Ülkemiz her gün yeni yeni sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Bir bakıyorsunuz Suriye, olmadı Kuzey Irak, bir yanda AB ülkeleri, diğer yanda ABD tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de terör belası ve ayrıca içeride bir yığın ekonomik sorunlar çözüm bekliyor.

Ülkemiz her gün yeni yeni sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Bir bakıyorsunuz Suriye, olmadı Kuzey Irak, bir yanda AB ülkeleri, diğer yanda ABD tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de terör belası ve ayrıca içeride bir yığın ekonomik sorunlar çözüm bekliyor. Tüm bunların yanı sıra bir de eğitim sorunumuz var ki! Arap saçına dönmüş durumda.
Ülkemizin ve insanımızın bu kadar çok sorunu varken bunlara çözüm üretip en iyiyi nasıl yaparız diye kafa yorularak, plan program yapacağına AKP’li il başkanları ve belediye başkanlarının görevden alınması, istifa etmeleri ülke gündemini oluşturuyor. Maalesef bunlar da haber yapılıyor; yazarlar, çizerler günlerce bu konuyu konuşuyor gündemi belirliyorlar. Bana göre bunların konuşulacak hiçbir yanları yok.
Efendim Ankara’nın Belediye Başkanı ne yaptı ki konuşalım. Ne yani Bülent Arınç’ın söylediği gibi Ankara’yı parsel parsel sattığını mı konuşacağız. Bunun için zamanı israf etmeye gerek yok bence.
Son haftalarda araştırma şirketlerince yapılan anketlerde AKP'nin oyu yüzde kırkların altında kalıyor. Asıl beyin yorgunluğu ama metal yorgunluğu diye ifade edilen bu olay iktidar partisinin oy düşüşünden başka bir şey değil.
AKP’nin Genel Başkanı oy kaybını önleyebilmek için partide sözde yenilenmeye giderek önce il ve ilçe başkanlarını görevden aldı. Şimdi de bazı illerin belediye başkanlarına görevden el çektiriyor.
Belediye başkanlarından İstanbul, Düzce, Niğde, Bursa istifa etti, Ankara muhtemelen yarın istifa edecek ve bunun devamı gelecek gibi, sanki istifa yöntemi ile partinin yenileneceği ve metal yani beyin yorgunluğunun ortadan kalkacağı algısı oluşturulmak istenilmektedir. Ancak olay pek öyle gözükmüyor.
Hani Anadolu’da bir söz vardır, “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.” Bir olayın söylentisi varsa gerçekten kendisi de vardır. Önümüzdeki süreçte bu söylentilerin ne kadarının rivayet, ne kadarının gerçek olduğunu göreceğiz.
Seçimle gelenlerin suç işleyenler hariç seçimle gitmesi demokrasinin bir kuralıdır.
Kuralları belirlenerek yapılan seçimin adil sayım biçimi de demokrasinin kuralıdır.
Eşit şartlarda rekabet etmenin de demokrasinin bir kuralı olduğunu biliyoruz.
Olaya bu kriterler açısından bakıldığında istifa baskısının hukuka ve demokrasiye uygun olmadığını söylemek mümkündür. Tüm bu anlatımlardan istifa ettirilenleri (Başbakanı, danışmanı, belediye başkanlarını, il ve ilçe başkanlarını) desteklediğimiz, yanında olduğumuz, iş ve icraatlarıyla başarılı bulduğumuz ve yerinde kalmalarını istediğimiz anlamı çıkmasın.
Yerel yönetimlerle ilgili, parti ayrımı yapılmadan iş ve icraatları ciddi bir şekilde denetlenmeli, varsa bir suç yargı karşısına çıkarılmalı ve gereği hukuk yoluyla yapılmalıdır.
Kırşehir kamuoyu tüm bu olup bitenleri izlerken yetkililere, bırakın bu iç çekişmeleri memleket meselelerine kafa yorun. Memleketim insanının daha rahat ve huzurlu yaşaması için sorunlara çözüm yollarını bulun ve uygulayın diyebilmektedir.