Yıllardır ülkemizin dört bir yanına olduğu gibi Kırşehir’e de şehit cenazeleri geliyor, anne karnındaki çocuklarımız öksüz ve yetim kalıyor, dünyaya babasız geliyor, Gencecik kadınlarımız dul kalıyor, Anne ve babalar evlat acısıyla yanıp, kül oluyor, Mahalle ve sınıf arkadaşlarımız, evlatlarımız, kardeşlerimiz, yeğenlerimiz, tanıdıklarımız şehit oluyorlar. Bunlarla da kalmayarak Kırşehir ve Türkiye’de caddeler, sokaklar savaş alanına çevriliyor.

Yıllardır ülkemizin dört bir yanına olduğu gibi Kırşehir’e de şehit cenazeleri geliyor,
anne karnındaki çocuklarımız öksüz ve yetim kalıyor, dünyaya babasız geliyor,
Gencecik kadınlarımız dul kalıyor,
Anne ve babalar evlat acısıyla yanıp, kül oluyor,
Mahalle ve sınıf arkadaşlarımız, evlatlarımız, kardeşlerimiz, yeğenlerimiz, tanıdıklarımız şehit oluyorlar.
Bunlarla da kalmayarak Kırşehir ve Türkiye’de caddeler, sokaklar savaş alanına çevriliyor.
Tüm bu olaylar çerçevesinde evlatlarımız bir hiç uğruna şehit oluyor, dış mihrakların maşaları olmuş çapulcular yüzünden ülkemiz yakıp, yıkılıyor, karşılığında da demokrasi, seçilmişlik, millet idaresi, insan hakları ve özgürlükleri maskesi altında vatan hainleri milletvekili ve belediye başkanı oluyor, kahraman ilan ediliyor, ayaklarının altına halılar serilerek protokol da yer buluyorlar, şehit ettikleri asker ve polisin vergileriyle maaş alıyorlar. Bunun örneği hiçbir yerde yok, olması da mümkün değil diyerek yıllardır haykırdık. Bu işlere bulaşanların tutuklanmalarını, devletten temizlenmelerini hainlerle, kahramanların aynı kefeye konulmamalarını söyledik ama sesimizi kimselere duyuramadık.
Ancak her işte bir hayır var derler.
Bu sözün ne kadar doğru olduğu FETÖ’ nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bir kez daha ortaya çıktı.
15 Temmuz gecesi sergilenen başarısız darbe girişimin ardından hükümetin aldığı kararlar, ilan edilen olağan üstü hal kapsamında yaptırımlar kolaylaşmış, normal günlerde yapılamayan işlemler rahatlıkla yapılır hale gelmiştir.
Olağan üstü hal kapsamında sadece FETÖ terör örgütüyle değil, PKK dahil diğer terör örgütleriyle de mücadele edilmesi için düğmeye basılarak,
Yıllardır terör örgütleriyle yatıp, kalkan.
Türk Askerini ve polisini şehit eden, sivil insanların ölümüne sebep olan.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini yakıp, yıkan,
Bölmeye, parçalamaya kalkışan,
Ağzından salyalar akıtarak küfür eden,
Türk Polisine tokat atan,
T.C. devletinin parasını terör örgütlerine peşkeş çeken,
Teröristlere maaş veren, mezarlık yaptıran,
Devletin malı olan belediyenin araç ve gereçleriyle kazdırdığı çukurlara bombalar koydurarak asker ve polislerin geçişleri sıranda uzaktan kumandayla patlatarak şehit olmalarına vesile olanlar tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir.
Bu tutuklamalara Kırşehir’de de devam edilmektedir.
Ne mutlu ki bu günleri de gördük.
İşte bizlerde sürekli T.C. Devletinin bölünmez bütünlüğüne kast edenler,
Eş genel başkan,
Eş belediye başkanı,
Eş milletvekili,
Eş il genel meclisi üyesi,
Eş belediye meclis üyesi,
Eş memur,
Eş işçi,
Eş ne olursa olsun,
Ne eşi olursa olsun,
T.C. Devletine kafa tutan herkes için geçerli olmalı,
Terör örgütleriyle bağlantıları olanlar devlet kurumlarından temizlenmeli,
Maaşları kesilmeli,
Mal varlıklarına el konulmalı,
Adaletin önünü çıkarılarak hak ettikleri cezalar verilmeli,
Türkiye’nin geleceği, güvenliği ve bütünlüğü için bunlar yapılmalıdır dedik.
Ve nihayet geçte olsa dediklerimizin yapıldığını gördük.
Şimdi ise yapılması gereken iş geri adım atmadan devamının getirilmesi, T.C. Devletinin muz cumhuriyeti olmadığını göstermek için basılan düğmeden el çekilmemeli, herkes hak ettiği şekilde yaşamalı diyoruz.