Malûm gündemde yeni bir yerel seçim var. Gelecek hafta sandığa giderek Kırşehir’i beş yıl süreyle yönetecek yerel yöneticilerimiz için oy kullanacağız.
Allah ömür ve sağlık verirse, seçilen yeni başkanlar 5 yıl süreyle bu şehre hizmet edecekler. İnşallah, hepsi de yerel yönetimlerdeki belediye başkanlığı görevini hakkıyla yerine getirirler, bizler de Kırşehir’de huzur ve mutluluk içinde yaşar gideriz.
Seçeceğimiz kişinin partisine, pırtısına bakmadan, görev süresi içinde iyi ve başarılı bir belediye başkanı olarak tarihte yer almasını isterim şahsen ben…
Elbette hiçbir makam kimseye baki değildir. Belediye başkanının hizmet süresi, elbette gelip geçecektir. İster bir dönem, isterse iki dönem, isterse daha fazlası olsun, bu bir bayrak yarışı olduğu için, er ya da geç bir başka başkana görevini teslim edecektir. Bir Belediye başkanı da bunu her an, her dakika aklında bulundurmalıdır.
Kırşehir tarihine baktığınızda bunun örneklerini görürsünüz. Kimler geldi, kimler geçti?
Önemli olan geride hoş bir seda bırakmak ve hizmetleriyle, eserleriyle Kırşehir’de bir iz bırakıp, unutulmamak her şeyden önemlidir bence…
Bugüne kadar Kırşehir’e kim hizmet etmişse hepsinden Allah razı olsun. Yaptıkları hizmet ve yatırımlarla hep anılacaklardır.
Tarihe iyi ve başarılı bir belediye başkanı geçmek te bir meziyet işidir. Proje üreten ve bu ürettiği projeleri ekibiyle birlikte hayata geçiren bir Belediye Başkanı, halkın desteğini hep arkasına alabilen kişidir.
Öyle seçimlerde halka verdiği vaadleri unutup 5 yıl yan gelip yatan, halka tepeden bakan, makamını siyasallaştıran bir kimsenin başarılı olması beklenebilir mi ki?
Elbette elde edilen makamlar gelip geçicidir. Bir imtihandır. Bir kısmettir.
Makamların gelip geçici olduğu fikrini yüreğinde ve benliğinde taşıyan, hizmet ve eserleriyle halkın gönlünde taht kuran her belediye başkanı iyi bir başkandır.
Tabi bunun dışında çıkar ve rant elde edemediği için sürekli topluma nifak tohumları eken, yapılan hizmetleri görmezden gelip sürekli belediye başkanlarını kötüleyenler de olacaktır. Bunların bu çabaları da hep sonuçsuz kalacaktır.
İyi bir belediye başkanı olarak tarihte yer almanın yolu bellidir ve çok da kısadır. Uzun uzun anlatmaya da gerek yoktur.
İyi bir belediye başkanı dürüst, adaletli, yardımsever, güler yüzlü, şefkatli, fedakâr, tarafsız, şeffaf ve kamu yararını gözeten, tasarrufa riayet eden, devletine ve milletine sadık olan, demokrasiye yürekten inanan, devletin ve milletin ortak malı olan bütçeyi şahsî menfaati için kullanmayan, tüyü bitmemiş yetimin hakkını gözeten, iyi ve dürüst nesillerin yetişmesi için çalışan, ayrımcılık ve kayırma yapmayan kişidir.
Belediye başkanı yol yapan, su getiren, alt yapı hizmetlerinde başarılı olan, park-bahçe yapan, fabrika ve sanayi tesisleri için teşvikçi olan, siyasi görüş ve düşüncesine bakmadan herkesi kucaklayabiliyorsa bir kartal gibi şahlanışa geçer, göklerde süzülür ve iyi bir bahta ve yüksek bir tahta ulaşır.
Yani, bir belediye başkanı kendisine iyi bir başkan denilmesi için değil, arkasından hayırla yad edilmesi ve dualar gönderilmesi için çaba göstermeli ve buna göre çalışmalıdır.
Belediye başkanı; bir yerleşim yerinde kamusal hizmetlerden sorumlu, seçilmiş en başta gelen kişidir.
Dürüst olsunlar, hizmetleriyle, projeleriyle Kırşehir’in çehresini ve kaderini değiştirsinler.
İşte görüyoruz, seçime katılacak siyasi partilerin başkan adayları da günlerdir Kırşehir’de seçmenlerle buluşuyor, onlara projelerini anlatıp, destek istiyorlar.
Kırşehir seçmeni de adaylara ve projelerine bakıyor ve hangisinin bunları yapacağına inanıyor ve güveniyorsa tercihlerini o yönde kullanacaklardır.
Peki Kırşehir halkı bir belediye başkanında ne gibi özellikler olmasını istiyor dersiniz.
Her şehrin belediye başkanı kıstasları, dönemsel olarak değişmekte, istekler ve ihtiyaçlar da şartlara göre belirlenmektedir. Çok değil, birkaç dönem öncesine kadar belediye başkanlarında aranan özellikler birkaç maddede toplanırdı ki, bunlar genel şehrin ihtiyaçlarından öteye gitmezdi. Kaldırımlar, yollar-asfaltlar yapılsın, çöpler toplansın, sular aksın istenirdi. Fakat günümüzde durum biraz farklı. Kaldırımlar, taşlar, parkeler, yollar ve asfaltların ötesinde farklı istekler ve ihtiyaçlar ortaya çıktı.
Kırşehir için de bu böyle. Çağdaş dünyanın gereği modern kentleşme ihtiyaçları bunların başında gelmektedir.
Bir Belediye Başkanı eğitimli, akıllı, bilgili, donanımlı ve kültürlü olmalıdır. İnsanların sevdiği, saydığı değer verdiği ve otoritesini kabul ettiği, vizyon sahibi, karizmatik biri olmalıdır. İnsanlarla ve şehrin diğer yetkili kişi ve kurumlarıyla barışık, sözü, hatırı sayılır ve dürüstlüğünden emin olunan karaktere sahip olmalıdır. Temsil kabiliyeti yüksek, sinmeyen, sindirilmeyen, yürekli, cesur, kendinden emin, başı dik asil bir kimse olmalıdır.
Kırşehir halkını çok iyi tanımalı, herkesi kucaklayabilmeli halkın başkanı olmalıdır.
Herkese eşit hizmet götürebilme sağduyusuna sahip olmalı, ayrımcılık, kayırmacılık gibi çok ucuz ve eski politikacı anlayışında olmamalıdır.
Güven veren, verdiği sözleri tutabilecek şahsiyete, insanlar arasında birlik beraberliği sağlayıp, birlikte hareket etme konusunda önderlik yapabilecek kişilikte olmalıdır.
Kırşehir’i her alanda yapacağı icraatlarıyla marka şehir haline getirebilmeli, partisinin değil, kentin Başkanı almalıdır. Hizmetlerinde şeffaflığa önem vermeli, şaibelerden uzak kalmalıdır.
İşte seçimlere kısa bir süre kala Kırşehir’deki Belediye Başkan adaylarından benim gibi bütün Kırşehir halkının beklentisi de budur.
Bu noktada duamız şudur, İnşallah bütün yöneticilerimiz, en başta da ilimiz genelindeki tüm belediye başkanlarımız bu özelliklere sahip olurlar, iyi ve hayırlı hizmetlere vesile olurlar. Ardından hayırla yad edilirler. Gerisi fasa fisodur.

***

Kırşehir’de zengin esnafın fakir menüsü


Kırşehir’in önde gelen saygın esnaf hemşehrilerimden, çocukluk ve okul arkadaşlarım, 40 yıllık dostlarım, basın müşavirim Alattin Kırtasiye’nin sahibi Ramazan Karabulut ile Çöl Pazarı sahib+i, bizim çok sevdiğimiz Kırşehirimizin Emine Teyzesinin değerli oğlu Servet Beydoğan’ın ikindi yemeği menüsü...
Gariplerimin yaşanan ekonomik sıkıntıdan ne kadar etkilendiklerini görünce üzüldüm. Cakcak’tan 1 liralık sıcak somun ekmek, 1.20 liralık 40 gram zeytin, 26 gram 1 liralık tulum peyniri + 2 bardak çay. Toplam 6 liralık yemekle günü geçiştirdiler. Zeytini ortadan bölen ve gıdım gıdım yiyen esnaf arkadaşlarıma bakınca neler geldi aklıma, neler…
Çektiğim bu fotoğrafı sosyal medyadan paylaştıktan sonra ne yorumlar geldi, neler…
Sizlerin bu halinize çok üzülen arkadaşlarınız ve dostlarınız illaki benden yardım kampanyası açmamı istediler. Ama ben bu teklifi elimin tersiyle ittim.
Elbette bu sıkıntıları bir gün hep birlikte aşar, eskisi gibi tandır ve güveçlere yeniden dönersiniz.

***

Biraz da gülelim!

Ayrıldığım eşim ve annesi için!

Sevgililer gününde, bir radyo canlı yayında istekler yerine getirmektedir:
-"Ayrıldığım eşim ve annesi için bir şarkı istiyorum" der bir erkek dinleyici.
Kadın spiker,
-"Ne kadar güzel, ne kadar medeni bir davranış. Ayrıldığınız eşiniz ve annesi için bir istek yapıyorsunuz. Sizin davranış ve tavrınız herkese örnek olmalı" der ve her türlü övgüyü
yaptıktan sonra:
-"İstediğiniz şarkı nedir? " diye sorar.
Adam, boğuk ve soğuk bir sesle isteğini söyler:
-"Elalarını, elalarını, Allah versin belalarını!...”