kaya parçasının üzerine çıkarak Kırşehir halkına, zor ve çetin şartlarda birlikte neler yapacağını söyledi. Hava soğuktu, “çocukları üşütmeyelim” dedi.
Yağmurlu havada ve çamurlu yollardan yürüyerek Kapucu Camii önüne gelindi. Kırşehir halkı artık atası ile tanışmıştı. Oradan vilayete, belediyeye ve sonra da Kırşehir Gençler Derneğini ziyaret etti.
Bütün yurt düşman işgali altında bulunuyordu. Mustafa Kemal, çok güç şartlarda Kurtuluş Savaşı’na başlayacağını biliyordu. Savaşın Anadolu’nun çoğunluğunu oluşturan köylüler üzerinde sözü geçen ileri gelenlere dayandırılarak yürütüleceğine inanmıştı.
Mustafa Kemal, Kırşehir Gençler Derneğinde açıklamalarının ana temasını örgütlenme, KUVAYI MİLLİYE üzerine yapmıştır. Söylevinden bir bölüm “Bağımsız yaşayabilmemiz için verimli bir vatan toprağına muhtacız. Çizdiğimiz bir sınır vardır; bu sınırı yabancıların elinde bırakmayacağız; almış olduğumuz önlemler çok güçlüdür. Bu örgüt henüz bir şekilden ibarettir. Buna ruh verebilmek için milletimizin her bireyinin anlayışını geliştirmek, halkımızın tümünün ortak kaderine gelecek saldırı ve tecavüzlerden her bireyin kendisini koruyabilmesi için, örgütlenmeye hep birlikte katılmak şarttır. Bütün millet tek bir vücut haline getirilmelidir. Her millette olduğu gibi bizde de işe öncüler başlar, sonra en son bireye ve yukarıya doğru yaygınlaştırılır. Umut edildiği üzere, en kısa zamanda gerçek istikamete doğru harekete geçebilmek için esas görev aydınlarımıza düşmektedir. Aydınlarımız vatan ve millet fikirlerini vermekle beraber, rakip milletlere karşı varlığımızı koruyabilmemiz için gereken diğer çabaları da gösterirlerse görevlerini layıkıyla yerine getirmiş olurlar.”
Mustafa Kemal, Kırşehir’ de incelemelerini tamamladıktan sonra yol boyunca köy ve kasabaların halkı ile görüşerek 27 Aralık 1919 günü Ankara’ ya ulaşmıştır. Türkiye’nin kalbi artık Ankara’da Ziraat Mektebinin loş koridorlarında atıyor ve artık yeni bir Türkiye kuruluyordu.
20. yüzyılda her toplumdan önemli birçok insan çıktı!..
Kahramanlar, devrimciler, devlet adamları ve diktatörler…
Çoğu çoktan unutuldu gitti.
Kimisi kendi halkı tarafından asıldı, kimisi kendi halkına yaptığı zulmün bedelini intihar ederek ödedi.
Kimisinin adı sokaklardan, yollardan, kentlerden, alanlardan silindi.
Kimisinin heykelleri yerlerde sürüklendi.
Ama Atatürk halâ kafalarda ve kalplerde yaşıyor ve her geçen gün yeniden doğuyor.
Çünkü Atatürk devrimciydi,
Çünkü Atatürk Cumhuriyetçiydi,
Çünkü Atatürk Ulusçuydu,
Çünkü Atatürk Laikliği kabul etmişti,
Çünkü Atatürk Halkçıydı,
Çünkü o eşsiz insan ilelebet yaşayacak olan, Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdu.