Hafta başında 2017-2018 eğitim öğretim dönemi başladı. Başladı başlamasına da ilk günden çözüm bekleyen sorunları da beraberinde getirdi.

Hafta başında 2017-2018 eğitim öğretim dönemi başladı.
Başladı başlamasına da ilk günden çözüm bekleyen sorunları da beraberinde getirdi. Son on beş senedir eğitim sistemimizde yapılan değişiklikler sorunlar yaratmış, Milli Eğitimimizde bir türlü doğru yol ve yöntem maalesef uygulanamamıştır.
2002 yılında iş başına gelen AKP hükümetinin bakanları;
Erkan Mumcu, “Eğitimi sil baştan ele alıyoruz. Sistemi değiştiriyoruz” dedi.
Hüseyin Çelik, “Önceki sistem problemli” dedi ve müfredatı değiştirdi.
Nimet Baş, “Eski sistemi değiştiriyoruz” dedi.
Ömer Dinçer, “Böyle sistem olmaz” dedi ve 4+4+4 sistemini getirdi.
Nabi Avcı, 40 aylık görevinde “sistem çok sıkıntılı” dedi TEOG getirildi.
İsmet Yılmaz, 2016 yılında Milli Eğitim Bakanı olunca “sistemde köklü değişiklik yapıyoruz” dedi, müfredat değişti, TEOG kaldırıldı.
Görülüyor ki, her görevi devralan bakan bir öncekinin uygulamalarını beğenmeyip değişikliğe gitmiş ve değişiklikler yenileme getirmediği gibi eğitim yapboza dönmüştür.
Bazı konular üzerinde düşünmek, irdelemek ve yorum yapmak için işin uzmanı olmaya gerek yok. Şunu biliyoruz ki, Okullarda doğru ve etkili öğretme-öğrenme süreci sorunların olmamasına bağlıdır. Ancak, okulların açıldığı ilk günden sorunların ortaya çıkması, etkili öğretme ve öğrenmeyi güçleştireceği mutlaktır.
Elbette sorunlar olacaktır, bunların ortaya çıkmasıyla en az seviyeye indirmek için çözümü de tabii ki vardır.
Okul yöneticilerinin liyakat la tercih edilmesi ve yeterli hizmet içi eğitim,
Eğitimcilerin özlük hakları, sosyal olanaklar, maaşlarının yeterli seviyede olması,
Eğitimcilerin görevde yükselmelerinde adalet,
Veli ve öğrencinin okula hazırlık ve uyumu, tüm bunlar etkili öğretme-öğrenme sürecinin nedenleri olarak algılanmalıdır.
Her gelen eğitim bakanı bir öncekini beğenmeyip yaptığı olumsuz değişikliklerle yararlı bir eğitimin yapılamayacağı görülmektedir.
O halde yapılması gereken, araştıran, soran, sorgulayan toplum oluşturmak için Atatürk ilkeleri doğrultusunda çağdaş bilim yuvaları ve buralarda da geleceğin öncüsü genç nesilleri yetiştirmeliyiz.
Eğitimi içinden çıkılmaz, yaz-boz tahtasına çevirenler daha okulları tekli eğitime geçirememişler ki eğitim sistemini çözebilsinler.
Bakıyorum Kırşehir’de gecenin karanlığında, yani saat 19.00’dan sonra okuldan çıkan öğrencilerden nasıl başarı ve verim alabiliriz ki?
Yeni eğitim öğretim yılında okuluna başlayan, Kırşehir’de ilkokulların, ortaokulların, liselerin ve yüksekokulların sıralarını dolduran öğrencilere başarılar dilerken, eğitimcilerin ve velilerin yeni eğitim yıllarını kutluyorum.