2023 yılının son virajı yani aralık ayına bugün girdik.

Yıl bitiyor da ülke ekonomisi maalesef bir türlü düzeltilemiyor. Ekonomideki verilere bakmaya falan da gerek yok, zira piyasa kötü, kötü, çok kötü.

Ülkemizi idare edenler ekonomiyi iyi yönetemediği için, ne yazık ki 2023 yılı da geçmiş yılları aratmadan ekonomi verileri bakımından karanlık bir yıl olarak tarihe adını yazdırdı.

Hayat pahalılığı en üst seviyelerde, alım gücü düşük, işsizlik var, hal böyle olunca da özellikle ticaretle uğraşan kesim, bankalara borçlu olan vatandaşlar ve yatırım yapma düşüncesinde olan iş çevreleri hep tedirginlik içinde, yarın ne olacak diye düşüncelere sevk edilmektedir. Bu tür belirsizlikler aslında hiç kimseye yaramamaktadır.

Toplumun köylüsü, kentlisi, yani her kesimden meslek erbapları zarar görmektedir. Bugün ticaret zayıflamış durumda, ekonomi alanında istikrar da olmayınca bu gün satılan bir ürün yarın aynı para ile yerine konulması imkânsız hale geldiği için ticareti yapan da zarar görmektedir.

Döviz fiyatları, altın, gıda fiyatları, petrol ürünleri her geçen gün biraz daha artış göstermekte ve insanların alım gücünü zayıflatmaktadır. Yani sözün özü 2023 yılı ekonomi açısından kara ve kayıp bir yıl oldu sanki…

Hani, her geçen gün iyiye gitmiyoruz diyoruz ya, 2023 yılı da 2022 yılını aratır oldu. Ekonomi yönetimi almış oldukları kimi radikal kararları ile 2024 yılını işaret ederek enflasyonun düşeceğini, iyileşmenin daha fazla yaşanacağını beyan etmekteler, öyleyse bekleyip göreceğiz. Henüz döviz kurlarında, dış ticarette, gıda fiyatlarında ve işsizlikte olumsuz tablo derinden ve ağırlaşarak devam etmekte, alınan önlemlerin yetersiz kaldığı da görülmektedir.

Emekli geçim sıkıntısı çekiyor perişan, asgari ücretliye verilen çoktan geri alındı, işsiz vatandaşımızın sayısı her geçen gün artıyor, iktidardan umutları yeşertecek bir çözüm yok maalesef.

Böylesi bir ortamda millet olarak yarın neyin nasıl olacağını kimse bilmiyor. İnsanlar sadece bu günü yaşamakla meşgul olabiliyorlar. Memleketin her bir köşesinde olduğu gibi Kırşehir’de de vatandaş evine çay, şeker alamazken, peynirini, zeytinini, yağını, sütünü ve bir ekmeğini alacak hali kalmamışken çözüm üretme makamları 50+1 le gündemi meşgul ediyor ve gerçek sorunları unutmaya unutturmaya çalışıyorlar.

Bugün, memleketin gündemi açlık, fakirlik, yokluk ve yoksulluk nasıl ortadan kaldırılır olmalıdır. Bu toplumun bir kesiminin değil tüm kesiminin ortak sorunudur.