İnsanın yaşamsal değerleri bakımından bir daha yaşamamak üzere karanlıklarla dolu 2016 yılını geride bıraktık. 2016’da telafisi mümkün olmayan bir dizi olayları milletçe birlikte yaşadık.

İnsanın yaşamsal değerleri bakımından bir daha yaşamamak üzere karanlıklarla dolu 2016 yılını geride bıraktık. 2016’da telafisi mümkün olmayan bir dizi olayları milletçe birlikte yaşadık.
İnsanlık dışı;
Terör örgütü FETÖ’ nün kanlı darbe kalkışmasını,
PKK terör örgütünün kanlı eylemlerini,
Küçücük yavruların yurtlarda yanmasını,
Koruma altında bulunan küçük çocuklara yapılan tecavüzleri,
Kadın cinayetlerini,
Canlı bombaları ve nihayete eren yaşamları gördük.
Bir an evvel bir daha gelmemek üzere gitmesini istediğimiz 2016 yılı, sanki bağrında barındırdığı tüm olumsuzlukları 2017 yılına devir etti gibi, zira yeni yılın ilk saatlerinde İstanbul’da bir eğlence yerinde yapılan katliam ve peşinden gelen İzmir olayları, deyim yerindeyse perşembenin gelişi çarşambadan belli olur dedirtti.
Kırşehir’in çarşı ve pazarlarında kime sorsam insanlar siyasi ve ekonomik gidişata bakarak adeta umudunu yitirmiş söylemler içindeler. Peşinden her alanda olumsuzluk beklentileri konuşuluyor.
Ülkemizin Güneydoğu bölgesinde adeta bir savaştır sürüyor.
Hemen her gün asker, polis şehit haberi geliyor. Geliyor da, geride gözü yaşlı analar, yetim çocuklar ve dul eşler bırakıyor.
AKP iktidarının son yıllarda yaptığı hatalar, sorunların üzerine sorun kattı ve bu gün gelinen nokta da tıkandı kaldı. Halen doğru bir yol ve yöntem bulunamadı.
Suriye bataklığı da ayrı bir hadise, bir zaman oraya Esed’i devirmek için gittiğimiz söylendi, kimi zaman da orada terörle mücadele için bulunduğumuz söylendi.
Halen düşünüyoruz ama henüz hangisinin doğru olduğunu bir türlü öğrenemedik. Böyle giderse de öğrenemeyeceğiz gibi, zira içeride olduğu gibi dışarıda da politikasız politika devam ediyor.
Ekonomide işlerin iyiye gitmediği görülüyor. İşsizlik, enflasyon, ihracat ve döviz kurlarındaki olumsuz tablo, öyle bu işi uzmanlara sormayı gerektirmeyecek kadar kötü olduğu açık seçik görülüyor.
Ülkenin her geçen gün iyiye gitmediği artık görülebiliyor. Altın ve döviz fiyatları sürekli yükselerek rekor üstüne rekor kırıyor, siyasette olduğu gibi ekonomide de istikrarsızlık devam ediyor.
2017 yılının henüz birinci ayındayız ama bütün ekonomik verilerin dengeleri bozuk, tahminler gerçeklerden uzak, esasen ekonomi temelden bozuk.
Ülkemizde bunca sorun varken, iktidar partisi ve onun yardımcısı konumunda bulunan muhalefet partisi yeni anayasa ve içinde barındırdığı başkanlık peşindeler.
Terörü yok etmeyi,
Canlı bombaları önceden tespit edip yakalamayı,
15 Temmuz günü memlekete ihanet edenlerin siyasi ayağını ortaya çıkarmayı,
Ekonominin nasıl düzeleceğini,
Açlıktan dilencilik yapanları doyurmayı,
İşsiz vatandaşa istihdam yaratmayı,
Çalışanı, işçiyi, emekliyi ekonominin olumsuz girdabından çıkarmayı düşünecekleri ve çözüm yollarını arayacakları yerde başkanlığı nasıl getiririzin düşüncesi içindeler.
Bu tablonun ne kadar iç acıtıcı olduğu ortada. Yani 2017 yılı zor bir yıl olacak gibi…
Öyleyse bu ortamda Türkiye’nin sosyal demokrat, özgürlükçü ve hukuku gözeten bir Vizyona ihtiyacı olduğu aşikâr.