Bu yazımda size, ilkokuldaki sınıf arkadaşım, Yenice Mahalle’de karşı komşumuz olan  rahmetli Cevat Hakkı Tarım’ın torunu  araştırmacı yazar, şimdiye kadar tam yirmi araştırma kitabı yayınlanmış İsmail Tokalak’ın “Kırşehir Tarihi, Cevat Hakkı Tarım Ahilik-Babailik-Bektaşilik-Alevilik” adlı kitabı hakkında bazı bilgiler vermek istiyorum.

Geçen yaz Mayıs ayında, Bodrum’daki adresime: “Uğur kardeşime en iyi dileklerimle” imzası ile bana gönderdiği bu kapsamlı kitabı, okuyacağım kitapları bitirip notlarını aldıktan sonra, Ankara’ya geldiğimde bitirdim.

Baştan,kendi birikimine, tam 962 kaynak tarayıp böyle bir eser yazdığı için sevgili İsmail’i  kutlamak isterim.

Hemen belirtmeliyim ki: Dipnotları başlı başına bir “Ortaçağ Anadolu’su” belgeleri. Sırf bu dipnotların okunması bile insanın dağarcığını doldurmaya yeter.

En son 20 Temmuz 1954 tarih ve 6429 sayılı kanun ile Nevşehir’e bağlı bir ilçe haline getirilen Kırşehir aslında, tarihte pek çok yıkıma ve mezalime uğramış.

İsmail Tokalak bu yıkımların ayrıntılarını da verir. Özetle: “… 1240 yılında “Babailer İsyanı’nda” Kırşehir Malya Ovası’nda Selçuklu ordusu ve ona destek veren Frenk paralı askerleri tarafından Türkmenler kılıçtan geçirilmiş…..aslında  Moğollara hizmet veren Kırşehir emiri  Cacabey komutasında,1261 yılında,  Ahi Evran başta olmak üzere Ahiler, Türkmenler Kırşehir’de katledilmiş. Emir Timur (Aksak Timur) 1402 yılında Yıldırım Beyazıd karşısında yaptığı savaşı kazanmış, Anadolu’nun büyük bir kısmını tahrip ederken Kırşehir’de bundan nasibini almış.(s.42) Daha sonra Yavuz Sultan Selim (1512-1520) Anadolu’da en üst noktaya tırmanan Türk katliamını gerçekleştirmiş elbette Kırşehir’de bundan etkilenmiştir.

Bu olaylar en ince ayrıntılarına kadar belgelere dayanılarak anlatılmakta bu kitapta.

On altıncı sayfada: “…Kırşehir içinde yaşadığı olumsuzluklara rağmen Türk diline, kimliğine ve bilincine sahip çıkan bir şehir olmuş, Türklük bilincini hiçbir zaman unutmamıştır” diye baştan belirtmiş Kırşehir’imizin karakterini (s16)

Kırşehir’in “Aşık Paşa’lar, Elvan Çelebi’ler, Ahi Evranlar, II. Murat’a bir nasihat kitabı olan “Kelile ve Dimne” adlı eseri Türkçeye çevirerek sunan Hoca Mes’ud, AhmedGülşehriler gibi büyük bilginler yetiştirdiğini de öğreniyoruz.

Daha sonraki bölümde, dedesi, Kırşehir Tarihi’ne ışık tutan araştırmalar yapan ve bunları her türlü imkânsızlıkları aşarak yayınlayan rahmetli Cevat Hakkı Tarım’la ilgili geniş bilgi sahibi olunuyor. Özellikle, Cevat Hakkı Tarım’ın Osman Bölükbaşı ile yaşadığı hayal kırıklığı, bu günkü siyasetçilere ders olacak nitelikte.

Bu arada dedesinin bulduğu ve kendisi tarafından müzeye verilen “Celal Hatun’a” ait Selçuklu mezar taşını yeni müzede görmediği için kendisinin yaşadığı hayal kırıklığını yazar.

Rahmetli “Ahi Baba” Mustafa Karagüllü ile de genişçe bir bölüm vardır bu kitapta. Dedesinin “Müfit Hoca” ile akraba olmasını da ilk defa öğrenmiş oldum.

Enterne edilen ve yaşamlarının bir bölümünü Kırşehir’de geçirmek zorunda olan Alman bilim adamları hakkında bilgiler toparlanmış.

Moğol istilasının Anadolu’da yol açtığı demografik ve sosyolojik değişimler ayrıntılı olarak irdelenmiş.

Kırşehir’deki Kürtlerin tarihi, Tatarlar ve Noyanlar, Abdallar geniş bir kaynakça taranarak verilmiş.

Kitabın 222. Sayfasında  “Baba İlyas, Baba İshak ve Babailer İsyanı (1240) anlatılmakta.

Aşıkpaşa, Süleyman Türkmani hakkında geniş bilgileri bulmak mümkün bu kitapta. Adnan Yılmaz ile bir konuşması sonucu araştırmalarını derinleştiren Tokalak, Gülşehri’nin bir Ahi değil Mevlevi olduğunu savlar. Kaynak gösterir.

Cacabey hakkında da geniş bilgiler mevcut. Onun aslında Moğollara hizmet ettiğini belirtir.

“Ahilik ve Kökenleri” adlı bölüm gerçekten çok çarpıcı tespitlerle bezenmiş.(s377

Sayfa 419 a geldiğimizde bizi çarpan diğer bir bölümle karşılaşıyoruz: “Ahi Evran, Mevlana, Şemsi Tebrizi” çekişmesi de ilgi ile okunuyor.

Alevilik, Şiilik, Bektaşilik de incelenmiş.

Kitabın son sayfalarında İsmail Tokalak “… Kırşehir tarihi demek aslında  Ortaçağ Anadolu Tarihi” demektir” diye son sözlerine gelir. (.s503)

Ben bu kitabı bitirdiğim zaman uzun yıllarımı geçirdiğim Kırşehir’de bu gerçeklerin büyük bir kısmını neden bilmediğimi kendi kendime sorguladım.

Kırşehir’e ait gerçekleri, tam 962 kaynağı kendi birikimleri ile harmanlayıp  önceKırşehir’lilere, sonra tüm Türkiye’ye, tarihçilere, aydınlara kazandıran, ulusal televizyonlarda ortaya attığı fikirleri zevkle izlediğim   arkadaşım İsmail Tokalak’ı bu çalışması ve tüm çalışmaları nedeni ile kutlar, sevgili annesi rahmetli Vildan Ablamıza ve tüm geçmişlerine rahmet dilerim.

02.12.2023 Ankara