Uzun süredir ülkemizin ekonomisi maalesef can sıkıyor. Zira ticarette canlılık yok, tüketim çok üretim az, gider fazla gelir az, tüketim mallarının fiyatı yüksek dolayısıyla gelirde az olunca alım gücü yetersiz kalıyor ve her kesimden insanlar her geçen gün biraz daha fakirleşiyor.
Tüm ülkemizde olduğu gibi Kırşehir’de de ticaret yapan esnaf ümitsizlik içinde ne yapacağını bilemiyor. Tarım kenti olan ilimizde bu günler hasat mevsimi, tarlada verim az yani çiftçi masrafını çıkartamıyor. Türk lirası yabancı paralar karşısında hep değer kaybediyor, tüm yaşamı doğrudan etkileyen benzin. Mazot, doğalgaz, elektrik ve su fiyatları cep yakıyor, halen de artış içinde. Hal böyle olunca da;
Esnafın belirsizlik içinde bekleyişi sürüyor.
Tarımla geçimini sağlayan çiftçi çaresiz,
Ücretli çalışanların gelecekten ümitleri kalmamış,
Emekli günübirlik yaşamaya çalışıyor,
İşsiz vatandaş zaten perişan,
Ev kadınının mutfağındaki tenceresi boş…
Memleketi bu duruma uzun süredir iktidarda bulunun AKP hükümetlerinin getirdiği malum. Ülkemizin biriken sorunları hep bir kenarda bekletiliyor, çözüm odaklı bir çalışma yok maalesef. Ayrıca kalıcı, reel tedbirler de her nedense alınmıyor. Yani ekonomi yönetilemiyor, sözün özü memleket yönetilemiyor memleket… Doğru, düzgün, adaletli, demokrat bir yönetim de olmayınca açlık, sefalet, yokluk ve yoksulluk baş gösteriyor.
İşte asıl yaşamsal sorunlar bunlar, insanların huzuru için bir an evvel bekletilen sorunlar çözüme kavuşturulmalıdır.
Şimdi atanamayan öğretmenleri, 3600 vaadinin yerine getirilmediğini, terör sorununun bir türlü çözülemediğini, işsizliğin önüne geçilemediğini, Suriye, Afganistan, Irak, İran v.s gelen sığınmacılar meselesini daha birçok konu yazılabilir, bu sorunları kim çözecek?
Ülkemiz 23 Haziran Pazar günü İstanbul seçimini yaşayacak. Ekonomik göstergeler her seçim için önem arz etmektedir. Ekonomik gidişatın iyi olmadığı dönemlerde hayati önem taşır. Seçimin sonucuna da doğrudan önemli ölçüde etki eder. İşte ekonominin bu günkü durumu İstanbul seçim sonuçlarına da etki edeceği kesindir.
Zira ekonomistler ve sosyologlar bu konuları detaylı bir şekilde inceleyerek daha geniş kapsamlı bilgileri ortaya çıkartabilirler, ancak. ABD Dolarının 5900 civarında, AB’nin ortak parası Euro’nun 6600 civarında olduğu, akaryakıt fiyatlarının cep yaktığı, yaş sebze ve meyve fiyatlarının çok yüksek olduğu, temel besin maddelerinin (Et, süt, yoğurt, peynir, zeytin, yumurta v.s.) her gün artış gösterdiği bir durumda ekonominin iyi olmadığını, iyi yönetilemediğini bilmek ve söylemek için, ne ekonomist olmaya, ne de sosyolog olmaya gerek yoktur.