Ülkemizin sınır komşusudur IRAK. Devlet olarak sınırları var, bayrağı var, başkenti ve yönetimi var, Irak halkı kendi memleketine sahip çıkamadı birbirlerine düştüler, hem içeriden hem de dışarıdan saldırıya uğradılar şimdilerde bölünmüşlük yaşantıları devam ediyor.

Ülkemizin sınır komşusudur IRAK. Devlet olarak sınırları var, bayrağı var, başkenti ve yönetimi var, Irak halkı kendi memleketine sahip çıkamadı birbirlerine düştüler, hem içeriden hem de dışarıdan saldırıya uğradılar şimdilerde bölünmüşlük yaşantıları devam ediyor. Tabii bunun sorumlusu da kendini dünyanın çavuşu gibi gören Amerika Birleşik Devletleridir.
Devlet değil, ne olduğu belli de değil ama Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı deniliyor, Mesut Barzani’ye. Geçtiğimiz birkaç ay kadar öncesinde açıkladığı ve 25 Eylül 2017’de yapılmasını beyan ettikleri bağımsızlık referandumu için zaman hızla ilerliyor. Yapılması düşünülen referandumun tarihi yaklaştıkça destekleyenler ile referanduma karşı çıkanların safları artık her geçen gün iyice netleşiyor. Gerek Irak içerisinde ve gerekse de uluslararası seviyede referandum ile yakından ilgilenenlerin büyük bir çoğunluğu referandumun kimseye bir fayda getirmeyeceği hususunda ortak görüşlerin oluşmasıdır.
Irak’taki bölünmüşlüğün asıl sorumlularından olan ABD, ilkesel bir karşıtlık göstermese de referandumun zamanlamasını gerekçe göstererek Barzani’den referandumun ertelenmesini talep ediyor. Kuzey Irak bölge halkı, demokrat olmayan, baskıcı başkanı Barzani rejimi altında yaşadığı için referanduma hayır deme olanakları zaten yönetim tarafından elinden alınmış olan Kürtlerin haricinde referanduma evet diyenler pek yok gibi görünüyor.
Şu ana kadar yapılan tüm ulusal ve uluslar arası ikaz, uyarı ve kurulan iletişimlere rağmen sözde Kuzey Irak bölgesi başkanı Barzani’nin inatla savunduğu referandum fikrinden geri adım atmayacağı anlaşılıyor.
Kuzey Irak da yapılması tartışılan referandum ile ilgili olarak çok şeyler yazıldı çizildi, Siyasi ve hukuki konularında uzun tartışmalar yapıldı. Özellikle Kürtlerin yaşadığı bölgelerin dışında kalan yani Arap ve Türkmenlerin çoğunlukta oldukları yerlerin referandum sınırları içine alınması halinde Irak anayasası gereğince de hukuksuzlukların ortaya çıkacağı açıklanmaktadır.
Baskıcı Barzani’nin bu düşüncelerine fırsat verilmemeliydi. Irak’ın toprak bütünlüğü korunmalıydı.
Etnik ve dinî kimlikler üzerinden ayrışan ve bu ayrım yüzünden birbiriyle çatışan Irak halkının içine düştüğü silah, kan, ölüm, şiddet ve terör sarmalı, sayısız insan kaybıyla beraber 2003 yılından beri devam ediyor. Kuzey Irak ta yapılması düşünülen referandum ile ilgili, tüm ülkemizde olduğu gibi Kırşehir halkında da kafalar aydınlanmış değil.
Zira Barzani’nin ülkemizde AKP hükümeti tarafından devlet başkanı gibi karşılanması, olmayan devletin bayrağının göndere çekilmesi, diğer yandan Türk yurdu olan Kerkük ve Musul’u işgal etmeye yeltenmesi çözüm bekleyen çok bilinmeyenli bir denklem olarak karşımızda durmaktadır.
O halde Irak’ın kuzeyinde bir referanduma fırsat verilmemeli ve toprak bütünlüğü korunmalıdır diye düşünüyorum.