Kırşehir’de yapılan

Helebişciler Gecesi 

Helebişçiler Gecesi hakkında benim çok sevdiğim, elinde büyüdüğüm İstanbul’da yaşayan değerli ağabeyim Dr. Öğretim Üyesi Erol Ülgen’in verdiği bilgiye göre, “kökü Ahiliğe dayanan asıl amacı hemşerilik duygusunu arttıran, kaynaştıran, yardımlaşmayı, cömertliği desteklemek olan Helebişçiler Kırşehir’e özel bir geleneğin ve Kırşehirliler arasındaki hemşerilik bağını güçlendirmek amacıyla yapılan toplantının adıdır. Bu toplantıda Kırşehir’in sorunlarına çözüm ve önerilerde konuşulur. Toplantıya gelenler doğup, büyüdükleri yerle ilgili anılarını anlatırlar. Sohbet sırasında yöremize ait yiyecekler yenir. Bir taraftan da sazlı sözlü eğlenilir.”  

Unutulmaya yüz tutmuş olan Helebişçiler Gecesi 1972 yılında merhum halk ozanımız Şemsi Yastıman tarafından yeniden canlandırılarak ağırlığı Kırşehir’de, Ankara, İstanbul gibi şehirler olmak üzere diğer şehirlerde yaşayan Kırşehirliler tarafından yapılmıştır. 

Halk Ozanı Şemsi Yastıman’ın vefat etmesinden sonra uzun süre yapılmayan Helebişçiler Gecesi’ni yeniden canlandırılmak amacıyla  geçtiğimiz Cumartesi günü Ankara ve İstanbul’da yaşayan hemşerilerimiz tarafından Kırşehir Grand Otel Terme’de yapıldı. 

Aslında bu Helebişçiler Gecesi’nin yapılacağı çok önceden Dr. Öğretim Üyesi değerli ağabeyim Erol Ülgen tarafından bana söylenmiş ve bir hafta öncede arayarak davet etmişti. 

Dr. Öğretim Üyesi Erol Ülgen ağabeyimin daveti üzerine “Davete icabet sünnettir” diyerek gittiğim Helebişçiler Gecesi’nde yıllardır görmediğim ama zaman zaman telefonla görüştüğüm benim çok sevdiğim, özel insanlar, değerli ağabeylerim Prof. Dr. Hüsnü Özek ve Prof. Dr. İlhan Şahin’i görmek, onlarla samimi şekilde sohbet etmek, özlem gidermek bana mutlulukların en güzelini yaşattı. Ayrıca Ankara’dan ve İstanbul’dan gelerek geceye katılan çok değerli hemşerilerimizle tanışma ve  sohbet etme imkânı bulmam da mutlulukların en büyüğüydü.  Hatta bazılarının beni “Kırşehir Çiğdem” Gazetesindeki yazılarımdan dolayı tanıdıklarını söylemeleri de beni oldukça gururlandırdı. 

Amacına ulaşmış Kırşehir’de, Ankara’da ve İstanbul’da yaşayan hemşerilerimizin kaynaştığı, eğlenip, oynadığı, yöresel yiyeceklerden yediği güzel bir Helebişçiler Gecesi oldu.  Tabi ki bu arada Neşet Ertaş’a  ait olan söyledikleri uzun havalarla duygulandıran, oyun havalarıyla oynatan merhum ozan Neşet Ertaş’ın kuzenleri Kırşehirli sanatçılarımız Birol Ertaş, Köksal Ertaş, Burhan Ertaş, Aydın Çekiç, Musa Çekiç ve Veli Ertem  Helebişçiler Gecesi’ne ayrı bir renk ve canlılık kattılar. 

Ayrıca gecede Dr. Öğretim Üyesi Erol Ülgen ağabeyim, Helebişçiler Gecesi hakkında bilgi verdikten sonra  merhum ozanımız Şemsi Yastıman’ın oğlu Sinan Yastıman ve geceyi organize eden hemşerimiz Süleyman Demir yaptıkları konuşmalarda Kırşehirliler arasında ki  bağı güçlendirmek, kaynaştırmak, birlik ve beraberliği sağlamak amacıyla Helebişçiler Geceleri’ni sürekli yapacaklarını söylemeleri memnuniyet vericiydi. 

Yine gecede konuşan değerli ağabeyim Prof. Dr. İlhan Şahin de “Helebişçiler Geceleriyle birlikte bilim insanları gezileri düzenleyerek Kırşehir’e bilim insanlarını getirerek Kırşehir’i anlatıp, tanıtacaklarını” söylemesi de gecenin güzel anlarındandı. 

Buradan bizleri çok mutlu eden, stresten, sinirden, gerginlikten, hayat pahalılığından azda olsa uzaklaştıran  çok güzel organize edilen bu  Helebişçiler Gecesi’ni düzenleyen ve İstanbul’dan katılan Prof. Dr. İlhan Şahin’e, Prof. Dr. Hüsnü Özek’e, Prof. Dr. Selçuk Baktıroğlu’na, Dr. Öğretim Üyesi Erol Ülgen’e, Dr. Hacı Hüseyin Haşhaş’a, sanatçı Sinan Yastıman’a, Kırşehir Ahilik Eğitim Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Demir’e, Recep Veyseller’e, Engin Çağlayan’a, Sanatçı Günay Naiboğlu’na, Kadir Adıgüzel’e, Kadir Hikmet Yıldırım’a, Ramazan Gök’e, Refik Yücesan’a, Tahir Canatan’a, Tuncay Kocak ile  Ankara’dan katılan Avukat Nevzat Türközü’ne ve Kırşehir’den katılan hemşerilerimize teşekkür ediyor ve bu ve buna benzer etkinliklerin sadece burada kalmamasını ve sürekli devam etmesini diliyorum. 

Ancak her şey Helebişçiler Gecesi’yle bitmiyor. Buradan bizi çok mutlu eden muhteşem Helebişçiler Gecesi’ni düzenleyen ve katılan İstanbul ve Ankara’da yaşayan hemşerilerimize, dostlarımıza seslenmek istiyorum. 

Değerli Kırşehir sevdalıları, Kırşehirli olmaktan gurur duyan hemşerilerimiz. Sizleri tanımaktan büyük mutluluk ve onur duydum. Sizler gibi yüreği güzel dostlarla birlikte geçirdiğim saatler benim için gurur ve şeref saatleriydi. Bu vesileyle  sizlere biraz içimi dökmek ve dertleşmek istiyorum.  

Yıllardır  “Kırşehir Çiğdem” Gazetesinde Kırşehir’in sorunlarını yazar ancak sesimi kimselere duyuramam, bir arpa yol gidemem, kendim yazar, kendim okurum. Hatta “Sana ne Kırşehir’den, Kırşehir’i sen mi kurtaracaksın, senin üzerine vazifemi, sen kimsin?” diyenler de oluyor. İlginçtir bazılarına göre Kırşehir’in hiçbir derdi yok, her şey dört dörtlük ve Kırşehir tadından yenmez bir şehirmiş.  

Saygıdeğer hemşerilerim Kırşehir derdi büyük, kendisi küçük, siyasilerin üzerinde oyun üzerine oyun oynadığı, yan gözle baktığı, 1954 yılında “benim partime oy vermedi!” diyerek ilçe yapıldığı, bugün belediye başkanlığı seçimlerini CHP’nin kazanmasıyla iktidar tarafından dışlandığı, hizmet ve yatırımın yapılmadığı, yatırım yapmak isteyenlerin engellendiği  kapısı kapalı, bacası tıkalı sahipsiz, yalnız ve bahtı kara şehirdir.  

Geçmişte ve günümüzde Kırşehir’e yatırım yapmak isteyenlere çıkarılan engeller nedeniyle o yatırımcılar Aksaray’a, Kayseri’ye veya diğer illere gittiler bizler yerinde saymaya devam ediyoruz. 

Maalesef Kırşehir’de siyaset ve milletvekilliği ayakaltına düştü. Kırşehir’de doğmamış, yaşamamış, Kırşehir insanını, kültürünü, örfünü, âdetini, sıkıntılarını, problemlerini bilmeyen tanımayan,  sadece nüfus kâğıdında memleketi Kırşehir yazan muhteremler var. Bu muhteremler seçim zamanında geliyorlar aday oluyorlar, milletvekili seçiliyorlar, milletvekili olduktan sonra kendilerine çalışıyorlar,  Kırşehir’e bir çivi çakmıyorlar, milletvekilliği süreleri bittikten sonra Kırşehir’e hiç gelmemek üzere gidiyorlar.

Bu muhteremlerin içinde “Kırşehirliyim” yerine “Çakma Kırşehirliyim!” diyenler var. Ve bu bilgisiz insanlar Kırşehir’in hizmet ve yatırım almasının önüne set çekiyorlar, bizim  partiden değilse yatırım yapmasın diyorlar. Şimdilik isim vermiyorum.  Anlayanlar anlıyor, yarası olan gocunuyor ama ileride isimlerini de yazmaktan kaçınmam. Biz artık günümüz siyasetçilerinden bir şey beklemiyoruz. Daha doğrusu onların Kırşehir’e hizmet edecek kapasiteleri, kaliteleri, bilgileri yok. Günümüz siyasetçileri “Handa yiyorlar, hamamda konuşuyorlar.”  Çünkü onlar derdi olan Kırşehir’e değil, kendilerine çalışıyorlar.  

O nedenle ben şu andaki siyasetçilerden bir şey beklemiyor ve  Cumartesi akşamı gece geç saatlere kadar bizlere güzel anlar yaşatan siz Ankara ve İstanbul’da yaşayan hemşerilerimize sesleniyorum. Helebişçiler Geceleri gibi eğlenceler ve tur düzenleyerek, bilim adamlarını Kırşehir’e getirerek gezdirme gibi düşüncelerinize ilave olarak Kırşehir’e yatırım gelmesini sağlayın, tanıdığınız iş adamlarını Kırşehir’e getirerek tanıtın, Organize Sanayi Bölgesi’ni gezdirin, fabrika kurmalarını sağlayın, ilimiz sürekli göç veriyor lütfen bu göçü durdurun, ikiye düşen milletvekili sayımızı üçe çıkarmak için gündüz gece demeden çalışın.  

1954 yılında elimizden alınarak başka illere verilen başta Hacıbektaş olmak üzere diğer ilçelerimizi tekrar almak ve Kırşehir’in itibarını iade ettirmek için çalıştaylar, etkinlikler düzenleyin. Kırşehir’in ilçe yapıldığı 20 Temmuz’u kara gün ilan ederek basın açıklaması yapıp, sesimizi duyurmamıza yardımcı olun.  

Laf aramızda Kırşehir’de sivil toplum kuruluşları var ki dillere destan, ayrı bir dert.  Kırşehir akıllarında hiç yok. Onlar ancak makamlarda yer tutmak, protokollerde ön sıralarda yer almak gibi düşüncelere sahipler. Birde bunları sosyal medyada paylaşırlarsa dokunmayın keyiflerine. 

Bir de memleketimizde adına basın derseniz; basın var adeta Kırşehir’in kanayan yarası. Yemekli veya kahvaltılı basın toplantısı olursa elli kişi gider, aksi olursa beş kişiyi geçmez. Bir elin parmağını geçmeyecek kadar basın mensubu Kırşehir’in sorunlarını yazar ve gündeme getirir. Gerisi nafile. 

Şu an TFF 2. Lig Kırmızı Grup’ta mücadele eden Kırşehirspor’a Belediyeden başka sahip çıkan ve destek veren yok. İlimiz yöneticileri dâhil, iktidar temsilcileri ve milletvekili Kırşehir’deki maçlara gelmiyorlar. Amaçları da Kırşehirspor küme düşsün şu an görevi başında olan CHP’li Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’na eksi puan, kendilerine artı puan yazılsın, yeniden onlar belediyeye sahip olsunlar!

Gelin Kırşehirspor’a sahip çıkın. 

Kırşehir’in derdi büyükte, benim derdim büyük değil mi? Lütfen elinizi ayağınızı Kırşehir’den çekmeyin. Kırşehir’de akrabalarınız, dostlarınız olduğunu, atalarınızın mezarları olduğunu, sizleri siz yapanın üzerinde doğup, büyüdüğünüz, okula gittiğiniz, ekmek yediğiniz Kırşehir olduğunu unutmayın. “Kırşehir benim baba ocağım” demek yerine “Kırşehir benim memleketim” deyin ve Kırşehir’e sahip çıkın. Kapalı kapısını, tıkalı bacasını açın. Eğer Kırşehir’e sizler de siyasetçiler gibi sahip çıkmazsanız, bana ne derseniz Kırşehir’i hiç iyi günler beklemiyor. 

Bilmelisiniz ki başka Kırşehir yok. Kırşehir’de yaşayanların gidecek başka yerleri de yok.