Ha dayan Kırşehirli hemşerilerim az kaldı kışa veda edip yaza kavuşmamıza. Allah verir de bahar yağmuru başlayınca kışı arayacaklarınızdan şüphem yok.

Ha dayan Kırşehirli hemşerilerim az kaldı kışa veda edip yaza kavuşmamıza. Allah verir de bahar yağmuru başlayınca kışı arayacaklarınızdan şüphem yok. Benden uyarması şimdiden çizme tedarikine baksınlar, yoksa çamur deryasından çıkılmaz.
Elbette rahata da kolay erişilmiyor, her yokuşun bir düzü vardır. İnşallah gelecek kısa kadar alt yapı çalışmaları biter de Kırşehirli hemşerilerim kuru havada tozdan, yaş havalarda çamurdan kurtulur, hep beraber rahata ereriz (olur mu dersiniz çıkmayan candan ümit kesilmez).
Yalnız şunu da belirteyim, bazı hemşerilerim Belediye Başkanı’nı suçlu gösterme gayretinde. Fakat nasıl olsa bu işler yapılacaktı bu da Yaşar Bahçeci’ye rastgeldi. Onun işi de zor ama rahata kolay ulaşılmıyor, zorlukla ulaşılıyor.
Bazı gazeteci ve yazar arkadaşlar, düşündüğünü yazmakta tereddüt eder. Bazı arkadaşlar çok çabuk çehre ve fikir değiştirerek ne kadar yetenekli olduklarını göstererek yoluna devam eder ve de rahat eder. Çünkü nabza göre şerbet vermenin ölçüsünü çok iyi bilir, ortama çok çabuk adapte olarak uyumluluğunu anında gösterir.
Toplumu aydınlatmanın ilk basamağı eğitimdir, başlangıç olarak ilkokulda başlayan ve ucu açık olan bir süreçtir eğitim. Öğrenmenin yaşı yok, yaşamın ilk gününde son safhasına kadar devam eder.
Son yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim sistemini rayına oturtamayan görevli bolluğu eğitim sistemini diz çöktürüp tabana oturmuşluğun rahatlığı ile alın açık, kafa dik gururla geziyor. Durum böyle iken vatandaş neyi nerde öğreneceğim derken görsel yayın bolluğu sunan TV’lerin karşısına geçmekten başka da seçeneği olmuyor.
Ellerin memleketinde yazılı basın, yani gazeteler çok ucuz veya herkesin alabileceği fiyatta satılırken ve hatta bazı gazeteler bedava dağıtılırken memleketimde pahalı. Gazete patronlarının kısa zamanda en büyük holdingler haline gelmesi, bayağıda para bıraktığını göstermez mi?
Hemen hemen bütün gazete sahiplerinin pek çok TV kanalı var. Denetimsiz ve kontrolsüz yayın yapan bu kanallarda ne ararsan var.
Ayet satan, her derde deva hazırlanmış muska satan, zar atıp fala bakan, kimsenin duymadığını sanarak aile sırlarını gönül rahatlığı ile göbeğine kadar uzanan sakalıyla dertlere çare sunan hocasına anlatarak problemlerini çözmeye çalışan genç kadınlar. Yani din tacirlerinin cirit attığı kanallar.
Eh bazıları da bayağı eğlenceli olmuyor değil hani. Bunların içinde zevkle ve merakla izlenen ve hatta reyting rekorları kıran programlar var ki, milyonlarca seyirciyi saatler boyunca ekran karşısına kilitliyor, kilitliyor da laf mı resmen zımbalıyor.
Sabah erken saatlerden, akşamın dördüne kadar evlenme programları. Dört kanal arka arkaya ve de aynı saatlerde yayına başlıyor ki, dram, lirik, komedi show ne arasan var. Gözyaşı akıtanlar, intihara teşebbüs edenler, tam bir seyirlik.
Türkmenistan, Kazakistan, Moğolistan, Azerbaycan, Rusya, Moldovya yani Orta Asya ve Uzakdoğu’dan gelen mankenlere taş çıkaracak güzelliklerde kızlar görücüye çıkıyor, yakışıklı Türk gençlerinin önüne.
Toplum olarak isimleriyle ve geçmişleriyle artık hepsini tanıyoruz ve hatta fanatiği olduğumuz adaylar da var. Azerbaycan’dan gelen Naz nazlanırken, tuz yalatmadığı genç kalmadı!
Hayal kırıklığında bir türlü kurtulamayan Hanife kaprisleri sayesinde bu kışı da soğuk yatakta yalnız geçireceğe benziyor!
Toplumumuza pek çok ses ve müzik sanatçısı yetiştiren Romen vatandaşlarımızın, mankenlere taş çıkaracak fizik ve güzelliğe sahip olan kızları, resmen damat adayları gençlerle t…k geçiyor.
Kötü oluyor da sayılmaz. Çünkü vatandaş bir nebzede olsa sıkıntı ve problemini unutuyor. Hele bir kanalımız var ki Allah bin defa razı olsun! Kanal 9 yani mehdi adayımız Adnan Oktar. Topladığı kediciklerle sevgi sohbeti programları, gece yarılarına kadar adeta seyredenleri hipnoz ediyor. Güzelim kediciklerle kendisi de orta oyununda bayağı becerikli olduğunu gösteriyor. Özlediğimiz eski yöresel oyun havalarıyla yüreklerimizi hoplatsa da bizlere güzel vakit geçirtiyor.
Sayın hocam folklorumuza yeni oyun havaları ve oyunlar toplarken bizlerinde yürekleri hopluyor. Lütfen biraz insaflı ol bize de acı. Gerçi vatandaşa acıyan kıtlığı çekiyoruz ama sayın yöneticilerimiz yerini dolduracak girişimcilerde çıkıyor.