Şimdilerde yine sığınmacıların sorunları medyada ve basında sıkça dillendirilmektedir. Bu hadise yeni bir olay değil ki, zira Mart 2011’de başlayan ve iç savaşa dönüşen rejim karşıtı protestolar nedeniyle, Suriye nüfusunun yarısından fazlası komşu ülkelere kaçmış ya da ülke içinde daha güvenli olduğunu düşünerek bir başka yerleşim yerlerinde ikamet etmek için göç etmek zorunda kalmıştır.
Suriye’de yaşanan bu iç karışıklıklar nedeniyle binlerce insan yaşamını yitirmiş, milyonlarca Suriyeli de ülkeyi terk ederek başka ülkelere sığınmıştır. 2011 yılında başlayan göç halen de devam etmektedir. 
Bu olaylardan etkilenenlerin yarısından fazlası kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. 
En fazla Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye aynı zamanda dünyada en çok mülteci bulunduran ülke konumuna da maalesef gelmiştir. Ülkemiz böylesi kalabalık sığınmacının gelmesine sosyal ve ekonomik bakımdan hazırlıksız olmasına rağmen Suriye’deki yıkıcı iç savaşın başlamasından bu yana, konuşulan rakamlara bakılırsa beş milyona yakın Suriyeliyi kabul etmiştir. 
Suriye’de çıkan iç kargaşa nedeniyle vatanlarını terk ederek ülkemize gelenler başlangıçta misafir olarak kabul edilmiş ve her ne kadar geri dönecekleri düşünülmüş olsa da, bu gününe kadar geçen süre içerisinde yaşanan gelişmeler yakından takip edildiğinde, geri dönmelerinin söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.
Ülkemizde sığınmacı olarak bulunan Ortadoğu vatandaşlarına eğitim, sağlık, istihdam ve birçok konuda çeşitli hizmetler sunulmaktadır. 
Anadolu insanımızın arasında bir söz vardır, “Misafir gidilen evde ikram ve biraz da hoşgörü gösterilirse misafir bura bizim evden iyiymiş der ve kalacağı süreyi uzatırmış.”
Bizim sığınmacıların durumları da aynen öyle. 
Vatan topraklarını atıp kaçarak sığındıkları Türkiye geldikleri yerden iyi olduğu için gitmek istemiyorlar sanki.
İnsanlık tarihi boyunca yaşanılan ekonomik ve de politik sorunlar nedeniyle göçler hep olmuştur. Göçlerde bulundukları yerlerden daha refah düzeyi yüksek ve özgür olan ülkeler hep tercih edilmiştir. 
Son yıllarda Ortadoğu ülkelerinde yaşanan siyasi ve ekonomik krizler, bu ülkelerde yaşayan insanların geleceğe ilişkin kaygılarını artmıştır. Bölgede artan güvenlik sorunları, savaş ve iç çatışma halinin sürekliliği, kitlesel olarak insanları göç etmeye sürüklemiştir.
Birçok ülke sığınmacıları kabul etmemiş ve kapılarını kapatmıştır. Ancak büyük çoğunluk ülkemizin tüm yerleşim yerlerine dağılmış ve burada yaşam mücadelesi vermektedirler. 
Olaya çözüm bulması gereken sözde insan hakları savunucuları ve gelişmiş kabul edilen Avrupa Birliği ülkeleri, adına ister göçmen ister sığınmacı, ister mülteci densin sorunları görmezden gelerek çözüm bulmaktan uzak bir görüntü sergilemekte, hatta kapılarını açılmamak üzere onlara kapatmaktadır. Bu nedenle geçtiğimiz yıllarda sınır kapılarında insanlık dışı manzaraları bütün dünya izlemiş ve maalesef Türkiye sayıları milyonu bulan mültecilerle başbaşa kalmıştır.
Ülkemizde bir yetkili Salı günü televizyon ekranlarına çıkıp, “Suriyelileri ülkemizden göndermemiz halinde ekonomimiz çöker!” diye de bir laf etti. 
Ya bu milleti aptal zannediyorlar, ya da kendilerini çok akıllı zannediyorlar. Herhalde sığınmacıların ülke ekonomisine yük olduğunu ya bilmiyorlar ya da
görmüyorlar. 
Bu kadar kalabalık sığınmacı kitlesinin ülkemizde daha fazla misafir olarak kalması halinde sorunların giderek artacağı ve çözümünün de her geçen gün güçleşeceği bilinmelidir.
İşte bugün tüm Türkiye’de olduğu gibi Kırşehir’de binlerce Suriyeli, Afganlı, Iraklı sığınmacıların yaşadıkları durum ortada. Kimisi dileniyor, kimisi çöplerden yiyecek topluyor, kimisi buldukları işlerde en ucuz şekilde çalışarak geçimlerini temin etmeye çalışıyor.
Bazen bu sığınmacıların bu durumu hepimizin içini kanatsa da devletimizin onlar için milyarlarca dolar harcaması da ekonomimizi büyük bir çıkmaza sürüklediğini de bilmemiz gerekiyor. Diğer yandan ucuz işçilikle iş bulan bu sığınmacıların memleketimin insanlarını da olumsuz yönde etkiliyor ve en başta onların iş bulamamalarına ve dolayısıyla büyük mağduriyet yaşamasına neden olduğu da bir gerçek. Bu durum da tabi her kesimin tepkisine neden olmaktadır.