Aslında bunun adına güvenlik paketi yerine güvensizlik paketi demek daha doğru olur. Zira mecliste vekiller birbirlerine hakaret ediyor, dövüyorlar sövüyorlar… Vay efendim bu memleketin yararına yasa çıkartmak için baksanıza kendilerini feda edecek duruma gelmişler.

Aslında bunun adına güvenlik paketi yerine güvensizlik paketi demek daha doğru olur. Zira mecliste vekiller birbirlerine hakaret ediyor, dövüyorlar sövüyorlar… Vay efendim bu memleketin yararına yasa çıkartmak için baksanıza kendilerini feda edecek duruma gelmişler. Hükümet mevcut yasalarla iç güvenliği sağlayamadıkları için yeni düzenleme yapma peşindeler sanki…

Ülkede tam bir kargaşa yaşanıyor. Çıkarılmak istenen ve Mecliste büyük kavgalara sebep olan ‘İç güvenlik paketi’ ile de daha büyük bir karmaşanın yaratılacağı da açıktır.
Yasayı çıkartmak isteyenler bile ne yaptıklarının farkında değiller. Bağlı oldukları birilerinin isteğini yerine getirmenin peşinde oldukları aşikar. Tabi Kırşehir sokaklarında kimi görsem vekillerin kavgasını soruyor ve bununla ilgili ne düşündüğümü soruyorlar. Ben de, Kırşehir’de birçok insanla iç güvenlik paketi hakkında söyleşide bulundum, mecliste kavga niye, neyi paylaşamıyorlar ne yapmak istiyorlar, iç güvenlik yasası ile neyi başaracaklar dediğimde! Konu hakkında hiç kimsenin yeterli bilgisinin olmadığını tespit ettim. Evet, sokaktaki vatandaşın iç güvenlik paketi hakkında maalesef çok fazla bilgisi yok.
Peki! Ne yapılmak isteniyor.
Getirilmek istenen yasa ile genel kolluk kuvvetlerine çok geniş yetkiler verilmektedir.
Arama yetkisi hakim kararı olmadan yapılabilecek, gözaltına almak ve silah kullanmak kolaylaşacaktır.
Burada ölçünün ne olacağı, aramada ve silah kullanmada sınırın ne olacağı belirtilmemiştir. Tamamen somut olmayan ölçülerle ve kişilerin o anki ruh halleriyle ilgili bir durumla karşı karşıya olacağız. Son yıllarda, yapılan gösterilerde gerçekleşen ölümlü ve yaralanmalı hadiseler, ölçüsüz biber gazı kullanımları dikkate alındığında, bu yetkilerin sınırlandırılması gerekirken, aksine yetkilerin çok daha fazla arttırılması daha tehlikeli olaylara sebep olacaktır. Geçmişte, bu yetkilerin olmadığı halde bir takım düzmecelerle askerlerin, gazetecilerin, bürokratların, iş adamlarının zindanlara nasıl konulduğuna tanıklık etti bu millet.
Genel kolluk kuvvetleri pankart taşıyan, slogan atan kişileri istediği gibi yakalayıp gözaltına alabilecek. Gösteri ve yürüyüşlerde taşınan pankartların ve atılan sloganların suç unsuru olup olmadığı keyfi olarak belirlenecek kimi görevlinin suç saydığını, kimisi suç kabul etmeyecektir.
Mülki amirlerin yetkisi arttırılarak, bazı konularda yasaklar getirme yetkisi tanınıyor. Şu an ülkemizde mülki amirler görüldüğü üzere tarafsız değildirler. Belli bir siyasi düşünceye, hayat görüşüne sahip kişiler mülki amirlik yeterliliğini de taşıyorsa atanabilmektedir. Hal böyle iken, mülki amirlerin getirdiği sınırlamaların objektif olabileceğini düşünmek pek de akılcı olmasa gerek.
Kavga dövüş çıkarılmak istenilen yasa ile herhangi bir olay meydana gelmeden dinleme türü getiriliyor. Hakim kararı olmadan dinleme yapılabilecek ve dinleme başladıktan sonra 48 saat içinde dinleme kararı alınabilecek. Bu zaman dilimi içerisinde kişiler dinlenebilecek, dinlemede kayda geçen bilgiler kişi hakkında delil olarak kullanılacak.
İç güvenlik yasası daha ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş ama burada ne getirdiğine kısaca değindikten sonra, daha önce genel kollukta çalışmış bir birey olarak, bu yasanın kabul edilecek olmasından ve uygulanır hale gelmesinden de büyük endişe duyduğumu belirtmek isterim. Sanki yürütme erki bu yasa ile halkın güvenliğinden ziyade, kendi soyut gücünü güvence altına alıyor gibi...