Pes ki nasıl pes. İnsan bazen kendisine göre ters ve uygunsuz olan olaylar karşısında hayrete düşer ve bir türlü kabullenemediği durumlar karşısında aklının tavandan uzaklaştığı zaman pes der, yani teslim bayrağını çeker.
Şimdi şu olaylara bir göz atalım ve tepeden akılı aşağıya basalım, basalım da ne kadar başarılı oluruz muhasebesini sonra yapalım.
Gazeteci, istihbaratçı, ispiyoncu, gambazcı değildir. Doğru bildiğini ve topluma zarar verecek her hangi bir olayı yazılarına yansıtır, olayları detaylı olarak başına yansıtma şansı yoktur. Çünkü delil toplama şansı ve de imkânı da çok kısıtlı ve bazen de yoktura dayanır. Mesela Kırşehir’de yaşadığım bir olay.
Bazı duyumlarımı anında ve zamanında bazı makamlara duyurmak istedim ve yetkili olabileceğini düşündüğüm mülkü amir olarak Kırşehir Valiliğini seçtim. Kendisine ulaşamayınca sayın Ercan Beye çok kısa olarak duyumlarımın doğruluğuna kanaat getirince kendisine aktardım. Edindiğim duyumlar çok vahim bir olay. Aynı zamanda çok üst düzey yetkililerin adı geçiyordu. Maalesef kendisine, şahsıma ait yanlış bilgi verildiğini sonradan öğrendim, inşallah bundan sonra acil görüşmek isteyenlere baraj kurulmaz ve dinlenilir. Valim fazla rahatsız olmasın diye yasak koyanlara pes doğrusu.
1- Türkiyede çok güvenilir bir markanın, Rusya’ya süt ürünleri ihracatı bir skandal denecek şekilde ürünler geri gönderiliyor. Gerekçe ürünlerde aşırı Tilmkosun ve Antibiyotik kullanıldığı içindir. Rusya kesinlikle ilaç ve antibiyotik kullanılan gıda maddesi istemiyor. Şimdi dikkat edin, bu firmanın yetkilisi bakanlığın ön gördüğü ölçüde ilaç kullandık diyor ve geri dönen ürünün akıbeti belli değil. Kelin neresinden tutarsın, buna pes denmez de ne denir.
2-Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin laik yapısının, laik yani hoşgörülü olması gereken bir kurumun, bu kurum ki cumhuriyetin getirdiği olanak ve yasalarla bulunduğu yerin garantisini pekiştirmiştir. Bu kurumun başındaki resmi görevli, Atatürk’e hakaret eden ve her fırsatta Cumhuriyet aleyhine ileri geri konuşan birini ziyarete gidiyor ve giderken de devletin kendisine tahsis ettiği makam arabasıyla.
Pes ki nasıl pes. Bu adamı ben yakinen tanıdım, kaçak olduğu ve yurt dışında kaldığı sürelerde karıştığı olayları, Almanya’da çalışan vatandaşlar çok iyi bilir. Çok enteresan başka bir olay vardır ki bizzat kendisi anlatmış, (tanıkları henüz yaşıyorlar) bu adam bir sürede İngiltere’de kaldı ve İngilizler kendisine halifelik teklif etmiş. Daha pek çok hikâye varda bilenlerin anlatması daha sağlıklı olur. Türk istihbaratı bu adamın geçmişini çok iyi bilir.
3-Cami hocaları ve vaizlerin tarafsız olması gerekir, aynı zamanda ibadet yerlerinde siyaset yapmaması gerekiyor ve aynı zamanda yasalarla bunun sınırlandırılmış olmasına rağmen hoca ibadette usanmış olmalı ki birazda belediye başkanlığı yaparak cemaate oradan hizmete karar veriyor ve bunu Camide ilan ediyor, ediyor da diyanette çıt yok. Buna da pes ki nasıl pes.
4-Adam alıyor silahı cadde ortasında hasmına veya sevmediği birine kurşun yağdırıyor ve hasmını yaralıyor. Yakalanıyor ifadesi alınıp adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor. Buna pes denmez de neye denir.
5-Devlet istihdam yaratmak için iş yeri açar, bunun tartışılacak bir yanı yok ve hatta yapmaz ise ki devlet görevinde bir eksiklik olarak yorumlanır. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanı, bir cezaevinin açılış konuşmasında, ismi gecen vilayetin halkına ve valisine, size bacasız fabrika yaptık derse bu konuşmaya pesten başka ne denir.
6-Devlet benim görüşüme göre, komşu devletlerin ve dünya devletlerinin tanıdığı sınırlar içerisinde, kendi anayasası olan ve belli yasalarla seçilmişler veya monarşi, krallık her ne şekilde rejim olursa olsun, idare edilen topluluktur. Başka idari sistemlerin ve kabile yasalarıyla nasıl yürüdüğünü, son Kaşıkçı cinayetinde şahit olduk. Fakat sosyal hukuk devletinde seçimle gelen hükümetler, çizilmiş sınırlar içerisinde yaşayan halkın eğitiminde, sağlığında, emniyetinde ve yaşam süresinde gerekli bütün imkânları yaratmak ve sunmakla hükümlü olması gerekir. Peki, Suudi aşiretinin yaptığına pes denmez mi?
7-Devletin hükümeti vatandaşına tuzak kurar mı? Tabi ki hayır diyeceksiniz. Ama gel gör ki durum öyle değil, çalı dibine saklanan trafik ekibi ceza yazmak için fırsat kollayarak vatandaşı tongaya düşürmesine pes denmez de ne denir.