Dün gazetemiz imtiyaz sahibi Murat Seyitgazioğlu ve arkadaşımız Abdurrahman Akaröz ile birlikte yolumuz Çorum’a düştü… Geçen yıl eşim ve çocuklarımla Karadeniz’e giderken içinden geçtiğim Çorum’u bu kez içine girerek gezip, dolaşma imkânım oldu. Gerçekten Çorum kabuğunu kırmış, hızla gelişen bir il konumuna girmiş… Devası alışveriş merkezleriyle, showromlarıyla, küçük ve büyük sanayi siteleriyle, geniş cadde bulvarlarıyla, otelleriyle, motelleriyle, görkemli binalarıyla, pırıl pırıl cadde ve sokaklarıyla Çorum’a hayran kaldık ben ve arkadaşlarımız… Çorum’la Kırşehir’i kıyasladık dönüşte bol bol… Neden dedik Kırşehir bir türlü gelişip büyüyemiyor diye kafa yorduk.
Dün gazetemiz imtiyaz sahibi Murat Seyitgazioğlu ve arkadaşımız Abdurrahman Akaröz ile birlikte yolumuz Çorum’a düştü…Geçen yıl eşim ve çocuklarımla Karadeniz’e giderken içinden geçtiğim Çorum’u bu kez içine girerek gezip, dolaşma imkânım oldu. Gerçekten Çorum kabuğunu kırmış, hızla gelişen bir il konumuna girmiş…
Devası alışveriş merkezleriyle, showromlarıyla, küçük ve büyük sanayi siteleriyle, geniş cadde bulvarlarıyla, otelleriyle, motelleriyle, görkemli binalarıyla, pırıl pırıl cadde ve sokaklarıyla Çorum’a hayran kaldık ben ve arkadaşlarımız…
Çorum’la Kırşehir’i kıyasladık dönüşte bol bol…
Neden dedik Kırşehir bir türlü gelişip büyüyemiyor diye kafa yorduk.
Çorum nüfusuyla, Kırşehir’den büyük.
Şehir merkezi nüfusu 250 bini geçmiş, il genel nüfusu 500 bini…
Çorum sanayisiyle Kırşehir’i katlamış gidiyor…
Çorum, Kayseri’yle, Konya’yla yarışır bir konumla hızla ilerliyor.
Peki ya Kırşehir?
Kırşehir günden günü küçülüyor, büyüyemiyor, gelişemiyor.
Neden peki?
Bu çok derin bir konu. Ama Kırşehir’de yaşayan bizler kendi kendimize şöyle bir soralım. “Neden Kırşehir büyüyüp gelişemiyor?” diye biraz kafa yoralım.
Kırşehir’de yatırımcılara gereken destek veriliyor mu?
Kırşehir’de yatırımcının yaşadığı sorunlar çözümleniyor mu?
Kırşehir’de insanlar yatırıma teşvik ediliyor mu?
Peki bunları da bir kenara bırakalım.
Kırşehir’de para kazanan, yükünü tutan insanlar neden elindekini, avucundakini menkul ve gayrimenkule yatırır da istihdama yönelik bir yatırım yapmaz? Neden yanında birkaç insana iş ve aş vermez? Kırşehir için risk almaz?
Nedense Kırşehir’de herkes dışarıdan yatırım gelmesini bekler durur yıllardır!
İşte Çorum’da gördüğüm devasa yatırımlar, binalar, alışveriş merkezleri beni çok etkiledi. Orada kazanan Çorumlular memleketine yatırım yapmışlar, yanlarında onlarca insana iş ve aş veriyorlar.
Bizdekiler ise bırakın yatırım yapmayı, varını yoğunu satıp başka illere gitmenin hesabı içindeler.
Maalesef dedikodu kültürü almış başını gidiyor Kırşehir’de…
Birisi bir yatırım yapsa, hemen “Nerden almış, nasıl almış, kimi çarpmış, kimi soymuş!” mantığıyla yola çıkıp o yatırımcının başlanıyor kuyusu kazılmaya!
Böyle olunca kim yatırım yapar bu memlekete?
Bizim içimdeki zenginler öne çıkmak istemiyor. Servetlerine servet katarak sessiz kalmayı, kimsenin aldığını, sattığını bilmesini, duymasını istemiyor bu nedenle…
Sanırım bundan 10 yıl önceydi.
Ağabeyim Şevket Güner, şehrimizde bir büyük mağazanın showroomunu yapan bir hemşehrimizle ilgili övgü dolu sözler yazmış, onu kutlamış ve herkese örnek göstermişti.
Bu yatırımcı hemşehrimiz yazısının çıktığı gün gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”e gelerek serzenişte bulunmuş ve “Ağbi bizi niye yazdınız? Bizi niye övdünüz?” diye…
Oysa ağabeyim Şevket Güner bu hemşehrimizi övgü dolu sözlerle herkese örnek göstermiş ve “Bakın bu hemşehrilerimiz kardeşleriyle birlikte birlik ve beraberlik içinde çalışıyor, kazandıklarını Kırşehir’de yatırıma dönüştürüyor” diyerek tebrik etmişti.
Ama bu yatırımcı hemşehrimiz mallarının, kazandıklarının Kırşehir’de bir başkaları tarafından bilinmesini, duyulmasını istemiyordu. Kim bilir onlar da yapılacak dedikodudan mı çekiniyorlardı?
İşte ne yazık ki Kırşehirimiz böyle garipler şehri bir kent.
Hiç kimse ne övgüye geliyor, ne de eleştiriye...
Sessiz, sedasız ticaretine devam etmek istiyor.
Kırşehir’de nice varlıklı, zengin hemşehrilerimiz var? Neden bu hemşehrilerimiz Kırşehir’de büyük bir alışveriş merkezi yapmazlar?
Neden biraraya gelip fabrikalar kurmazlar?
Bir Kayseri’de, bir Konya’da, bir Aksaray’da, bir Çorum’da, bir Nevşehir’de oradaki insanlar biraraya gelip, güçlerini birleştiriyor yatırım yapıyor, memleketlerinin gelişip kalkınmasına katkı sunuyorlar da biz Kırşehirliler niye yapamıyoruz, ya da yapmıyoruz?
Acı ama gerçek. Başka illerde üç kişi biraraya gelince yatırım için kafa yoruyorlar, Kırşehir’de üç kişi biraraya gelince ya dedikodu yapmayı, ya da kafa demlemeyi düşünüyorsa yazık ki yazık.
1970’li yıllarda Kırşehir’de sanayileşme adına hemşehrilerimiz alın terlerini yatırıma dönüştürmüşler, ama biz bu yatırımları iyi işletemeyip sonu hüsrana uğrayınca o yatırımcı hemşehrilerimizin güvenlerini sarstığımız da bugün günyüzü gibi ortada.
Bazen düşünüyorum acaba o yıllarda yapılan yatırımlar iyi yönetilip, çalıştırılsa idi Kırşehir bugün daha iyi bir noktada olur muydu diye?
Ben olacağını düşünenlerdenim. Çünkü o yıllarda varını yoğunu Kırşehir’e göndererek yatırım yaptıranlar, paraları heba olup gidenler bir daha Kırşehir’e niye yatırım yapsınlar? Enayi mi o insanlar.
Şimdi Kırşehir’de parası olan insanlar, yatırımlarını ya menkul, ya da gayrimenkule yapıyorlar. Daha da korkanlar parasını, altınını bankada tutuyorlar.
Türkiye’de Türkiye İstatistik Kurumu’nun para, döviz ve altın bakımından illerle yaptığı kıyaslamalarda Kırşehir’in ilk üç il arasında bulunduğunu ortaya koyuyor. Yani Kırşehir’de insanlar artık parasını yastık altında, bankada tutuyor, yatırım için risk almıyor. Sıcak para olarak tutuyor. Böyle olunca ne oluyor? Olan Kırşehir’e ve Kırşehir’de iş ve aş bekleyenlere oluyor.
Kırşehir’in geliştiğini, büyüdüğünü lüks konutlarla gösterenler yanılıyorlar. Ne olacak, 300-500 bin liraya lüks konutlar alıp 500-600 lira kira geliri almakla yatırım yaptığını sananlar sözüm size…
Siz konut almayı yatırım olarak değerlendirmeyin.
Artık Kırşehir’in kabuğunu bir yerden bir şekilde kırması gerekiyor. Kırşehir’de insanlar yatırıma yönelmeli, yatırım yapmalı. Yapmalı ki Kırşehir makûs talihini yensin. Göç veren değil, göç alan bir şehir olsun.
Bu konuda Kırşehir’i yönetenlere büyük iş düşmektedir. Kırşehir’de parası olanları yatırıma teşvik etmeli, onların yatırım sırasında yaşayacakları sorunlar çözümlenmeli. Yoksa Kırşehir böyle suskun ve çaresiz kaldığı sürece küçülmeye devam edecektir.
Ben böyle düşünüyor, böyle yorumluyorum.
Ya Kırşehir’i yönetenler ve Kırşehirliler?
***
Biraz da gülelim!
Balığa çıkma taktiği!
Dört evli erkek balığa çıkar.
Birinci erkek:
“Balığa çıkabilmek için karıma geçen hafta bütün evi badana yapma sözü verdim” der.
İkinci erkek:
“O da bir şey mi ya! Ben karıma evdeki bütün elektronik eşyaları yenileme sözü verdim” der.
Üçüncü erkek:
“Siz gene iyisiniz ben karıma yeni araba sözü verdim” der.
Dört erkek hiç serzenişte bulunmaz. Hepsi şaşırır döner 4. erkeğe
sorarlar:
“Ne o sen karına söz vermedin mi yoksa sesin çıkmıyor?”
Dördüncü erkek:
“Yoo ben hiçbir şeye söz vermedim. Saati sabah 5.30'a kurdum. Çalınca karımın kulağına şunları fısıldadım. Karıcığım benimle annemlere mi gelirsin, yoksa balığa mı çıkayım dedim, karımın cevabı kesin ve netti.
‘Sıkı giyin, üşütürsün...”
***
Sevdiğim bir söz
“Hayat ya cesaretle yaşanılan bir macera ya da hiçbir şeydir.”
Helen Keller