Geçtiğimiz çarşamba günü " YARDIMCI OLMAKTAN BAŞKA ÇAREMİZ YOK " başlıklı yazımın bir bölümünde Kırşehir Ahi Evran Mahallesi 686 Sokak'ta aydınlatma direğinin olmadığını, geçtiğimiz aylarda bu konu hakkında yazı yazarak gündeme getirmeme rağmen hiç bir faaliyet yapılmadığını belirterek Kırşehir Valimizden ve MEDAŞ yetkililerinden çözüm istemiştik.
Bu yazımı okuyan Kırşehir MEDAŞ yetkilileri yazımın yayınlandığı aynı gün yakalanmış olduğum ağır gribal enfeksiyon hastalığı nedeniyle yorgan yatak evde yatarken sabahın 09.30'un da cep telefonumdan bana ulaştılar ve yazımda belirttiğim sokakta olduklarını gelebilmemin mümkün olup, olmadığını sordular, hasta olmama rağmen gelebileceğimi söyledim ve MEDAŞ yetkililerinin yanlarına giderek görüştüm ve kendilerine jet hızıyla sabahın saat 09.30'da konuya duyarlılık gösterdikleri için teşekkür ettim.
Yaptıkları incelemelerden sonra, “Evet haklısınız buraya en az iki direk dikilmesi gerekiyor, sorunu en kısa sürede çözüme kavuşturacağız” diyerek şahsıma ve gazetemiz "Kırşehir Çiğdem”e teşekkür ettiler.
Bu yazıyı kaleme almadan bir gün önce yine MEDAŞ yetkilileri arayarak söz konusu caddeye iki adet direk getirildiğini, çukurlarının kazıldığını, en kısa sürede direklerin dikilerek aydınlatmanın sağlanacağını söylediler. Kendilerine yaşlıların, engellilerin, hastaların, kadınların, öğrencilerin sık kullandığı ve günlerin kısalmasıyla birlikte havaların erken saatlerde karardığını saat on sekizde adeta gece karanlığı gibi zifiri karanlık olan bu sokakta sorunu hallettikleri için teşekkür etim. Direk dikme işlemleri bitip, aydınlatma işlemi başladıktan sonrada ilgili sokak sakinleriyle direklerin yanında poz vererek MEDAŞ yetkililerine teşekkür edeceğimizi belirtmek istiyorum.
Burada dikkatimi çeken bir konuda bizler gazetemizde, köşemizde Kırşehir'in sorunlarını, kurumlardaki eksiklikleri, herhangi bir yerdeki arızaları gündeme getirdiğimizde konuyla ilgili kişiler, kurum amirleri bizlere küserler, arkamızdan olmadık sözler söylerler, konuşmazlar, bizlere çok lazım olan yüzlerini ekşitirler. Bu bizim kaderimizdir.
Biz bunları çok yaşadık yaşamaya devam ediyoruz. Doğrusunu söylemek istersem hiç ciddiye dahi almıyoruz, bizlere tavır koyacağınıza, sudan, havadan basit işlerle günü geçiştirmeyle, yalakalıkla , bir üst kademeye şirin görünmekle, şov yapmakla, puan kazanma hesabı yapmakla uğraşacağınıza, protokollerde boy göstereceğinize işinizi yapın diyoruz. İşte bu yüz ekşitmeyi, sert bakışları MEDAŞ yetkililerinden görmedim aksine adını Mustafa olarak söyleyen beyefendiyle yanında beraber geldiği adını sormadığım arkadaşı ben yanlarına gittiğim de güler yüzle karşıladılar, tokalaştılar, sarılmak ta istediler ama grip olduğumu, yataktan kalkarak yanlarına geldiğimi söyledim, konuya girmeden önce geçmiş olsun dilekleriyle ve kısa bir sohbetle geçti.
Bu durum biz gazeteciler ve yazarlar için alışık olmadığımız durumdur. Buradan MEDAŞ yetkilisi Mustafa bey ile birlikte geldiği arkadaşına gülen yüzlerinden, tatlı dillerinden, sorumluluk ve duyarlılık anlayışlarından, yazdığımız yazıda hiç bir art niyet aramadan yaklaşımlarından dolayı ayrıca teşekkür ediyorum.
Bu ve buna benzer Kırşehir'in sorunlarını gündeme getirmemizde ki amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olduğunu Kırşehir kamu oyu yakinen bilmektedir.
Gerek Kırşehir'deki sağlık sorunlarını, hastanelerin durumlarını, çalışmayan üst geçidin asansörünü, okullardaki durumları, özel ve resmi kurumlardaki sorunları, köylerin sorunlarını ve buna benzer sorunları gündeme getirmekten ne şahsımın ne de mensubu olmaktan gurur duyduğum "Kırşehir Çiğdem" Gazetesinin bir beklentisi ve art niyeti yoktur. Amacımız Kırşehir'de yaşayan Kırşehir sevdalıları olarak yaşadığımız şehre en iyi hizmeti yapmak ve sorunların çözüme kavuşturulmasını sağlamaktır. Karşılığında teşekkür beklemiyoruz, küfür edilmesin yeter. Çünkü biz görevimizi yapıyoruz, Kırşehir'in çocuğuyuz, Kırşehir'in derdi bizim derdimizdir diyoruz, sorunları gündeme getirmekten suya sabuna dokunmaktan korkmuyoruz, tırsmıyoruz, teşekküre de ihtiyacımız yok.
Kırşehir ve Kırşehir insanı için elimizi taşın altına sokmaktan, fedakarlık yapmaktan geçmişte kaçmadık, bu günde kaçmıyoruz, yarında kaçmayacağız,
Yukarıda belirttiğim gibi biz sevdalanmışız Kırşehir'e, gidecek, kaçacak başka yerimiz yok, amacımız Kırşehir'e hizmet yolunda yaptığımız işi en iyi şekilde yapmaktır. Bazı zatların bir bardak çay parası vermemek için kurumları mesken tuttuğu, bir kuruşa tenezzül ettiği, arpalandığı, nemalandığı, postunu başkalarının ve kurumların sırtına attığı, ben takıldığım yere yedi kuruş harcamam ama oradan yetmiş lira kazanamazsan orayı beklemem, menfaatim ve çıkarım uğruna her şeyi yaparım diyenlerin olduğu, arpasını, nemasını kestiği için Kırşehir çocuğu hakkında yalan ve iftiralara baş vuran sahtekarların ve bunlara değer veren, söylediklerine inanan sözde yöneticiler ile sadece fotoğraf karesinde görünerek facebooka atması için bu kişiliksizleri etkinliklere davet eden yetkililerin olduğu günümüzde bizler çıkmış olduğumuz bu yolda cebimizden para harcanması gerekiyorsa harcarız ve harcıyoruz, arabamızla gidilmesi gerekiyorsa gideriz, gidiyoruz, tehdit alınması gerekiyorsa alırız, alıyoruz, küfür duyacaksak duyarız, duyuyoruz ama Kırşehir sevdasından, Kırşehir'e hizmetten ve problemlerini gündeme getirmekten vazgeçmiyoruz.
Bu konuda ileriki haftalarda yazı yazarak gündeme getireceğim üst makamlara ileteceğim bir konudur.
Kırşehir için her türlü fedakarlığı yapan. Kırşehir sevdalısı, Kırşehir'in çocuklarını harcamak kolay değildir.
Bizler geçmişte Kırşehir için her türlü fedakarlığı yaptık. Kırşehirspor'da aç, susuz, para almadan futbol oynadık benim, arkadaşlarımın, hocalarımın yazın toz, kışın çamur ve don olan toprak sahada sakatlanmadık, yara olmadık yerlerimiz kalmadı, ayağı kırılanımız da oldu, kolu kırılanımız da oldu, omuzu çıkanımız da oldu, beyin travması geçirenimiz de oldu. Ben öğrenci olduğum için yapamadım ama öğretmen olan, memur olan ağabeylerimiz, hocalarımız ceplerinden para harcadılar sadece Kırşehir için, Kırşehirspor'un yaşaması için.
Bir bardak çaya tenezzül edip, bir kuruşun hesabını yapan karaktersizlerin olduğu günümüzde bizler Kırşehir için para, pul almadan aylarca çalıştık.
İşin içine Kırşehir girdiği zaman bizim içim akan sular duruyor. Onun içinde hata da yapsak yaptığımız işi en iyi şekilde yapmaya çalışırız. Emeğimizi ve alın terimizi esirgemeyiz, bu yoldan da vazgeçmeyiz.
Biz Kırşehir'de nereden geldiğimizi, nereye gideceğimizi biliyoruz. Çünkü Kırşehir bizim rüyamız, Kırşehir bizim devamız, Kırşehir bizim duamız, Kırşehir bizim sevdamız, Kırşehir bizim her şeyimizdir.