Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlık sisteminin de gelmesiyle birlikte Türkiye'yi 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmeyi planlıyordu, ancak şimdilerde ülkemiz dünyanın en büyük 20 ekonomisi listesinde bile yer almıyor.

Ülkemizde bugün en büyük ve en önemli sorunların başında maalesef ekonomi gelmektedir. Geçmişte bu tür bir sorunun sorulması halinde çoğu vatandaşımız terör, dış politika, adalet, tarım, eğitim, işsizlik gibi konuları gündeme getirirdi ama bugün öyle değil varsa yoksa en önemli sorun “ekonomi” denmektedir.

Son iki yıldır ülkemizin ekonomideki kötü gidişatı insanlarımızın yaşam koşullarını iyiden iyiye zorlaştırmaktadır. Zira enflasyon yüzde 100'lerin üzerinde seyretmekte gıda, barınma, giyecek, enerji, yakıt ve sağlık hizmetleri pahalıya mal olmuş ve de ulaşmak zor duruma gelmiştir. Özellikle yüksek tahakkuk ettirilen elektrik ve doğalgaz faturaları ödenemez hale gelmiş, cepleri yakmaya da devam etmektedir.

Bugün her meslek gurubundan insanlar ucuza ekmek alabilmek için belediyelerin halk ekmek büfeleri önünde uzun süre sıra beklemekteler, pazaryerlerinde meyve ve sebze satışlarında azalma, et ve süt tüketiminde meydana gelen düşüş, yoksullaşmanın en bariz işaretleridir.

Bugün ülkemizin içinde bulunduğu yaşam koşullarına baktığımız zaman, geçmiş yıllardan çok daha kötüyüz. Bir yıl öncesine göre, beş yıl öncesine ve hatta on yıl, yirmi yıl öncesine göre daha-daha kötüyüz. Ekonomimiz içinden çıkılmaz hale gelmiş, işsizlik alarm veriyor, yatırımlar durmuş, elbette beklentisi olan halk kesimlerinde doğal olarak hayal kırıklığı yaşanıyor.

Ülkemizde neredeyse her hafta araştırma şirketlerinin anketleri yayınlanmakta ve deneklere çeşitli sorular yöneltilerek elde edilen sonuçlara göre, siyasetin nabzı tutulmaktadır. Yoksulluk, enflasyon, işsizlik ve hayat pahalılığı nedeniyle iktidar partisine seçmen desteğinin ciddi şekilde azaldığı görülüyor.

Anketleri gerek iktidar cephesi yaptırsın, gerekse de muhalefet cephesi, ya da tamamen bağımsız olsun sonuçlar birbirine çok yakın her ne şekilde olursa olsun değişmeyen neticede 21 yıllık iktidarın ciddi oranda oy kaybı yaşadığıdır. Her ne kadar kabul edilmese de iktidarın ekonomi alanında yetersiz kalan ekibi yoksulluk, enflasyon ve işsizlik gibi konularda başarısızlıklarla anılmakta ve iktidarın hanesine eksi olarak yazılmaktadır.

Ayrıca emekliye verilen bayram ikramiyeleri, 3600 ek gösterge, EYT sorununun çözüme kavuşturuluyor olması, öğrencilerin öğrenim kredi faizlerinin kaldırılması, asgari ücretin yüksek açıklanması gibi hususları muhalefet partilerinin özellikle CHP’nin önerileriyle yerine getirildiğinden dolayı da iktidarın hanesine artı bir şey kazandırmamaktadır.

Seçim tarihinin 14 Mayıs olarak açıklanması da beraberinde bir yığın tartışmaları getirmiştir. Artık vakit tamam söz milletin olacaktır, doğru kararı millet verecek ve milletin iradesine herkes saygı duyacaktır.