Birleşmiş Milletler 25 Kasım gününü 1999 yılında, kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü olarak ilan etti. Bu gün kapsamında her yıl kadına yönelik şiddetin son bulması isteniyor, kadınların, hak ve özgürlüklerden yararlanması noktasında cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması temenni ediliyor.

Kadına şiddetin önlenmesinde ilk görev; Kadına yönelik saldırılarda, şiddete toplumun reaksiyon göstermesi, komşudan gelen çığlığı duymaz ve gereğinin yapılması için güvenlik güçlerine başvurarak çığlığı dindirmez, sokakta ki kadına yönelik saldırıya aile içi meseleler diyerek sessiz kalarak, müdahalede bulunmaz isek aslında failin yanında pozisyon almış oluyoruz. İkinci görev; dili değiştirmektir. Günlük hayatta, kadını küçümseyen, şiddet dili kullanan kimselerle ve sosyal medya ile mücadele etmemiz şarttır. Üçüncü görev; dayanışma kültürüdür. Şiddete maruz kalan kadın en yakınında ki kişiye açılıyor ve ondan destek bekliyor. Bu kişi “Boş ver, idare et” Dememeli, o’na; “Yalnız değilsin yanındayım, birlikte hukuki çözüm arayalım.” Diyerek, moral aşılayıcı topluma dönüşmeliyiz.

Gerek Kur-anı Kerim ve gerekse Hadis-i Şerifler kadına şiddeti yasaklamış, haram kılmıştır. Cenab-ı Allah (c.c.) Bakara suresinin 228. Ayetinde; “Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Bu haklar adalet ölçüsünde eşittir.” Buyurmuştur. Peygamberimiz (s.a.v.); “Eşinize karşı yumuşak ve güzel davranın. Böyle davranan kişi en hayırlı kişidir.” Buyurmuştur. (İbn Mace) Yine Peygamberimiz; “Kendin için yapılmasını istediğin iyiliği, başkası için de istemedikçe iman etmiş olamazsın.” Buyurmuştur. (Buhari.) İnsanlığa Rahmet olarak gönderilen yüce Peygamber bir başka hadisinde; “İnsanlara merhamet etmeyenlere merhamet olunmaz.” Kadına şiddet uygulayan kişi hem bu dünyada hem de öte dünyada yargılanıp mahkum olacaktır.

Medyaya düşen en büyük görev, şiddeti haber malzemesi olmaktan çıkarıp bir insan hakları meselesi olarak ele almalıdır. Medyanın kullandığı dil, cinayeti teşvik edici dildir. Şiddet uygulayanları; “Cinnet getirdi”, “Kıskançlık krizi sonucu öldürdü”, “Aşk cinayeti işlendi” gibi sözcükler kullanarak şiddeti adeta normalleştiriliyor. Devletin bu konuda medyayı uyarması gerekir. Aslında medyanın 6284 Sayılı yasa ile getirilen koruyucu, önleyici tedbirleri, KADES gibi mekanizmaları da haberin içine yerleştirerek, izleyicilere ve okurlara çıkış yollarını göstermesi gerekir. Öte yandan medyanın konunun uzmanı kişileri konuşturarak, yorum yaptırarak onların kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması yönündeki görüşlerini verdikleri haber arasına serpiştirmesi şarttır. Herkese şiddetten uzak sağlıklı günler diliyorum.