Kaya Şeyhi Kırşehir’de tanıtımı layıkıyla yapılamayan, fazla bilinmeyen Kırşehir’in ve Osmanlı imparatorluğunun geleceğine yön veren toplantılara katılmış alınan kararların altına imza atmış Kırşehir evliyalarından, alimlerinden olup, gerçek bir gönül, hoşgörü, sevgi ve sabır insanıdır. Gerek Kırşehir Valiliğinin arşivlerinde ve internet sitesinde, gerekse Tarihçi, Araştırmacı Yazar Erdoğan Aslıyüce tarafından kaleme alınan makalede, aylık olarak yayımlanan “Yesevi” dergisinde Osmanlı Devletinin kuruluş süreci tarihi vesikalara dayanarak Moğolların Anadolu’yu işgali, Ahilerin Kayseri savunması ve sonrasında Anadolu’da Türk Birliğinin yeniden kurulması için yapılan çalışmalarda Kaya Şeyhi’nin önemli yeri olduğu, Moğol işgali sonrasında Ahi Evran-ı Veli’nin ev sahipliğinde Şeyh Sadrettin Konevi, Aşıkpaşa’nın babası Muhlis Paşa, Hüsamettin Kaşi, Şeyh Edebali, Şeyh Affan, Hacı Bektaş-ı Veli ve Kaya Şeyhi’nin Kırşehir merkezindeki Hılla Gölü kenarında toplanarak ülkenin geleceğini görüşerek Yeni bir Türk Devletinin kurulması, kurulacak yeni devletin dilinin Türkçe olması gibi önemli yedi maddelik kararların alındığı anlatılmaktadır.

Kaya Şeyhi Kırşehir’de tanıtımı layıkıyla yapılamayan, fazla bilinmeyen Kırşehir’in ve Osmanlı imparatorluğunun geleceğine yön veren toplantılara katılmış alınan kararların altına imza atmış Kırşehir evliyalarından, alimlerinden olup, gerçek bir gönül, hoşgörü, sevgi ve sabır insanıdır.

Gerek Kırşehir Valiliğinin arşivlerinde ve internet sitesinde, gerekse Tarihçi, Araştırmacı Yazar Erdoğan Aslıyüce tarafından kaleme alınan makalede, aylık olarak yayımlanan “Yesevi” dergisinde Osmanlı Devletinin kuruluş süreci tarihi vesikalara dayanarak Moğolların Anadolu’yu işgali, Ahilerin Kayseri savunması ve sonrasında Anadolu’da Türk Birliğinin yeniden kurulması için yapılan çalışmalarda Kaya Şeyhi’nin önemli yeri olduğu, Moğol işgali sonrasında Ahi Evran-ı Veli’nin ev sahipliğinde Şeyh Sadrettin Konevi, Aşıkpaşa’nın babası Muhlis Paşa, Hüsamettin Kaşi, Şeyh Edebali, Şeyh Affan, Hacı Bektaş-ı Veli ve Kaya Şeyhi’nin Kırşehir merkezindeki Hılla Gölü kenarında toplanarak ülkenin geleceğini görüşerek Yeni bir Türk Devletinin kurulması, kurulacak yeni devletin dilinin Türkçe olması gibi önemli yedi maddelik kararların alındığı anlatılmaktadır.
Yine bir efsaneye göre Ahi Evran-ı Veli, Hacı Bektaş-i Veli ve Kaya Şeyhi sürekli olarak bir araya gelip sohbet ederlermiş. Konuşmaları genellikle Anadolu'nun sorunları üzerine olurmuş. Bu sohbet toplantılarından birisinde Hacı Bektaş, Ahi Evran ve Kaya Şeyhi Ömer Efendi, Ahi Evran Mahallesindeki (şimdiki Kılıçözü Çayı'nın) çayırlık bir yerinde sohbet , ederlerken kurbağaların seslerinden birbirlerinin seslerini duymaz hale gelmişler. ' Bunun üzerine Ahi Evran-ı Veli'nin "Susun ya mübarekler, ya siz konuşun ya biz konuşalım" demesi üzerine kurbağaların sesi kesildiği ve o gün, bugün Kırşehir'den geçen Kılıçözü Suyu etrafında kurbağalar öttüğü halde, Ahi Evran Mahallesi değirmen civarında yüzyıllardır kurbağaların ötmediği söylenmektedir.
İşte böylesine önemli toplantılara katılarak Osmanlı İmparatorluğunun kurulmasında imzası olan Kaya Şeyhi’nin Kaya başı mahallesinde bulunan türbesini ziyaret ettim. Ziyaretimde gördüğüm durum iç açıcı değildi. Bir şadırvan olarak yapılarak etrafı demirle çevrilen atıl vaziyetteki mezarın içinde köpeklerin yattığını gördüm. Bu manzara Kırşehir’e ve bizlere bu torakları bırakmak için yapılan toplantılara katılan, alınan kararların altına imza atan, mücadele eden Kaya Şeyhi’ne yakışmıyordu. Bu içler acısı görüntü bizlerin ayıbı ve vefasızlığıdır.
Kaya Şeyhi’nin Tanıtımını Aşıkpaşa, Ahi Evran, Cacabey, Şeyh Edebalı, Yunus Emre ve Hacı Bektaş’i velinin tanıtımlarını yaptığımız kadar yapamıyoruz, önemsemiyoruz. Oysa Kaya Şeyhi belirttiğim evliyalarla, alimlerle aynı dönemlerde yaşamış onlarla birlikte İslamiyet’in yayılmasına, Anadolu’nun Türkleşmesine, Türkçe’nin konuşulmasına kadar mücadele etmiş olan büyük değerimizdir. Ve bizler bu değerimizi tanımıyor ve tanıtmıyoruz.
Bu nedenle başta il kültür müdürlüğümüz ve ilgili diğer makamlar olmak üzere önümüzde ki yaz mevsiminde Kaya Şeyhi’nin bulunduğu mezarlığın düzenlenmesinin yapılması, Kaya Şeyhi’nin mezarının üzerinde köpekler yatan mezarlıktan kurtararak Aşıkpaşa’nın türbesi gibi yapılarak ziyarete açılan, ziyaret edilen, içerisinde namaz kılınan, dua edilen türbe haline getirilmelidir. Şehrin merkezine ve gerekli güzergahlara Kaya Şeyhi’nin türbesine gidecek yolların gösterildiği işaret okları konulmalıdır.
Öğrencilerimizin öğretmenleri ve rehber eşliğinde getirilerek Kaya Şeyhi anlatılmalı, öğretilmelidir. Üniversite öğrencilerimiz için servisler düzenlenmelidir. Çünkü gençlerimiz aldı başını gidiyor, geçmişimizi, tarihimizi bilmiyorlar öğrenmiyorlar, akılları fikirleri aşkta, sekste. Geçlerimiz yabancı sanatçıların adlarını, müzik sözlerini bildikleri kadar ecdadımızı, değerlerimizi tanımamaktadırlar. Maneviyatsız yaşamaktadırlar. Hal böyle olunca da toplum olarak cinnet geçirmekte, öldürmekte, yakmakta, yıkmaktayız. Bunun tek sebebi maneviyatsız olarak yaşamaktır.
Yapılacak iş yüz yıllar önce bize bu vatanı bırakmak için mücadele etmiş, savaş evliyalarımızı, atalarımızı öğretmek ve tanıtmak zorundayız. Çünkü bu topraklar mübarek topraklardır. Bize bu toprakları bıkanlar mübarek insanlardır.
Kaya Şeyhi Mezarlığı’nın en kısa sürede düzenlenmesinin ve tanıtımının yapılması Kırşehir için milli ve manevi önem arz etmektedir.