Saldırgan devlet yenilmeye mahkûm.
Faşist devlet yenilmeye mahkûm.
Irkçı devlet yenilmeye mahkûm.
Terörist-katliamcı devlet yenilmeye mahkûm.
Saros'un adamı başbakan yenilmeye mahkûm.
Emperyalist devletlerin uşağı olanlar yenilmeye mahkûm.
Kaldı ki Saros'un vakıf görevlileri  bırakın yenilmeyi, iktidara bile gelemiyorlar.
"Noldu Paşinyan!" dedi Aliyev zaferden sonra. "Bir it gibi kaçtın" dedi haklı zaferinden sonra gururla.
Şimdi Ermenistan işgal ettiği topraklardan çekilecek, aynı Yunan'ın işgal ettiği topraklardan çekilmesi gibi yakıp yıkarak çekilecek. 
Tarih, azimle, inançla vatanı kurtaranların bir kere daha zaferine tanıklık edecek.
Bu zafer ve bu yenilgi aklın egemenliğindeki yönetimlerce, yeni gelişmelerle herkesin, bölgenin kazanımlarına yenilerini ekleyebilir
Zor ama imkansız değil.
                 
xxx

Geçenlerde CNN Türk'de Ahmet Hakan'ın programında Muharrem İnce'yi dinledim. Dikkatle. Satır aralarını da kaçırmamaya gayret ederek izledim.
Başlattığı hareketin bir stratejik planı yok besbelli. Ya da bunu açıkça ifade edemedi.
Hala CHP'yi değiştireceğine inanıyor. Bu kadar gelişmelerden sonra. Yapılan perde arkası ittifaklardan sonra ve ittifaklara bel bağlamış ve bu stratejisi başarılı olursa AKP iktidarına son vermek olan bir siyasi hareket haline gelmiş CHP'yi nasıl değiştirecek? Hangi delege gücüyle Kemal Kılıçdaroğlu'nu yıkabilecek? Etrafında düğme ilikleyen yardakçıları nasıl sistem dışı bırakacak?
Zor ki zor...
Son kozunu oynayan bir genel başkan var karşısında.
2023 ya da erken bir genel seçim başarısızlığında zaten çekip gidecek. Başka şansı yok, CHP tabanının da artık tahammülü yok.
Halkın "parti kurun" sözlerini ön plana çıkararak "B" planını açıklıyor. Parti kurmanın yeniden bir parti inşa etmenin zorluğunu en iyi Muharrem İnce bilir çünkü. Bunun için bu alternatifinden uzak duruyor. Arkasında güçlü bir mali destek olmadıkça yandaşlarının, gönüldaşlarının desteği ile nereye kadar gidebilir ki?
CHP'nin en büyük şanssızlığı Muharrem İnce'ye bir şans tanımamasıydı bence.
Kadro konusunda da belirsiz.
İki aşamalı bir kadrodan söz ediyor.
Nitelikli kadroların öncelikli olduğunu, parti kurma aşamasında ise deneyim sahibi siyasi kadroların getirileceğini söylüyor.
Öz güveni ise on numara:  "ilk seçimde elli artı birle iktidar olurum" diyor. Zaten öyle söylemeye de mecbur.
CHP’de ise "garp cephesinde yeni bir şey yok" dış ülkelerde temsilcilikler açma telaşında. Bıden'den sonra hız vermesi de doğal.
Birileri İnce'ye iftira atıyor: "saraydan para aldı" diyor; İnce ise isyanlarda "açıkla!" diye yırtınıyor.
Kimse bu haykırışa kulak vermiyor. Salı günleri "şişkinlik alınan toplantılarda" çevre huşu içinde genel başkanlarını dinliyor.
Yazımı başlıkla şöyle bağlayayım: 
İnşallah 2023 ya da daha erken yapılacak bir genel seçimde Türkiye halkı ya da muhalefeti eleştirdiği için dışlananlar "Noldu Kılıçdaroğlu!" demezler.