Evet, acısıyla, tatlısıyla, iyisiyle, kötüsüyle bir yılı daha geride bıraktık.
2019 yılı gerçekten hepimiz için zor bir yıl oldu.
Özellikle 2018 yılı ortalarında döviz kurundaki artışla birlikte başlayan hayat pahalılığı ve ekonomik sıkıntılar hepimizi derinden sarstı.
Döviz kurundaki artışlar iğneden ipliğe her şeyin fiyatını arttırdı, insanların alım gücü düştü. Hükümet bu krizi atlatmak için birçok kararlar aldı, hatta zam üstüne zam yaptı. Bu da her kesimi olumsuz yönde etkiledi.
Hükümet 2019 yılında birçok devlet yatırımını ya askıya aldı, ya ödeneklerini azalttı. Yapımı büyük ölçüde tamamlananları bitirdi, diğerlerini durdurdu. Tıpkı Kırşehir’deki Hükümet Konağı, Öğretmenevi gibi.
Tabii ekonomide tablo pek iç açıcı olmayınca da, özellikle küçük esnaf, bankalara borçlu olan vatandaşlar ve yatırım yapma düşüncesinde olanlar hep tedirginlik yaşadı. Hal böyle olunca da belirsizlikler hiç kimseye yaramadı, sadece umutsuzlukları artırdı.
Döviz fiyatlarındaki anormal artışlar, tüm ürünlerde yaşanan anormal fiyat yükselişleri hep dar gelirlinin alım gücünü zayıflattı. Piyasalar olumsuz yönde etkilendi. Deyim yerinde ise 2019 yılı zor bir yıl oldu.
İşte 2020 yılına girerken yeni asgari ücret açıklandı, 2 bin 324 lira oldu. Çalışanların bu rakamdan memnun olmadıklarını görüyor ve duyuyoruz. Çünkü her ne kadar TÜİK verilerine göre hesaplanan enflasyon rakamları ile piyasadaki rakamlar arasında anormal bir fark var. Bugün Türkiye’de enflasyon yüzde 10’larda gibi gözükse de en az 30-40’larda olduğu söyleniyor.
Ya bu ücreti ödemek zorunda olan küçük esnaf ve sanatkârların durumu?
Yanında çalıştırdığı bir kişinin maliyetinin 3 bin 500 lira olduğu günümüzde Kırşehir gibi küçük bir ildeki esnaf ve sanatkârın kaç kişi çalıştırabileceğini bilen ya da düşünen var mı ki?
Doğru dürüst iş yapamayan, gelir ve gideri bile karşılayamayan, hatta yanında çalışan bir asgari ücretlinin aldığı parayı bile kazanamayan esnafın durumunu bilen var mı ki?
Şöyle Kırşehir’de birkaç esnafa gidin, sorun yeni asgari ücretle kaç kişi çalıştırabilir bir öğrenin. Yani iş yapamayan, satış yapıp para kazanamayan esnaf, tüccar ve sanayici bu rakamlarla kaç asgari ücretli insan çalıştırabilir ki?
İş yok, satış yok, işsiz çok!
Çalışan da, çalıştıran da kendine göre haklı.
Hükümet döviz kurlarındaki artışı durdurmak için, vergi ve zamlarla halkın alım gücünü hepten düşürdü.
Yani anlaşılan o ki 2020 yılında toplum olarak hepimiz biraz daha kemer sıkacağız. Başka çıkış yok!
Peki kemer sıkan ya da sıkmak zorunda olduğunu anlayıp yerine getiren olur mu?
Ben sanmam!
İnsanlar ekonomik kriz altında gelecek endişesi içinde ayakta durabilme mücadelesi verirken, diğer yandan asgari ücretle çalışıp, sanki hiç ekonomik sıkıntı yokmuş gibi hayatlarına devam eden öyleleri var ki.
Ben Kırşehir’de bunlara bazen hayıflanmıyor da değilim tabi.
Kredi kartı yaşam biçimi olmuş. Kartsız yaşayamıyor. Bir bankadan aldığı kredi kartını diğer bankadan aldığı kredi kartıyla ödüyor. Böyle olunca da borç katlanarak artıyor.
Giyimi, kuşamı, makyajı, son model telefonu o biçim, ama borç batağından çırpındığının farkında bile değil!
Hani atalarımızın bir sözü vardır:
“Ayranı yok içmeye, taht-ı revanla gider …çmaya!..”
Aynen böyle!
Şöyle bakıyorum asgari ücretle çalışmasına rağmen, senden-benden daha şık giyinen, bol döküm yiyip içen, ama gırtlağına kadar borçlu olmasına rağmen, borcunu ödemeden, çalışmadan yan gelip yatan, çarşıda pazarda mahcup mahcup gezen nice zavallılar var bu memlekette…
Ya oturduğu evin kirasını ödeyemiyor, ya çocuklarına kılık-kıyafet, yiyecek alamıyor, ama her gün kafa çekmenin, lüks otomobile binmenin derdinde!
Yok böyle bir şey!
Hayat böyle devam etmez tabii…
Şöyle Kırşehir’e bir bakıyorum, asgari ücretin altında maaş alıp, kendi yağıyla kavrulan da var, ana babasının desteğiyle gül gibi geçinip ev-bark sahibi olan da…
Diğer taraftan devlet memuru olup, neredeyse iki asgari ücrete denk maaş alıp ta geçinemeyen, onu bunu dolandıranların da olduğunu yakından biliyoruz.
Yeni yıla girmemiz nedeniyle sağ olsun eş-dost ve arkadaşlarımız ziyaretimize geliyor, sohbet ediyoruz ve sohbet dönüp dolaşıyor ekonomide kilitleniyor.
Herkes ekonominin iyi olmadığını, geçim şartlarının günden güne güçleştiğini, para kazanamadığını, hatta işyerlerini kapatmaya kadar gideceklerine vurgu yapan o kadar çok kişi var ki...
Artan hayat pahalılığı altında ezilen, ancak şeref ve onuruyla ayakta kalma mücadelesi veren, azla yetinip, açlığını dışarı vuramayan insanların günden güne azaldığı, insanlığın, iyiliğin, ahde vefanın bittiği bir dönemden geçerken, insan geçim derdine düşmüşken, ülkemizi idare edenlerin gündeminde varsa Kanal İstanbul, yoksa Kanal İstanbul! Varsa Libya’ya asker göndermek, yoksa Libya’ya asker göndermek!
Elbette ülkemizin ekonomisini iyi olsun, büyük yatırımlar yapılsın. Ama işsizliğin her geçen gün arttığı, ekonomik sıkıntının insanları içinden çıkılmaz bir hale getirdiği süreçten geçerken pek de insanları mutlu etmiyor sanki!
Herkes, özellikle ülkemizin her şeyi olan gençlerimizin umutlarını öldürmemek gerekiyor. Sağlık, mutluluk, para, herkes gibi gençlerin de ortak dileği. Ancak gençlerin yeni yıla dair başka beklentileri de var. İşsizler iş, eşsizler eş, öğretmen adayları atama, KYK borçluları af istiyor. Bedelli askerlik yapacaklar ise ücretin azaltılmasını ve düşük faizli kredi verilmesini talep ediyorlar. Ama onlara asgari ücretin bile çok altında maaşlar teklif edip “sigorta yapmam” diyenler var. Asgari ücret bile lüks oldu!
Gençler herkese eşitlik ve adalet istiyor. Sınavlarda alınan başarı puanına göre atanmak istiyor, bir önceki yıldan daha güzel geçsin istiyor.
Terörün olmadığı, kadınların ve kızların öldürülmediği, insanların umudunun arttığı bir yıl olmasını hepimiz istemiyor muyuz?
Evet, yeni yıl yeni umuttur, mutlu olmak için yeni bir şanstır.
Yeni yıl, umutların doruğa ulaşmasıdır.
Her yeni yılda insanların bir takım beklentileri olur. Yeni bir yılın gelmesiyle geçmiş yılı gözden geçirip, yaşadıkları olumsuzluklara, her türlü zorluklara, geçim sıkıntılarına, toplumdaki bir takım huzursuzluklara rağmen herkes kendince yeni umutlara kapılır, yeni hedefler belirler.
Yeni yıldan beklentiler toplumdan topluma, kişiden kişiye göre farklılıklar gösterir.
İnsanlar, yeni bir yılın gelmesiyle sağlıklı bir yaşam sürdürmek, sevdikleriyle hayatı paylaşmaya devam etmek isterler.
Ben de 2020 yılında ülkemizin huzura ve refaha ulaşmasını, ekonomik sıkıntıların ortadan kaldırılmasını dilerken, Kırşehir’de yarım kalan yatırımların tamamlanmasını, yeni iş alanlarının yaratılarak işsizliğin azaltılmasını, herkesin huzur ve mutluluk içinde yaşamasını diliyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle 2020 yılının ülkemize, milletimize ve Kırşehirimize hayırlar getirmesini, tüm okurlarımın ve tüm insanlığın; yeni yıl beklentilerinin, umutlarının, isteklerinin bir önceki yıldan daha iyi, daha güzel olmasını diliyor, sorunlarımızın çözümlenmesini, sağlık ve mutluluk içinde geçmesini umut ediyorum.

***

Sevdiğim bir söz
“Düşmanın yarası acıtmaz, acıtsa da çok çabuk iyileşir ama dostun açtığı yara hiçbir zaman iyileşmez”
***

Biraz da gülelim!

Mal!

Polis yurt dışına kaçak insan taşıyan kamyon şoförüne sorar:
-Ne var kamyonda?
Şoför:
Mal var!
Bunun üzerine kaçaklardan biri kafasını çıkarır ve:
-Kime mal diyorsun lan sen?
Polis
-Hani mal vardı?
Şoför:
Eee mal olmasa kafasını çıkarır mı?