22 Ekim 2024 tarihinde, Sayın Devlet BAHÇELİ, PKK (PKK'nın Açılımı: Partiya Karkeven Kürdistane) lideri Abdullah Öcalan'a “örgütü lağvet, Gel Türkiye Büyük Millet Meclisi DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuş, umut hakkı için başvur." dileğinde bulundu. DEM parti yetkilileri, İmralı'da Abdullah ÖCALAN ile birkaç kez görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerden sonra 20.07.2025 tarihinde, “ÖCALAN barış ve demokratik toplum için, tüm gruplar silahları bıraksın, PKK kendini feshetsin" (fesih dağıtmak kapatmak anlamındadır.) çağrısında bulundu. PKK 01.03.2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ateşkes ilan etti. DEM parti yetkilileri 09.05.2025 tarihinde,05-07 Mayıs 2025 tarihleri arasında, PKK kongresini topladığını ve Abdullah Öcalan'ın çağrısı doğrultusunda karar aldığını," açıkladılar. PKK 27 Kasım 1978 tarihinde, Diyarbakır ili, Lice ilçesi, Fis köyünde kuruldu. İlk saldırısını 15 Ağustos 1984 tarihinde, Eruh ve Şemdinli ilçelerinde gerçekleştirdi. Eli kanlı terör örgütü, o tarihten günümüze kadar 50.000'i aşkın insanımızı şehit etti. 2 tirilyon dolardan fazla para harcattırarak Türk Hazinesine büyük bir darbe vurdu. PKK’nın üst kuruluşu olan KCK’da PKK ve SDG ile birlikte silahı bırakır kendisini fesheder, militanları gelip devlet güvenlik güçlerine teslim olur, 41 yıllık mücadele sona erer, insanlarımız barış ve huzur içinde yaşamaya devam eder. PKK'yı besleyen emperyalist devletler de avuçlarını yalarlar. Toplumsal Barışın olabilmesi için şehit ailelerinin olurlarının alınması şarttır. PKK militanlarının genel af veya kısmi af çıkarılarak affedileceğimi yoksa kovid 19 pandemi döneminde olduğu gibi bir infaz düzenlemesi yapılarak bunlar rehabilite mi edilecek? Böyle bir durumda eli kanlı olan suç işlediği sabit olan militanlar da bu düzenlemeden yararlandırılacak mı ? PKK, KCK’nın içinde yer almaktadır. KCK’da kendisini feshediyor mu? Oda silahları bırakıyor mu? Şimdilik bu konuda bir bilgimiz yok, ancak KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir AYDIN, ”Duruma göre yeni perspektiflere yeni adımlar atılıp, yeni örgütler kurulur. PKK feshedilecek diye Kürtler örgütsüz mü kalacak? Sanılıyor” diyerek sürece bir kılçık atmıştır. PKK yaklaşık tüm dünya ülkeleri tarafından terör örgütü olarak kabul edilmiştir. Ne var ki SDG (Suriye Demokratik Güçleri) ve KCK (Kürdistan Topluluklar Birliği) halen hiç dünya devleti tarafından terör örgütü olarak tanınmamaktadırlar. Bilakis ABD ve İsrail bu örgütleri legal örgüt olarak tanımakta ve binlerce tır dolusu silah vermektedir. Aynı şekilde Almanya, İngiltere ve Fransa bu örgütlere desteklerini sürdürmektedirler. Bilelim ki, PKK dünya devletleri tarafından terör örgütü olarak kabul edildiğinden bunların militanlarını takip edip, inlerinde öldürülmesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin meşru müdafaa hakkı olarak kabul görmektedir. Ancak KCK, SDG ve PYD örgütleri, dünya devletleri tarafından terör örgütü olarak tanınmamaktadır, ileride bunlara karşı yapılacak operasyonlar meşru müdafaa olarak kabul edilmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti suçlanabilecektir. Bu tehlikeyi de Devletimiz göz ardı etmemelidir.
PKK terör örgütünün ve bu örgüt tarafından üretilmiş diğer tüm örgütlerin de (KCK, PYD, YPG, SDG vb) kendilerini fesih etmesi, silahlarını Türk askerine teslim etmesi öncelikle ve ivedilikle sağlanmalıdır. Öte yandan bu örgütlerin sadece silah bırakması, ilerde bunların tekrar bir araya gelip örgüt kurması yadsınamaz. Bu nedenle, bu örgütlerin yeniden canlanmaması; Türkiye, Kuzey Irak, Kuzey Bati İran'daki ve Suriye'deki yaşam malzemesi depolarını, silah ve bomba depolarını tek tek göstermesi ve buralardaki silah ve yaşam malzemelerini Türk askerine teslim etmesi yaşamsal bir gerekliliktir. Terör örgütü ve şeriklerinin silahlarının teslimi gerçekleştirildikten sonra, Türkiye'de eylem yapmamış, eline kan bulaşmamış, bebek katili olmamış militanların, ülkeye girişleri sağlanmadan önce, hukuki düzenlemeler yapılmalıdır. Bu aşamadan sonra bunların rehabilitesi gerçekleştirilmelidir. Hükümetin düşüncesine göre, Kandildeki terör baronları ile, Suriye'deki terör
baronları ya bulundukları ülkelerde kalacak, ya da mutabakat sağlanan üçüncü ülkelere gönderilecektir. Bunların yeniden örgüt kurmaları ihtimal dahilindedir bu durum da unutulmamalı, gittikleri ülkelerde takip edilmelidir. Hukuki düzenlemeler yapılırken, vatanı korumak, milletin huzurunu sağlamak amacıyla kanlarını cömertçe akıtan güvenlik görevlileri gazilerin, ve şehit olan şuhedaların ailelerinin olurlarını almak ve onları tatmin etmek şarttır. Toplumsal barış bunu gerektirir. Devletimiz, bu aşamada çok dikkatli olmalıdır. Geçmişte Sayın ÖZAL zamanında, sayın ERBAKAN zamanında ve çözüm süreci sırasında, PKK ve Türemiş örgütler, silahı bırakacaklarını, gelip Türk Adaleti’ne teslim olacaklarını söylediler, bu sözlerini tutmadılar, kalleşlik yaparak, insanlarımızı şehid ettiler. “Sütten ağzımız yandı yoğurdu üfleyerek yiyelim."