15 yıldır ülkemizi tek başına yöneten Ak Parti hükümetlerinin pek çok icraatlarını takdir etmiş birisi olarak, son zamanlardaki hatalarını da kabul edemiyorum. “Ben yaptım, oldu!” mantığı ile bir ülke idare edilemez diye düşünüyorum.

15 yıldır ülkemizi tek başına yöneten Ak Parti hükümetlerinin pek çok icraatlarını takdir etmiş birisi olarak, son zamanlardaki hatalarını da kabul edemiyorum.
“Ben yaptım, oldu!” mantığı ile bir ülke idare edilemez diye düşünüyorum.
İşte yıllardır uygulanan TEOG’u Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yurt dışına giderken ayaküstü “kaldırıyoruz” dedi, bugün ülkemizde her kesimden olumlu-olumsuz tartışmalar yapılıyor.
Bu işler hiçbir çalışma yapmadan kaldırılamaz, kaldırılmamalı.
Zaten son yıllarda eğitimde ne halde olduğumuz ortadayken, eğitim sistemini allak bullak etmek kime ne fayda getirir ki?
Gerçekten TEOG’tan memnuniyetsizlik varsa, bu konuda uzman eğitimciler bir araya gelir, çalışmalar yapar, tartışır ve herkesin vereceği doğru bir kararla kaldırılabilir. Ama hiçbir çalışma yapmadan bunun yapılmasını kimse doğru bulmuyor.
Kırşehir’de eğitimde marka kentiz diye övünüyoruz, ama hala ikili eğitim yapan okullarımız var. Bu okullarda nasıl başarı sağlanacak ki?
Saat 13.40’ta ders başı yapıp, akşamın kararlığında, yani 19.10’da dersten çıkan öğrenciden kim ne verim ve başarı elde edebilir ki?
Ben bu konuyu geçtiğimiz hafta Valimiz Necati Şentürk’e bizzat ilettim, gelecek yıl bu sorunun iki okulun yapılmasıyla çözümleneceğini söyledi.
Umarım gelecek yıl bu sorunu yaşamayız.
Yani ülkemizde ve Kırşehir’imizde eğitimde yaşanan sorunları çözememiş bir il durumundayız.
İşte Cumartesi günü TEOG’un kaldırılması gibi bir karar Kırşehir gündemine bomba gibi düştü ve deyim yerinde ise Kırşehirlileri büyük hayal kırıklığına uğrattı.
Neymiş efendim, büyükşehir yasasında illerin büyükşehir olması için gerekli olan 750 bin nüfusu 400 bine indirerek yasa kapsamını genişletilerek iki ili birleştirerek “bütünşehir” adıyla tek belediye haline getirilecekmiş!
Böylece büyükşehirlerde olduğu gibi merkez ilçe kavramı ortadan kaldırılacakmış, belde belediyeleri kapatılacak, merkez ilçeye bağlı köyler mahalle olacakmış!
Bu çalışmayla birlikte Kırşehir de Nevşehir adıyla “bütünşehir” olacakmış!
Yeni sistemin 2019 yılında yapılacak olan yerel seçimlerden önce uygulamaya geçirilmesi planlanıyormuş! Yani artık Kırşehir’in kendi belediye başkanı olmayacak, Nevşehir ve Kırşehir illerini yönetecek tek belediye başkanı olacakmış!
Böyle bir çalışma yapanların iki veya üç ilin coğrafi ve nüfus özelliklerine göre birleştirilerek, Kırşehir’in nüfusuna bakarak, 60-70 bin daha fazla nüfusu bulunan Nevşehir’den yönetilecekmiş!
Böyle bir şey olabilir mi?
Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci Pazartesi günü bu konuda bir basın toplantısı düzenleyerek böyle bir şeyin olmadığını, çıkan haberlerin asparagas olduğunu söyledi de biraz olsun rahatladı Kırşehirliler…
Çünkü tarih ve kültür şehri Kırşehir’in, 1954’te ilçe yapılarak bağlandığı 63 yıllık il olan Nevşehir’e bir kez daha bağlanacağı “bütünşehir” statüsünü Kırşehir’de kim, nasıl kabul edebilir ki?
Ak Parti hükümetinin; 1954 yılında “Kırşehirliler bize oy vermiyor!” diyerek il olmayan, bir belde konumundaki Nevşehir’i il yapıp, Kırşehir’e bağlayan Demokrat Parti iktidarının Başbakanı Adnan Menderes’in 1957 yılında “fahiş bir hataydı” diyerek, kolunu, kanadını budayarak Hacıbektaş, Kozaklı, Avanos ve Gülşehir gibi ilçelerini elinden alıp, yeniden il yaptığı Kırşehir’i bu kez AK Parti iktidarı eğer “bütünşehir” yasasıyla birleştirmeyi düşünüyorsa bu çok büyük bir hata olur.
1954 yılında Demokrat Parti’nin ilçe yapıp Nevşehir’e bağladığı Kırşehir’imizi bugün de Ak Parti iktidarının “bütünşehir” kılıfıyla yapmaya kalkışmasını kesinlikle Kırşehirlilerin kabul etmeyeceğini biliyorum, kabul edemez de…
Bu konuda Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin ardından Milletvekili Mikâil Arslan’la görüştüm, kendisi de böyle bir şeyin kesinlikle söz konusu olmadığını ifade etse de Kırşehir kamuoyunun kafasında “ateş olmayan yerde duman çıkmaz” soruları takılmaya başladı.
Eğer iktidar böyle bir şey yapacaksa illerin tarihine ve geçmişine bakmalı. Eski illerin, yeni illere bağlanması büyük hata olur.
Kaldı ki Kırşehir, Nevşehir’den daha eski bir ildir. Bugün Nevşehir’e bağlı olan Hacıbektaş, Kozaklı ve Gülşehir gibi ilçeleri Kırşehir’indi.
Böyle bir durumu hiçbir Kırşehirlinin kabul edeceğini sanmıyoruz. Böyle bir karar alınması Kırşehir’i ikinci kez ilçe yapılması anlamına gelir ki buna asla izin verilmemeli.
Ak Parti hükümeti belediyeleri birleştirmek kılıfıyla illerin yönetimini bir başka ile bağlanmasını Türkiye’de hiçbir ilin kabul edeceğine de inanmıyoruz.
Bu durum iller arasındaki sorunların daha çok artmasına ve sorunların daha da artmasına neden olur.
Hükümet eğer böyle bir şey yapmayı düşünüyorsa, bundan kesinlikle geri adım atmalı ve illerdeki sorunların çözümlenmesi için mevcut belediyelere siyasi görüş ve düşüncesine bakmadan bütçeden daha çok destek vermeli.
İşte Kırşehir’i Nevşehir’le “bütünşehir” adıyla birleştirilmesi düşünülen iller arasındaki güzel bir örnek daha…
Yıllardır Niğde’nin bir ilçesi konumunda bulunan ve 1990’lı yıllarda il yapılan Aksaray son yıllarda büyük gelişme gösterdi ve nüfusu her geçen gün artıyor. Bu yasayla Niğde ili Aksaray adıyla “bütünşehir” olacak!
Şimdi bu durumu hangi Niğdeli kabul edebilir ki?
Çankırı’yı dünün ili Kırıkkale’ye bağlanmasını öngörenler, Yozgat ilini de Çorum’la bütünleştirmeyi hedeflemeleri saçmalıktan başka bir şey değildir.
Bu gibi örnekleri daha da arttırmak mümkün.
Ülkemizde onca sorun varken, şimdi illeri “bütünşehir” adıyla birleştirilmesinin düşünülmesi ben hiç istemem ama birleştirilen illerde büyük infiallere neden olacak.
İllerin “bütünşehir” kılıfıyla daha güzel hizmetler alacağını düşünen siyasiler, yakın bir tarihte yaptıklarının büyük bir hata olduğunu idrak edecekler, ama bu illere verilen zararı telafi edemeyeceklerdir.
Çünkü tarih tekerrürden ibarettir.
1954’te bir siyasi ihtiras uğruna “Kırşehirliler bize oy vermiyor!” diyerek ilçe yaptıkları Kırşehir’i 1954’te yeniden il yapmak durumunda kalmışlar ve yaptıklarını da “fahiş bir hataydı” diyerek ağır şekilde ödemişlerdi.
Böyle bir konunun Kırşehir gündeminden ve ülke gündeminden kalkarak illerin sorunlarının çözümü için hükümetin yerel hizmetler için belediyelere daha çok pay vermesini diliyoruz.

***

Biraz da gülelim!

Temiz sürücü

Trafik memurları bir gün, trafik kontrolü yapıyorlarmış. Karşıdan gelen Temel ile Fadime’yi gören komiser, hemen arabayı durdurmuş. İkisini de emniyet kemeri takmış olarak görünce:
-Beyefendi bugün yaptığımız kontrolde tek emniyet kemerini takan çift sizsiniz, bu yüzden size 500 Türk Lirası ödül veriyoruz. Ama merak ettik, bu parayla ne yapacaksınız?
Temel sevinçle cevap vermiş
-Ne mi yapacağum. Hemen gidip kendime bir ehliyet alacağum demiş.
Polis :
-Ne ne ehliyetiniz yok mu, demiş komiser.
Fadime olayı toparlamak için:
-Kusura bakmayın memur bey, temel içince ne dediğini bilmez, der.
Komiser daha da şaşkınlıkla:
-Ne bir de içkili misiniz, diye bağırır.
Arkadan yaşlı adam öne atılır ve :
-Ben demuş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalum başumuza bi iş gelir diye.
Komiser neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan İdris de koşa koşa gelerek.
– Ne oldi,geçtuk mi sınırı daaa :)

***

Sevdiğim bir söz

“İnsan hiçbir zaman büsbütün yalnız değildir dünyada. En kötü durumda, bir çocuğu, bir delikanlıyı ve zamanla olgun bir adamı, yani kendisinin eski bir halini bulur yanında.”
Cesare Pavese