Topallayan ve son beş yıldır da katarakt olan Türk demokrasisi bakıma alınacak. Operasyonun tarihinde iki aylık bir yanılma oldu.
Geçen yıl bir yazımda 2018 Nisan veya Mayıs ayında erken bir seçim olabileceğini yazdığımda, fanatik partizanlardan hayli tepki almıştım. Değişik hakaretlerden vatan hainliğine kadar yorumlar olmuştu. Düzenin iyi gittiğinde benim gibi rahatsızlıklar duyan kimselerin, neden ve niçin rahatsız olunması kime yarar ki?
Ben ve benim gibi orta zekâlı insanların, piyasa ekonomisini çok iyi bilen mutfak çalışanlarının feryadını kimse ciddiye almadı. Sayın Erdoğan gidişatın iyi gitmediğini ve eski alışkanlıklarından bir türlü vazgeçemeyen bürokratların ıslahı veya tasfiye edilmesini pek çok konuşmasında dile getirdi.
Köhneleşmiş ve hantal idare yapısını değiştirme ihtiyacı ve Ortadoğu’da beklenmedik gelişen olayların daha iyi değerlendirilmesi için, on sekiz ay da olsa bir erken seçime gidilmesini uygun gördü.
Hükümetin koşulsuz destekçisi olan ve adı var, kendi yok MHP´yi razı ederek yahut öyle görünen mutabakat ile seçimi öne aldılar. Rahmetli Türkeş’ten sonra çentik çentik bulunduğu konuma getirenler, Sayın Erdoğan’ın dayanak ve desteği ile ayakta kalmaya çalışsa da, tavanı delinen parti tabanda da hayli seçmen kaybetti.
İyi Parti’ye büyük kaymalar olan Kırşehir’de MHP seçim barajı altında kalacağını anlayınca, AKP´nin güdümüne girmeyi çare olarak gördü. Çöküşün temsilcilerinin durumlarından hayli memnun görünmeleri, bu partiye gönül verenleri eksen başına ittiler. Parti içerisindeki konuları, uzlaşma ve hoşgörü ile çözme yerine, karşı fikir ileri sürenleri adeta hainlikle suçlayarak taca attılar. Tabi bu davranışta İyi Parti’nin ekmeğine yağ sürdü. Seçimlerde ne kadar yanılındığı görülür.
Siyaset akıllı adam işidir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu işi yeteri kadar ve yeterli zaman içerisinde idare etti. Bazı konularda bilhassa Fetö operasyonunda biraz da yalnız kaldığı görünen bir gerçek.
Siyasi mücadele edilirken memleket çıkarları her zaman önde olması gerekirken, bazı konularda yardım görememesi, belki kendisini hayal kırıklığına itti.
Belli zaman içerisinde ekibini değiştiremedi. Demokratik sistem devamlı yenilik ve yeni şahsiyetler istediği gibi yeni hedefler koyarak seçmenin nabzını tutmayı becerenler, belki bir müddet daha konumunu koruyabilir.
Halkın nezdinde fuzuli ve lüksün öne çıkacağı uygulamalar, her zaman eksileri yükseltir. Sosyal yaşamda değişiklikler getiremeyen hükümetlerin inatla devamlılık arzusu, ısrarla olamayacak ve dayanma gücünü test etmek, pekte akıllı bir beklenti olamaz.
Enflasyonu devamlı dış müdahalelere bağlamak, artık pekte inandırıcı gelmiyor. İthalatın lüksü bilhassa otomobil sektörünün frenlenemeyen arzusu, yabancı yatırımcıların bitip tükenmeyen taviz arzusu, özelleştirilen kurumların iyi denetlenemeyiş, emekli ücretlerinin yanı sıra, emekliliği hiç hak etmeyen kitlelere aylık bağlanması, geçim endeksini her sene biraz daha çekerken, asgari ücretlileri daha da geçinemez duruma düşürdü. Enflasyonu çift rakamlı hanelere çıkaranlar, tek haneli rakama çekmesi, bence iyi niyet göstergesidir fakat beklenti hayal olur. Seçimden sonra düşük gelirli kitleleri pekte iyi günler beklemeyecek. Yeni zamlarla karşılaşmamız hiçte yadırganmasın.