1950 seçimlerinde yüzde 52,7 oy alıp 408 milletvekili çıkaran ve TBMM’de yüzde 84 oranında temsil edilen DP’nin parlamentodaki ezici üstünlüğü, O’nu muhalefeti yok saymasına götürmüş, CHP de, yüzde 39,4 oy alıp 69 milletvekiliyle TBMM’de yüzde 14 oranında temsil edilmeyi sindirememiştir.

Esasen; Parlamentodaki temsilde orantısızlık, Meclis üstünlüğü sisteminin verdiği gücün de etkisiyle, DP’yi demokrasiden hızla uzaklaştırırken, otoriterleşmeye yöneltmiştir ki; bu mevzu, Osman Bölükbaşı ve Kırşehir olayında da aynı otoriter bir keyfilik içinde görülmüştür.

“Vatan Cephesi”; Kamplaşma yaratmanın, toplumda ikilik meydana getirmenin, “biz” ve “onlar”ayırımı yapmanın, toplumu ayrımcılığa itmenin “Türk demokrasi tarihi”nde en kötü örneğini teşkil etmiştir.

Sonuçta ne olursa olsun hiçbir şekilde savunulmayacak ve savunulması doğru olmayan bir askeri müdahalenin en önemli gerekçelerinden biri de “Kırşehir faciası” ile birlikte bu “Vatan Cephesi” olmuştur.

 

“MENDERES’E BU İŞ AR BÖLÜKBAŞI…”

Kırşehir’in il olması üzerine mecliste Adnan Menderes, Celal Bayar ve Demokrat Parti aleyhine çok sert bir konuşma yapan Kırşehir Milletvekili Osman Bölükbaşı’nın dokunulmazlığı kaldırıldı. Ceza aldı, hapis yattı.

Bölükbaşı’nın hapse atılması, tüm Kırşehir halkını üzmüş, Toklumenli Âşık Sait’in oğlu Âşık Seyfullah Değirmenci, tepkisini sadece bir iki dörtlüğünü sunduğum şu şiiriyle dışa vurmuştur.

“Demir kırat sana vurdu kilidi

Çırpınıp kilidi kır Bölükbaşı

Zapt olunmaz Kırşehir’in yiğidi

Seni susturması zor Bölükbaşı

Böyle koç yiğide mahpus neylesin

Kırsın zincirleri aslan kükresin

Çıksın meydanlara coşup söylesin

Menderes’e bu iş ar Bölükbaşı

Bu durum, Kırşehir‘i on yıllarca geri götürmüş, yeterli yatırımları alamamış, kalkınma hızı dibe vurmuştur.

Hacı Bektaş-ı Veli, Ahi Evran, Âşık Paşa, Tapduk Emre,Yunus Emre, Şeyh Edebali gibi, büyük bir coğrafyaya nüfuz edebilmiş Anadolu Türk mutasavvıflarının yetiştiği eski ve köklü bir vilayetin ‘bana oy vermedi’ keyfiyetiyle ilçe yapılması herkesi derinden yaralamıştır.

Kırşehir’in ilçe yapılmasının yankıları sürerken, Mucur İlçesi’nin Geycek Köyü’nden Âşık Hasan da uzunca bir şiir yazar ki; iki dörtlüğü  şöyledir:

https://www.adnanyilmaz.com.tr/wp-content/uploads/2019/11/ASIK-HASAN-300x300.jpg

 

Halimiz yamandır nasıl edelim?

Derdimizi dostlar kime diyelim?

Kemal Paşa yok ki kime gidelim?

Sahipsiz arada kaldı Kırşehir.

Menderes bu dünya sana da kalmaz,

Bir oy için koca Kırşehir yanmaz,

Adliye bakanı Osman utanmaz,

Öz evladın başını yardı Kırşehir.

“YÜKSEK ADALET DİVANI”NDA,” KIRŞEHİR SUÇU”

https://www.adnanyilmaz.com.tr/wp-content/uploads/2019/11/MAHKEME-300x192.jpg

Sonradan 1960 ihtilali’nin ardından kurulan, Demokrat Parti kurmaylarının ve devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın da yargılandığı “Yüksek Adalet Divanı”nda, Kırşehir’in siyasal tercihlerinden dolayı keyfi bir şekilde cezalandırıldığı tanıklarıyla birlikte ispat edilmiştir.

İhtilal’den sonra Ankara temsilcisi olarak Kurucu Meclis’te Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Temsilciliği yapan Bölükbaşı, kendisine en büyük haksızlığı yapan devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes’in idam kararına da karşı çıkmıştır.

Kırşehir ilçe yapılırken meclis görüşmelerinde Başbakan Adnan MenderesKırşehir’in bir içtimaî bünye itibariyle anormallik göstermekte olduğunu inkâr etmek kabil değildir. Türkiye’nin hiçbir tarafında hiçbir vilayetinde iki seçimde % 3’ten fazla rey alamayan bir partiye mensup bir milletvekili arkadaşın (Bölükbaşı’yı kastediyor) Kırşehir’de takip ettiği türlü ivicaçlı siyaset malumdur.diyerek Kırşehir’in ilçe yapılmasının siyasi bir tavır olduğunu ifade ederken, Yüksek Adalet Divanı önünde “fahiş bir hataydı ” itirafında bulunmuştur.

"Kırşehir'in Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'ne oy verdiği için 1954 yılında ilçe yapılması, böylelikle halkın siyasal inançlarından dolayı cezalandırılması "başlığıyla "Yüksek Adalet Divanı"nda; Kırşehir suçunu da kapsayan ve Türk Ceza Kanunu'nun 146. maddesini ihlal eden 8 suç sayılmıştır:

1. 1951 ve 1953 yıllarında Cumhuriyet Halk Partisi'nin mallarına el konulması,

2.Kırşehir'in Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'ne oy verdiği için 1954 yılında ilçe yapılması, böylelikle halkın siyasal inançlarından dolayı cezalandırılması,

3.1953 yılında, hükûmete 25 yıllık hizmet süresini dolduran yargıçları emekliye ayırma hakkı tanıyan kanunu çıkartarak yargı bağımsızlığının ihlal edilmesi,

4.1954 ve 1957 yıllarında Seçim Kanunu'nun demokrasiye aykırı olarak değiştirilmesi,

5.1956 yılında, toplantı ve gösterileri kısıtlayıcı kanunların çıkartılması,

6.1960 yılında art niyetle Tahkikat Komisyonu'nun kurulması,

7.Tahkikat Komisyonu’na olağanüstü yetkiler verilmesi,

8.Tahkikat Komisyonu’na verilen olağanüstü yetkilerle anayasanın fesih ve ilgasına yeltenilmesi

Cumhurbaşkanı bulunan Celal Bayar’ı, Kırşehir ilçe yapılmadan önce, Nevşehir ilçesinin Belediye Başkanı bulunan Av. Kemal Dedeoğlu’nun başında bulunduğu “Nevşehir heyeti ” ziyaret etmiştir.

O zamanlar Nevşehir, Niğde iline bağlı bir ilçe iken, Nevşehir heyeti Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a Bizler Niğde’ye bağlı olmaktan memnun değiliz. Niğde ile ekonomik ticari münasebetlerimizde fazlaca yok. Daha çok Kırşehir’e gelir gideriz. Kırşehir’le iç içeyiz bu bakımdan Kırşehir’e bağlanmak istiyoruz.” demişler, ancak Celal BayarNe münasebet Kırşehir kaza Nevşehir il olacak, onlar size bağlanacak” diyerek daha o günlerde niyetini ortaya koymuştur.

         Yüksek Adalet Divanı karar dosyası içeriğinde; şahit Asım Ruacan ifadesinde, 3 Mayıs 1954 seçimlerinin ertesi günü bazı arkadaşlarıyla Atatürk Orman Çiftliğine gittiklerini adliye vekili Osman Şevki Çiçekdağ’ında Ramiz Eren’le birlikte geldiğini, tam o sırada Celal Bayar’ın yaveriyle davet üzerine aynı masaya oturduğunu, bu sırada Türkiye çapında Demokrat Parti’nin ezici bir çoğunlukla iktidarı kazandığının anlaşıldığını” belirttikten sonra sanık Celal Bayar’ın kendisi de Kırşehirli bulunan adliye vekili Osman Şevki Çiçekdağ’a dönerek şu sözleri sarf ettiğini açıklamıştır:

“Hiddet âsârı gösteriyordu ve biraz sonra Osman Şevki Çiçekdağlı’ya dönüp ‘Kırşehir’in marifetini beğendin mi?’ diye sordu. O seçimde Kırşehir’de Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi kazanmıştı. Osman Şevki bir şey söylemedi. Sanık Celal Bayar sözlerine devam ederek: ‘Seçimde vatandaşların alışkanlıkla İnönü’nün partisine rey vermesine, bizim reylerin oraya gitmesine haydi göz yumalım. Osman Bölükbaşı’ya bir vilayetin böyle müstemirren rey vermesi kabul edilecek bir şey değildir. Bu Kırşehir hakkında herhalde bir şey düşünmek lazımdır.” dedi.

Yine Yüksek Adalet Divanı karar dosyasında şu ifadeler de dikkati çeker:

“Şahit Asım Ruacan’ın şahadetini bu konuşmada bulunan Sanık Nedim Ökmen’in şahadeti teyit eder mahiyettedir. Bundan başka, Ankara Baro Reisliği yapmış, tanınmış bir avukat olan Asım Ruacan’ın hakikat hilâfı söylemesi için bir sebep mevcut değildir. 39. maddedeki değişiklik, Kırşehir kanunu gibi vakıalar şahadetin doğruluğunu göstermektedir.”

“Kırşehir’in CMP’ye oy verdiği için 1954 yılında ilçe yapılması, böylelikle halkın siyasal inançlarından dolayı cezalandırılması” suçunun işlendiğine vurgu yapılan aynı Yüksek Adalet Divanı karar dosyasında kullanılan şu ifadeler de göze batmaktadır:

“Kırşehir’in kaza haline getirilmesi faciasının, Demokrat Parti’nin kazanamaması ve bilâkis kendisinin muğber bulunduğu Osman Bölükbaşı’nın lideri bulunduğu bir partinin kazanmasından ileri geldiği herkesçe bilinen bir hakikattir. Ve sırf Celal Bayar’ın tesiri ile olduğu da duruşmada başta Adnan Menderes olduğu halde birçok sanık tarafından tevilen itiraf edilmiştir.” (DEVAMI VAR)