Kültür: Fr. culture - tarihsel, toplumsal gelişme süresi içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü... (Türkçe Sözlük, TDK) Ziya Gökalp kültür karşılığı olarak hars sözcüğünü kullanmıştır. Türk harsı, TDK ekin terimini türetmiştir. Günümüzde bunlar dilde yerleşik bir duruma gelememiştir.
Kültür sözcüğünü birçok alanda kullanırız, kültürlü insan, kültürel olgu, kültür balıkçılığı, kültür bitkileri, kültürel antropoloji, kültür fizik gibi pek çok terim, deyim, birleşik sözcük dilimize yerleşmiş ve ona zenginlik kazandırmıştır. Yer adlarında da kullanıyoruz. Atatürk Kültür Merkezi (AKM), kültür sarayı, ilimizde Neşet Ertaş Kültür ve Sanat Merkezi gibi...
Dil kültürün taşıyıcısıdır, onu geliştirir kuşaktan kuşağa aktarır, dilimiz neyse kültürümüz odur. “Harf inkılabı, Türk kültür inkılabının temelidir.” Ethem İzzet Benice. Bu yazarımızın çok güzel bir romanı, Yakılacak Kitap...
Değişik alanlarda yapılan, kültürel çalışmalar, kültür incelemeleri bilimsel disiplin adı olarak kullanılmaktadır. Benim de Yüksek Lisans Tezim Kadı Burhanettin Divanında maddi kültür unsurları incelemesi idi.
Dilimiz neyse kültürümüz odur yargısından hareketle dil kültür ilişkisine bir bakalım. Kaynağı Orta Asya olan Türk Dili buradan batıya doğru ilerledikçe geçtiği coğrafyalardaki dillerden dolayısı ile kültürlerden etkilenmiştir. Farsçanın ve Arapçanın Selçuklu Türkçesindeki etkisi gözle görülür niteliktedir, eser adlarına da yansımıştır, Divanü Lügati’t-Türk, Atabetü’l Hakayık Anadolu’ya yerleştikten sonra Türkçemizde değişmeler durmamıştır, bilimsel çalışmalarda Eski Anadolu Türkçesi ve Osmanlı Türkçesi (Osmanlıca) terimleri kullanılmıştır. Dilimizdeki bu değişkeler kültürümüzü de değiştirmiştir. Kültürdeki değişkeleri edebiyat alanında somut biçimde görürüz. Bu durumu anlatmak için Halk Edebiyatı - Yüksek Zümre Edebiyatı, Sözlü Edebiyat - Yazılı Edebiyat gibi kavramları, terimleri kullanmaktayız. Arap alfabesinin kullanılması da dilimizi ve kültürümüzü çok etkilemiştir. Bu alfabe Türkçe sözcüklerin yazımında zorluk çıkardığı için yerine Farsça ve Arapça sözcükler geçmiştir. Bu ve benzeri durumlar Türkçedeki yabancı sözcüklerin artmasına neden olmuştur. Anadolu’daki Rum ve Ermeni topluluklarla ilişkimiz ilerledikçe dilimizde ve kültürümüzde bunların etkisi de artmıştır.
Osmanlı kültürü diyebileceğimiz bu karmaşık durum yeni bir yazı dil ve buna bağlı olarak yeni bir edebiyatın oluşmasına yol açmıştır. Geniş halk kitleleri ile aydınlar arasındaki bağ kopmuş ve yeni bir kültürün yansıması olarak Divan Edebiyatı oluşturulmuştur. Bu edebiyattaki yabancı sözcük oranı yüzde 65 düzeyine ulaşmıştır. 17. yüzyıldaki Karacoğlan ile Nefi dizelerini yan yana getirdiğimizde dil ve kültür farkını somut bir biçimde görürüz.
Dil değişirse kültür de değişir. Bu durum ancak dil ile uğraşanları ilgilendirir. Bazı yazarlarımız mizahi bir yaklaşım ile bunu farklı biçimde ele almışlardır. Örneğin Recaizade Mahmut Ekrem Araba Sevdası romanı ile Fransızcanın o günkü dil üzerindeki etkilerine eleştirel bir yaklaşımda bulunmuştur (1885).
İkinci Dünya savaşından sonra İngilizcenin dünya üzerindeki etkisi giderek artmıştır. Dolayısı ile İngiliz kültürü de sömürgeci bir anlayışın aracı olmuştur. Türkçemiz de bundan kendini uzak tutamamış ve günümüzde yüzlerce kültür ögesi yaşamımıza girip yerleşmiştir. Yiyecek - içecek alanı, duyurular, tanıtımlar artık İngilizce yapılıyor. Örneklemeye gerek yok sokağa çıktığınızda sağınıza solunuza bakmak yeterlidir. Oktay Şinanoğlu da bu konuya çok kafa yormuş ve kitaplar, yazılar yazmıştır.
Demek istiyorum ki dilimiz koruyup geliştirmek kültürümüze sahip çıkmaktır.
Sağlıkla...
Okuma önerim: dil, Şu Büyülü Düzen... Prof. Dr. Doğan Aksan
epostam: [email protected]
telefonum: 0533 661 70 04