2016 yılın sonuna doğru, Türkiye İstatistik Kurumu büyüme oranını açıkladığında son iki yıla göre en düşük büyüme oranı olduğu görülecek. Zira buna ilişkin belirtiler sanki iyice ortaya çıktı.
2016 yılın sonuna doğru, Türkiye İstatistik Kurumu büyüme oranını açıkladığında son iki yıla göre en düşük büyüme oranı olduğu görülecek. Zira buna ilişkin belirtiler sanki iyice ortaya çıktı. Ekonominin küçülmesi ile birlikte işsizliğin artması ve gelirlerin azalması ortaya çıkacak ve elbette bunun bir de siyasi sonuçları olacaktır.Sanayi üretim mallarının satışı Eylül 2015 yılına göre 2016 yılı kıyaslandığında yüzde 2,4 azalması, yine alış veriş merkezlerinde perakende satış hacimlerinin bir önceki yıla göre gerilemiş olması, başta Metropoller olmak üzere birçok iş yerinin kapatılması ekonominin küçülmesi olarak algılanmaktadır.
Bütünsel olarak olaya tüketim malları yönünden bakıldığında büyüme yok. Aksine küçülme yönünde olduğu görülüyor. Ancak buna karşılık yatırımlar tarafından bakıldığında bu yönde de bir havaya yönelik rüzgâr esintisi bile görülmemektedir.
2016 yılının ilk dokuz ayına bakıldığında ülke ihracatı yüzde 3’e yakın azalırken, buna paralel ithalat da yüzde 6,5 gerilemiş durumda. Buna göre ülkemizde cari açık son bir yıl baz alındığında 32,4 milyar dolar olarak açıklanmaktadır.
Uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşlarının not kırımı olumsuz yönde etkili olmuş ve yabancı sermaye girişini yavaşlatmış durumda olduğu anlaşılıyor. Ayrıca ABD başkanlık seçimlerinin sonucuna göre belirsizlikler oluşmuş ve bunun getirdiği dalga ile de ABD doları 3.30’un üzerinde seyretmekte ve bu da ekonomide işlerin yolunda gitmediğini dolayısıyla ekonominin her geçen gün güç kaybettiğini göstermektedir.
Biliyoruz ki, ekonomideki küçülme iktidarların korkulu rüyası olarak bilinmektedir. Zira seçmenin oy kullandığı sandık desteğinde sarsılma ihtimali yüksektir. 2016 yılı ekonomik verilerine göre küçülme sürecine girildiği de anlaşılıyor, bu da işsizliğin artmasına, refah düzeyinin azılmasına, gelir kaybına, borçların ödenememesine yol açacaktır. Tüm sonuçlar sokaktaki insanlara doğrudan yansıyacağı için elbette siyasi sonuçları da etkili olacaktır.
Ülke genelinde durum böyle ama Kırşehir yerelinde durum farklı mı?
Kırşehir’de esnaf sıkıntılı…
Üretim yapan çiftçi sıkıntılı…
Memur sıkıntılı…
İşçi sıkıntılı…
Ev kadınları dertli…
Öğrenci çaresiz…
Emekli geçim derdinde…
Besi yetiştiricileri beklemede…
İşsiz insanlar şikâyetçi…
Asgari ücretli üç kuruşla ne yapacağını bilemiyor…
Siyasiler ise oy derdinde.
Ne diyelim bekleyip göreceğiz.