Ülkemizde ve Kırşehir'de gündem o kadar hızlı seyrediyor ki ardından kimse yetişemiyor. İçinde bulunduğumuz ekonomik durumlar, yaklaşan mahalli seçimler, gelişecek, kalkınacak, büyüyecek, göç alacak, işsizliği bitirecek yatırımları bir türlü alamayan Kırşehir'le ilgili yazılacak, çizilecek çok konularımız var. Biz " Kırşehir Çiğdem” Gazetesi olarak Kırşehir'in sorunlarını gündeme taşıyoruz, birileri rahatsız olsa da, birilerine batsa da taşımaya da devam edeceğiz.
Kırşehir'in bir değil, binlerce çözüm bekleyen sorunları var.
Organize Sanayi Bölgesinin içinde bulunduğu durum, gerekli yatırımların gelmemesi, mevcut fabrikaların kalifiye eleman sıkıntısı, gençlerin iş bulamaması,
Meydanlara, caddelere, sokaklara sığmayacak yoğunluktaki araçlarla birlikte geçmişte geleceğin düşünülmeden yapılan imarların, dar yolların meydana getirdiği oto park ve trafik sorunu,
Özellikle kış mevsiminde çamur deryasından geçilmeyen Cumartesi pazarının içler acısı durumu,
Hak etmediği halde siyasetin cilvesiyle bir yerlere gelmiş beceriksiz, basiretsiz, suya sabuna dokunmaktan korkan, bulunduğu makamda gününü gün etmekten, zaman geçirmekten, protokolde boy göstermekten başka icraat yapamayan korkak yöneticilerle, getirildiği makamda kendini bulunmaz Hint Kuması zanneden, kendini beğenmiş, kibirli, her şeyi ben bilirim diyen, karşısındakine söz hakkı vermeyen, kibrinden dolayı kendisinden bir alt makamda görev yapan personelle tokalaşmayan, selam vermeyen, selam almayan, konuşurken sırtını dönen, bulunduğu ortamda herkesle tokalaşırken, bir alt kademede görev yapan personeli atlayarak tokalaşmayan yöneticiler "pardon, pardon özür dilerim yönetici dedim, bu tarzdaki kişiler yönetici olamazlar, idareci olurlar, çünkü bunlar sorumluluk almaktan, suya sabuna dokunmaktan korktukları için idare ederler bu nedenle ancak idareci olurlar" bu idarecileri gündeme getirmek,
Şiir yazıyorum diyerek Kırşehir cadde ve sokaklarında boynuna astığı çanta ile elindeki tablet bilgisayarla kendini bilmem ne zannederek dolaşan, Kırşehirli olmadığı halde kendisini çok ayrıcalıklı, özel ve Kırşehir'den üstün gören, gittiği yerlerde fotoğraf çekerek facebookta paylaşarak hava atmaya çalışan, duruma, ortama ve karşısındakine göre konuşarak Çerkez'le Çerkez, Tatar'la Tatar, Kürt'le Kürt olan ve hatta daha ileri giderek Necip Fazıl Kısakürek'le amca çocuğu olduğunu söylemekten kaçınmayan, aynı sofrada ekmek yediği kişilere karnı doyunca düşman olan, kendi menfaati ve çıkarı uğruna gözünü kırpmadan iftira atan, yalan söyleyen, yaralı parmağa işemeyen, sadece ben diyen zatları gündeme getirmek,
Çalıştırdığı dört bine yakın işçisiyle Kırşehir'in kalkınmasına işsizliğin azalmasına ve ekonomisine büyük fayda sağlayan Kırşehir' in şehir olarak ayakta durmasında önemli yeri bulunan Petlas Lastik Fabrikası yöneticilerinin isteklerinin yerine getirilmemesi varken ;
Bu gün yazımda bir vefa örneği göstererek vefalı insandan, Kırşehirli' den daha çok Kırşehirli, kibirden, kendini beğenmişlikten uzak, mütevazi, doğal, sade ve samimi bir ağabeyimden, özel bir insandan, bahsetmek istiyorum.
Tabi ki yukarıda değindiğim konuları ileri ki günlerde sırasıyla gündeme getireceğimi belirtmek isterim.
Vefa'nın denilince İstanbul'daki Vefa mı diyenlerin olduğu günümüzde bahsedeceğim kişi vefayı, samimiyeti ve insanlığı unutmayan bilge ve mümtaz insan, ciddi devlet adamı, 2006 - 2009 yıllarında Kırşehir Valiliği görevini yürüten, tam bir Kırşehirli ve Kırşehir sevdalısı Sayın Valimiz ve benim çok sevdiğim değerli ağabeyim M. Lütfullah Bilgin.
Sayın Valimiz aynı zamanda benim çok sevdiğim ve halen görüştüğüm kıymetli ağabeyimdir.
M.Lütfullah Bilgin Vali olarak Kırşehir' de görev yaptığı süre içerisinde yapmış olduğu ciddi çalışmalarla, kalıcı hizmetlerle, bastırdığı kitap, dergi ve broşürlerle, Ankara -Kayseri yolunun giriş ve çıkışlarına monte ettirdiği reklam panolarıyla, Kırşehir'in sahip olduğu tarihi ve kültürel değerlerinin tanıtımı ve turizme açılması için gündüz gece demeden çalışmış, emeğini esirgememiş, Kırşehirspor'a her türlü maddi ve manevi desteği vermiş, Kırşehir'in yararına ne yapılması gerekiyorsa onları yapmıştır.
Kendisinin Kırşehir Valiliğinden Merkez Valiliğine atanmasına çok üzülmüş, adeta isyan etmiş ve sebep olanlara ulaşarak yanlış yaptıklarını Kırşehir' e zarar verdiklerini bizzat söylemiştim.
M.Lütfullah Bilgin Valimiz böylesine ayrı ve özel bir ağabeyimdir
Bu satırlarda değinmek istediğim ise Sayın Valimiz ve değerli ağabeyim M. Lütfullah Bilgin'in Kırşehir Valiliği görevinden ayrılmasından sonra diğer valiler gibi Kırşehir'den ayağını kesmemesi, cenazelerde, düğünlerde, hastalıklarda ve eş dost ziyaretleri için Kırşehir'e gelmeye devam etmesi, telefonla arayıp sormasıyla ilgilidir.
Yaklaşık beş sene önce rahmetli olan annemin vefat ettiğini arkadaşlardan öğrenmiş ve aradan on gün geçmesine rağmen telefonla beni arayarak, baş sağlığı dileklerinde bulunmuş, “Bu acı gününde yanında olmak isterdim ama geç duydum kardeşim, Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Öleni tekrar getiremiyoruz ama onun dışında yapabileceğim bir şey olursa haberim olsun" demek nezaketinde bulunmuştur.
Kendisiyle yüz yüze olarak en son Kırşehir'de merhum “Ahi Baba” Mustafa Karagüllü'nün cenazesinde bire bir görüştüm. (Telefon görüşmeleri hariç, telefonla sürekli görüşüyorum. ) Ancak uzun süre il dışında olduğum bir dönemde yine Kırşehir'e gelerek eş, dost ziyareti gerçekleştirdiğini ve şu an görev yapan Sayın Valimiz İbrahim Akın' a
hayırlı olsun ziyaretine gelerek başarılar dileğinde bulunduğunu arkadaşlardan öğrendim.
Görev süresi biten valilerimiz gittikten sonra bir daha Kırşehir'e uğramazlar, Kırşehir'i ve Kırşehir insanını unuturlar ama Sayın Valimiz ve değerli ağabeyim M. Lütfullah Bilgin Kırşehir'i ve Kırşehir insanını unutmamış, eş, dost ziyaretleri için Kırşehir'e gelmeye devam etmiş, Kırşehir dışından tanıdıklarını, Kırşehir'i gezdirmeye getirmiş ve Kırşehir'i bizzat kendisi anlatmıştır.
İşte siyasilerin sayesinde hak etmediği makamlara gelerek kendisini Kaf Dağı’nda zanneden, kırışan, şişen, ne oldum delisi zannedenlerin olduğu günümüzde Vali olarak devletin en üst kademesinde görev yapmasına rağmen, “makamlar gelip, geçicidir önemli olan insanlıktır, insan makamdan şeref almaz aksine makama şeref verir” diyen mütevaziliği, samimiyeti, vefayı unutmayan, insana insan olduğu için saygı duyan, insan olduğu için değer veren çok kıymetli Valimiz, ağabeyim Sayın Lütfullah Bilgin için teşekkür etmekten gayri ne yazsak, ne söylesek azdır.
Siyasilerin sayesinde her şeyin çivisinin çıktığı günümüzde Kırşehirli'den çok daha Kırşehirli olan, Kırşehir sevdalısı M. Lütfullah Bilgin gibi bir insan ve bir devlet adamı olmak her baba yiğidin harcı olmasa gerekir.