Ülkenin, büyüyen yangına karşı, Kırşehir’in, Kırşehir halkının da katkıları büyük. Bir biri ardına verdiğimiz Kırşehirli şehitler, ruhları ile bizlere demokrasiyi, geleceği, cumhuriyeti ve ülkeyi yaşatmayı görev bırakmışlardır.

Ülkenin, büyüyen yangına karşı, Kırşehir’in, Kırşehir halkının da katkıları büyük. Bir biri ardına verdiğimiz Kırşehirli şehitler, ruhları ile bizlere demokrasiyi, geleceği, cumhuriyeti ve ülkeyi yaşatmayı görev bırakmışlardır. Tıpkı, ülkenin ulusal kurtuluş mücadelesinde, Kırşehir halkının Mustafa Kemal mücadelesinin yanında, en önde saf tutukları gibi.
“Her ne iş yaparsanız yapın, yapabileceğinizin en iyisini yapın” demişler.
İzmir’de, neredeyse ikinci Hasan Tahsin efsanesini estiren Fethi Sekin’de bir tek kişiydi. Bir trafik polisiydi. İşini severek yapıyordu. Yolu Fethi Sekin’den geçen herkes, işine saygısı ve insani yaklaşımı nedeniyle onu çok seviyordu. Sekin, O’nu tanıyanların Fethi ağabeyiydi. 5 Ocak’ta, Bayraklı Adliye’sine yapılması planlanan hain saldırıyı tek başına püskürttü. Bir asayiş polisi gibi. Ve kahramanlık tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Teröristleri etkisiz hale getiren, bu yürekli, cesur kahraman polisimiz çıkan çatışma ile şehit düştü. Ardında üç evladını ve eşini bırakarak gitti.
O giderken şanlı bayrağın içinde, bütün ulus ona ağladı, yeryüzü ağladı, İzmir ağladı, gökyüzü ağladı. Kendisine ulusça minnettarız. Minnettar olduğumuz kadar gururluyuz da, umut meşalesini yine, yeniden yakan kahraman! Ruhun şad olsun. Bütün şehitlerimizin ruhu şad olsun.
Terör sınır boylarımızda, metropollerimizde, başkentte, çarşı iznini kullanan kınalı kuzuların otobüsünde, eğlence mekânında, yaşlı-genç-çocuk, kadın- erkek, asker-sivil demeden vuruyor nicedir ülkemizi. Her an, her yerde hain pusularını ensemizde hissediyoruz.
Ne çıkar, teröristteler adeta el ele vermişçesine, bize fenalık yapmak, canımızı almak için her an tetikte bekliyorlar.
Bir rivayete göre, teröristler dış politikalarımızın yanlışlığı sonucu azdılar. Bir başka rivayete göre, iç politikamızın hataları yüzünden. Diğer rivayete göre halkı sindirip sosyal alandan kaçırmaya çalışıyorlar, yine darbe yapılacağı yönünde. Bir başka rivayete göre, İran devrimi de böyle olmuş, laik demokratik cumhuriyete yapılacak darbenin ayak izleri. Bir başka rivayete göre, iç savaş çıkarılıp ülke bölünecekmiş.
Bir polis gider Rus büyükelçiyi vurur, bir Fethi Sekin çıkar, teröristlerin oyununu bozar, devrim meşalesini yakar ve aydınlanır her yer. Artık düşman denize mi dökülür, hudutlara mı kovalanır, ama bu milletin dirliğini de birliğini bozmaya en azılı hainin dahi gücü yetmez, yüreği de, bu böyle biline.
Başımız dönüyor bu belirsizlik ortamından. Zaten olağanüstü halde, üç ay daha uzatıldı. Yanı başımızdaki ülkelerde çıkan yangınlarda, elbette bizde payımıza düşeni alıyoruz. Faturası halka çıkıyor. Halk, gâh evlatlarını şehit vererek, gâh sofrasına gelen ekmek küçülen lokmalara dönerek. Lakin bu halk sinmez. Bu halkı kimse sindiremez. Binyıllık Anadolu geçmişinde ne savaşlar, ne gammazlıklar, ne işbirlikçiler gördü bu ülke, bu halk.
Dayanırız kapısına düşmanın bir gün. Ellerimizde isyan, yüreğimizde vatan çığlıklarıyla. Dayanırız da, dünya bir kez daha, gafil bir kez daha yenilir, halkına, ordusuna Türkiye’nin…