İnsan kuş gibi bir bakıyorsunuz Kırşehir’ de bir bakıyorsunuz başka ilde. Ben de bu yazıyı zorunlu ve özel sebeplerden dolayı geldiğim eşimin Eskişehir’den yazıyorum. Teknoloji sayesinde dünyanın bir ucunda da olsak yazılarımızı yazabiliyor ve gazetemize gönderiyoruz.
Yolumuz Eskişehir'e sık düşmektedir. Önceden dört atanın hakkı bir diyerek Eskişehir'e güle oynaya gelerek eşimin annesini, ablasını, kardeşlerini diğer akraba yakınlarını ziyaret ederdik. Bu kez özel bir durum nedeniyle gelmek durumunda kaldık Eskişehir'e. Bir müddet kalacak gibiyiz. Hal böyle olunca gazete yazımı Eskişehir’den yazmak zorunda kaldım.
Teknoloji var , sorun yok.
Eskişehir’den Kırşehir'e selam olsun.
Yıl 16 Haziran 2013 günlerden pazar, günlerden babalar günü ve annemi kaybederek Kırşehir Aşıkpaşa Mezarlığında toprağa verdiğimiz gündü.
Yıl 16 Haziran 2019 günlerden yine pazar, yine babalar günü ve annemin aramızdan ayrılışının 6’ncı yılı.
Geçtiğimiz beş yıl içerisinde bu köşede annem için çok duygusal yazılar yazdım. Bugün sıkıcı olmamak adına bu geleneği bozarak babamı küçükken kaybettiğimiz için bizlere hem annelik, hem babalık yaparak çok zor şartlarda büyüterek hayata atılmamıza vesile olan annemi aramızdan ayrılışı bana çok zor geldiğini belirtip, anneme Allah’tan rahmet diliyor, ruhu şad, mekânı cennet olsun, Allah Peygamber Efendimize komşu eylesin diyorum.
Yukarıda değindiğim gibi 16 Haziran Pazar günü aynı zaman babalar günüydü.
Aslında Babalar Günü, Anneler Günü, Sevgililer Günü, Kadınlar Günü gibi bu ve buna benzeri günler Amerikan ticaret lobisinin özellikle ticarette çok zeki, akıllı ve başarılı olan Yahudi lobisinin kazanç elde etmek için icat ettikleri günlerdir. Türkiye dâhil tüm dünya ülkeleri bunu kabul ettiğine göre bir şey demediğimiz ve kabul ettiğimiz günler oldular.
Nasıl kabul etmeyelim ki söz konusu günlerde Kırşehir’deki çiçekçiler, mağazaları hediye alanlarla dolup taşmaktadır.
Burada esas tartışılması gereken konu acaba Türkiye gibi adaletin, kanunun, eşitliğin, hak ve hukukun olmadığı zenginin sefa sürdüğü, fakirin sürünerek yaşayıp, öldüğü bir ülkede Babalar Günü hangi babaların günü bilen var mı?
İki oğlundan birisi şehit olan babanın, “vatan sağ olsun, bir oğlum daha var. Gerekirse oda vatan için şehit olsun” diyen babanın mı, iki oğlunun birisine çürük raporu alarak, diğerini bedelli askerlik yaptıran babanın mı?
Kırşehir’deki köyünde bir odalı evde beş çocuğu ve eşiyle birlikte yaşamaya çalışan, ahırda ineğin pisliklerini temizlerken oğlunun Şehit haberini alan Tuncer amcanın mı?
Baba oğul eğlence merkezlerinde kadeh kaldıran, kumar masalarında kalkmayan, günlerini gün eden babanın mı?
Manisa Soma’da maden ocağının göçmesiyle birlikte üç yüz kişiyle birlikte oğlu ölen, ağzında diş, ayağında, ayakkabı, üzerinde elbisesi olmayan, Valilik tarafından bir çift lastik ayakkabı gönderilerek, televizyonlar önünde verilerek rencide edilen ve oğlunun acısını yaşamayan Recep amcanın mı, o maden ocağında işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerini almayan, üç kişinin yapabileceği işi bir kişiye yaptıran, dünyanın en ağır ve tehlikeli işi olmasına rağmen asgari ücret verip, kendisi, eşi ve çocukları sefa süren, kıram tuvalet giyinen, elinde CE’miz bont çanta, gözünde markalı gözlük, son model makam arabası, koruması, şoförü olan etrafında hizmetçileri dönüp dolaşan ensesi kalın iş adamı geçinen babanın mı?
Sıcak soğuk demeden, Türkiye'nin dağlarında ve sınır ötesinde teröristlerde çarpışırken oğlu şehit veya gazi olan babanın mı, aynı saatlerde oğlu barda, pavyonda eğlenen, alem yapan babanın mı?
Vatan için oğlunu yirmili yaşlarda şehit vererek günlerini Kırşehir şehitliğinde, mezarlıklarında geçiren, oğlunun kabri başında “içim yanıyor babam, içim yanıyor, kuzum seninle birlikte bende öldüm” diye gözyaşı döken, haykıran, ışığı sönmüş, ocağı kül olmuş, acıların en büyüğü evlat acısını yaşayan babanın mı, bir eli yağda, bir eli balda, zevki sefa içerisinde yaşayan babanın mı?
Askerine, polisine komuta edip, teröristlerle mücadele ederken, geride gencecik hamile eş, yetim çocuklar bırakan generalinden erine, emniyet müdüründen polisine kadar şehit veya gazi olan babaların mı?
Onuru, şerefi, namusu için yaşayarak gündüz gece demeden alın teri dökerek ekmek parası kazanan babanın mı?
Onur, şeref, namus kavramından uzak, Allah korkusu bilmeyen, hayali ihracatla, vergi kaçakçılığıyla, devleti dolandıran yetim ve kul hakkı yiyen hırsız babanın mı?
Çöplerden ekmek, pazar yerlerinde atık toplayan veya çocuğuna harçlık veremediği için intihar eden babanın mı, eğlence merkezlerinde dansözlerin sutyeninin içerisine yüzlerce dolar bahşiş sokan babanın mı?
Kısaca zenginin sefa sürerek yaşadığı, fakirin sürünerek öldüğü babaların günü mü?
Acaba Babalar Günü hangi babaların günü?
Ben bilemiyorum, sizler biliyor musunuz?