Tulum peyniri kilosu 90 TL

Kaşar peyniri kilosu 70 TL

Beyaz peynir kilosu 70 TL

Tereyağ kilosu 120 TL

Ayçiçek yağı 5 LT 205 TL

Zeytin kilosu 60 TL

Yoğurt kilosu 20 TL

Süt litresi 10 TL

Et kilosu 150 TL

Salça kilosu 30 TL

Çay kilosu 45 TL

Şeker kilosu 18 TL

Un kilosu 10 TL

Kırşehir’in maşallah her mahallesinde, her sokağında isim yapmış marketler zinciri mevcut. Zaten böyle olduğu için de küçük bakkalların yaşama şansları kalmadı. Hangi markete giderseniz gidin tüm ürünlerin fiyatları birbirinden pahalı.

Markette alışveriş yapan insanlar önce etiketlere bakıyor, cebinde mevcut parasının durumuna göre de alacağı ürünün hesabını yapıyor. Öyle eskisi gibi “Şunlar ihtiyaçlarım ve şunlar da isteklerim” diyerek aldıklarını sepetine koyamıyor maalesef.

Geçmiş yıllarda olduğu gibi marketlerde müşteri doluluğu yok bu sene. Zira, tüketicinin talebine sunulan ürünlerin fiyatları çok pahalı. Her gün de fiyatlar artmaya devam ediyor. Marketlerde insanlar artık raflarda yerini alan ürünleri inceleyerek almak yerine, bir an evvel acil ihtiyacı olan ürünü alıp hemen çıkmayı tercih ediyor.

Küçük poşetler içinde birkaç ihtiyaç ürünü alındığı zaman kasaya gidildiğinde 200, 300 veya 500 TL gibi rakamlar ödenmek durumunda kalınıyor. Tüketici bir aldığına bakıyor ve bir de ödediği paraya bakıyor bir anlam vermekte güçlük çekiyor doğrusu. Gıda ürünü yemezsen olmaz diye düşünülüyor ama böyle giderse yiyecekten de kısıtlamaya gidilecek gibi…

Yukarıda yazdığım fiyatlar iki gün öncesi yani Çarşamba gününün fiyatları, her an tüm ürünlerin etiket fiyatlarında artış meydana gelebilir, çünkü ekonomide istikrar yok, denetleme yok, hal böyle olunca da satıcı istediği gibi istediği ürüne zam yapabiliyor.

Markette mevcut ürünlerin fiyatları böyle, bu durumdan memnun olan kimse yok, market çalışanı da şikâyetçi, tüketici de şikâyetçi. Sanki şikâyeti olmayan bir tek siyasiler gibi, onlar bu durumdan memnunlar zaten konuşmuyorlar da. Çünkü insanlar perişan ihtiyaçlarını alamıyorlar “Pahalılık var” demeleri halinde siyaset yaptıkları partilerinden kovuluyorlar. Oysa siyasi partiler hele iktidarda bulunuyorsa bu tür olayların çözüme kavuşturulması için uğraşı vermesi gerekir.

Sorması, sorgulaması gerekir. Bugün bizim iktidarımızın öyle bir sorunu yok. Sorunları dile getirmek istemiyorlar. Zaten çözüm de üretemiyorlar.

Marketlerde herkes fiyatların yüksekliğinden dert yanıyor. Dar gelirli insanların yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak üzere gittiği marketlerde adeta yangın var. Öyle anlaşılıyor ki, ülkemizin ekonomi politikasındaki kötü gidişat maalesef vatandaşların elini de yakıyor, cebini de yakıyor, yakmaya da devam edecek gibi…! Çünkü iktidarda çözüm odaklı bir yaklaşım yok. Kırşehir’de durum böyle de diğer yerlerde de farklı değil tabi ki.

Ülkemizin her bir kentinde insanlarımız hayat pahalılığı ile karşı karşıya durumda ve bu da insanlara umutsuzluk ve çaresizlik getirmektedir. Geçmiş yıllarda köylü kentli markete gittiğinde aylık belki de yıllık ihtiyacını satın alırdı, şimdilerde insanlar marketlerde ürünlerin en küçük paketli olanını veya en küçük kilo olanını tercih ediyor ve günübirlik yaşamayı düşünüyor artık. Acaba bu millet böyle yaşamayı hak ediyor mu?

Elbette hayır!..

Memleketi yönetmeye çalışan siyasiler çıkın artık makam odalarınızdan, konutlarınızdan, araçlarınızdan inin de halkın nasıl yaşadığını sokakta görün, insanların nasıl muhtaç duruma düşürüldüğünü anlayın ve çözüm bulun, bulabilirseniz.