31 Mart Pazar günü yapılacak olan yerel seçimin siyasi aktörleri artık stratejilerini belirledi ve seçmenin karşısına gelerek, Kırşehir’i nasıl yöneteceğini, nasıl faydalı olabileceğini anlatmaya başladılar.
Her seçim öncesinde tüm partiler ve aktörleri başlangıçta eşit şartlarda yarışa çıkarlar. Ancak, sonradan parasal kaynaklar, insan kaynakları, hele bir de iktidardaysanız o olanaklardan yararlanmak tabi ki partiler ve adaylar arasındaki farklılıkları ortaya çıkartır. Bu nedenlerden dolayı öyle anlaşılıyor ki, Kırşehir’de bu seçimler CHP ile AKP’nin arasında çetin bir mücadeleye sahne oluyor, MHP’nin de yarışa katıldığını ve alanlarda mücadeleye katıldığını görüyoruz.
Her parti ve partilerin aktörleri elbette başarılı olmak ve mutlu sona ulaşmak için uğraşı vermektedirler. Ancak, bu yarışı göğüsleyebilmek için; siyasi partilerin aktörleri yerel seçim kampanyası çalışmalarına başladıkları şu günlerde, beş yıllık belediye başkanlığı dönemlerinde yapacağı vaatlerini ve hizmetlerini tanımladılar. Artık Kırşehir halkı hangi adayın ne yapacağını üç aşağı beş yukarı öğrendi. Adayların kişisel özellikleri, bağlı oldukları parti örgütünün gücü ve kaynakları artık seçmen tarafından biliniyor.
Başkan adayları da partilerinin örgütlerini, seçmenin stratejisini artık tanıyorlar. Seçim süresince yürütülen kampanyada öne çıkartılan konuların seçmen kitlesini nasıl etkileyeceği ile ilgili bilgi çalışmaları önceden bölgesel olarak yapıldığına göre de, bundan sonra yapılacak çalışmaların sonucuna göre kampanya yöntemleri belirlenmeli ve farklılıklar geliştirilmelidir.
Varsa eksik olan bilgiler bir araya getirilmeli… 2009, 2011, 2014, 2015 hatta 2018 yıllarına ait yerel ve genel seçimlerin sonuçları partilerin arşivlerinde mevcut, bölgesel olarak seçmen bilgileri de var, mahallelerin ayrı ayrı öncelikli çözüm bekleyen sorunları zaten biliniyor, o halde sonuç odaklı davranılarak seçmenle yapılacak olan yüz yüze iletişim en etkili ve doğru yöntem olacaktır.
Bir kere şu bilinmeli, adayın davranışı, Kırşehir’in mahalle muhtarları, basın kuruluşları, kamu daireleri, sivil meslek kuruluşları ile iletişimi sağlıklı temellere dayanmalıdır.
Partilerin örgütlerinde, seçim bürolarında ve seçim koordinasyon merkezlerinde görevli üyeler, o partiyi ve aktörünü temsil edeceklerinden dolayı gerek giyim kuşam, hal hareket, tutum ve davranışları, gerekse de söz ve söylemleri ile seçmene pozitif yaklaşım sergilemesi ayrı bir önem arz edecektir.
Seçim yarışına katılan aktörlerin ve ekibinin esnaf ziyaretleri, ev ziyaretleri, kapalı salon toplantıları, açık alanda yapılan mitingler, gazete ve medya ile olan ilişkileri seçmeni elbette ki doğrudan etkileyecek unsurlardır.
Bu seçim sadece bir yerel seçim olmaktan öte memleketin geleceği için çok yönlü anlamlar taşıdığını düşünmek gerekir. Siyasi partilerin her nedense şu ana kadar yaptıkları salon ve alan toplantıları eskiye göre biraz daha etkisiz görüntü vermektedir. Partiler ve başkan adaylarının daha gösterişli, daha etkin bir şekilde yapacakları çalışma güçlü olduğu imajını verecek ve seçmeni doğrudan etkilediği gibi sonuca giden yolu da kilometrelerce kısaltılacaktır.