2020 senesi iyi, kötü, acı ve tatlı hatıralarıyla unutulmamak üzere geride kaldı. İnsanın yaşamsal değerlerini doğrudan etkileyen gerek sağlık ve gerekse de ekonomik olumsuzluklarla dolu 2020 yılını bir daha yaşamamak üzere geride bıraktık.
2020 yılında ülkemiz;
Koranavirüsü belasını yaşadı.
Kimi ticarethaneler kapanmak zorunda kaldı.
Terör belasından kurtulamadı.
Kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin önüne bir türlü geçilemedi.
İşsizlik azalmadığı gibi korona hastalığının da etkisiyle daha çok arttı.
İstihdam yaratacak olan yatırımlar yapılamadı.
Sağlık sisteminin olumsuzlukları bir türlü çözülemedi.
Eğitimde bilgiye ve bilime dayalı kalıcı bir yöntem getirilemedi.
Ekonomik sıkıntılardan bir türlü kurtulamadığımız gibi enflasyon artışının önüne de geçilemedi. Yani her yaştan vatandaşımızın 2020 yılında 2019’e göre biraz daha fakirleştiğini gördük.
Geride bıraktığımız 2020 yılı sanki sinesinde barındırdığı ve çözüm bekleyen tüm olumsuzlukları 2021 yılına miras olarak devir etti. Türk parası yabancı paralar özellikle dolar ve avro karşısında her geçen gün değer kaybediyor. Değerli maden fiyatlarındaki artışlar, akaryakıt, doğalgaz, elektrik, tüm gıda ürünleri v.s. fiyatlarının yüksekliği halen cep yakmaya devam ediyor.
Memleketimizin genelinde olduğu gibi, Kırşehir’in çarşı ve pazarlarında kime sorsam insanlar siyasi, sosyal ve ekonomik gidişata bakarak adeta umudunu yitirmiş söylemler içindeler. Peşinden her alanda 2021 yılının olumsuzluk beklentileri konuşuluyor. Yeni yılın 2020’den kalma sorunlarla başladığını ve umutların sanki bir başka bahara kaldığını, bırakın çözüm bulmayı hayal bile edemediklerini konuşmaktadırlar.
Zira günlük yaşamlarının normal akışının devam etmesini, huzur, sükunet içinde hoşgörülü, sevgi ve saygıya dayalı bir ortam içinde yaşam düşünülürken, insan sağlığı ve ekonomik olarak artık sıkıntılar içinde yaşamak hiç istemiyorlar.
Bugün geldiğimiz nokta da, ekonomi, tarım, işsizlik, terör, adalet, sağlık, demokrasi gibi sorunların üstesinden gelinemediği gibi halen doğru bir yol ve yöntem de bulunamadı. Tüm bunlar da insanların yaşamını doğrudan etkilemektedir.
Bugün ülke ekonomisinde işlerin iyiye gitmediği açık, İşsizlik, enflasyon ve döviz kurlarındaki olumsuz tablo, öyle bu işi artık uzmanlara sormayı gerektirmeyecek kadar kötü olduğu net olarak görülüyor.
2020 yılından kalan en önemli miras, yüzyılın sağlını olarak tabir edilen Corona virüsü ve dengeleri bozuk bir ekonomidir. Gerçeklerden uzak tahmini açıklanan verilerle de bu işler düzelmiyor ne yazık ki.
Bugün ülkeyi idare edenler, çalışanı, işçiyi, emekliyi, küçük esnafı yani toplumun her kesiminden insanları ekonominin olumsuz girdabından çıkarmayı düşünecekleri ve çözüm yollarını arayacakları yerde siyasi aktörler birbirlerini eleştirmeyi ve ayrıca iktidarın da kanal İstanbul’u gündeme getirerek zaman geçirmeyi tercih etmektedirler. 2020 yılı tablosunun ne kadar iç acıtıcı olduğunu yaşadık gördük. Buna göre 2021 yılının da zor bir yıl olacağı şimdiden belli, zira 2021 yılı zam ile başladı. Ülkemizin içinde bulunduğu bu duruma bakıldığında özgürlükçü, sosyal demokrat ve hukuku gözeten bir vizyona ihtiyacı olduğu artık gün gibi ortada…