Türkiye Anadolu’da geçen bin beş yüz yılın muhasebesini yapıyor. Kendisini gönüllü muhasebeci atayan Coni ve arkasına aldığı Hristiyan ülkeleri, kendilerinin beceremedikleri emellerini, kiraladıkları, çelik zırhlarla donatılan çakallara aslanı boğdurmaya kalkıyorlar.

Türkiye Anadolu’da geçen bin beş yüz yılın muhasebesini yapıyor. Kendisini gönüllü muhasebeci atayan Coni ve arkasına aldığı Hristiyan ülkeleri, kendilerinin beceremedikleri emellerini, kiraladıkları, çelik zırhlarla donatılan çakallara aslanı boğdurmaya kalkıyorlar.
Endülüs’ün çöküşünden sonra Portekiz ve İspanya’da Müslümanları bertaraf ettikten sonra, yönlerini Türkiye’ye çevirdiler.1095 yılında İslami ve Müslümanların elindeki kutsal ve verimli toprakları almak için düzenledikleri haçlı seferleri hep hüsranla sonuçlanmış. Sekiz seferin ancak birinde Kudüs’e ulaşabilmişler. Bu seferler sırasında yapılan katliamlar ve yağmalar tarih sayfalarında kurumadı.
Her haçlı seferinin yolunda karşılarında Türkleri bulan sarhoşlar topluluğu, Yüzlerce yıl yapamadıklarını son yıllarda kiralık ve taşeron olarak kurdukları terör guruplarına bel bağladılar.
Cetvelle çizdiği sınırların içerisinde beklediği kargaşanın geldiğini hesaplayan ve perde arkasında İngilizlerin olduğu bilinen emperyalist güçler, karşılarında görmek istediği düşman zaten bellidir bu Türkiye’dir.
Bu şunu ispatlamaz mı, Türkler 1071´de değil daha öncede Anadolu’da varlardı. Son yüzyılda yine hortlayan haçlı zihniyeti, Karşılarında güçlü bir lider olarak çıkan ve her denileni yapmayan ve ekonomik güç olarak gördükleri, Türkiye’yi bir türlü hazmedemiyorlar.
Kendini Selçukluların ve Osmanlıların mirasçısı olarak gören (öyledir de) bütün enerjisini terör guruplarını yok etmeye harcayan Türkiye, İslami duygularda yoksun olan bazı Müslüman ülkelerde yardım ve destek göremeyişi tablonun acı bir yüzü.
İslam dünyasının ve Müslümanlığın sigortası olarak gördükleri Türkiye’yi, Arap baharından sonra hedef tahtasına oturttuklarının şüphesi olmayan bir gerçeğin farkına varılmayışı, modern haçlı topluluğunun eksik yanlış ve hasta düşüncesi, her zaman ders almaktan usandırmamış ve utandırmamıştır. Bu düşüncelerinden vazgeçmedikleri ve de geçmeyeceklerinin örneği olmalı.
Türkiye kimseyi ürkütmeden münavebeli olarak özüne (Türk toplulukları)dönmeli. Askeri silah ve teçhizatları ne pahasına olursa olsun kendisi yapmalı. Kaynak aramaya gerek yok. Her Türk vatandaşı bir aylık gelirini seve seve verir, yalnız duygulu ve vatansever milletin duygusuz vekillerinin başı çekmesi gerekir. Her seferinde aylıklarına zam yapan ve her torbanın içine cince yasa sıkıştırarak alicengiz oyunlarını bırakıp biraz vicdani hareket bekliyor millet.
Anadolu’da Türk ulusunu silip atmak isteyenle, vatanı parselleyip satan arasındaki hainlik derecesinde bir fark yoktur. Her tufandan sonra sığınacağımız liman yine bu topraklardır. Doğumu gelen hanımı apar topar başka ülkelere götürüp oranın vatandaşı yapanlar, gün gelir ki oralarda mezar taşlarını bile bulamazlar.