1 Mayıslar tüm dünyada işçilerin, emekçilerin, geçimini çalışarak alın teri ile sağlayanların renk, dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeden kutladığı bir bayramdır.
1 Mayıs’ın doğuşunda işçilerin sermayeye tüm yaşamlarını vermeme ve hak arama mücadelesi vardır. Çalışanlar, daha sosyal yaşamak istemişler, gün doğumundan gün batımına çalışmayı kabullenmemişlerdir.
Bu gün tüm dünyada yaşamın gerçeklerine baktığımız zaman, paranın patronlarının ve bunlara yön veren temsilcilerinin sürekli olarak küreselleşmeden bahsettiği gerçeği ile karşılaşıyoruz. Yani sermaye sahipleri mallarını ve paralarını istedikleri ülkeye, istedikleri zaman, istedikleri kadar taşıyabilmekte ve gittikleri ülkelerde sermayelerine sermaye katmayı düşünmektedirler.
Gerçek anlamda birbirlerine dost ve yaşamı yaratan emekçiler, sermayeden almak istedikleri haklarını ve en önemli taleplerini hep 1 Mayıs’ta haykırmışlardır. Bu nedenle de dünyanın pek çok ülkesinde 1 Mayıs günleri resmen tatil ilan edilmiştir.
Alın teri ile çalışarak yaşamını sürdüren emekçilerin bu güne kadar talepleri, gün boyu devam eden uzun çalışma süresini kısaltmak… Devamlı bir iş güvencesine sahip olmak, hastalandığı, sakatlandığı, emekli olduğu zaman sağlam günlerindeki gibi hayatını devam ettirmek, çocuklarına iyi bir gelecek bırakmak, eğitimlerini gerçekleştirmek, başını sokacak bir ev sahibi olmak, ele güne muhtaç olmadan yaşamak istemeleri, mücadelenin temelini oluşturmuştur.
Elbette bu taleplere karşı çıkılamaz. Ancak, Büyükşehirleri ayrı tutarak özellikle küçük kentlerde 1 Mayıs’lar maalesef işçilerden yoksun kutlanılmaktadır. Demokrasilerde hak arama suç sayılmaz, ancak günümüzde hak arama ve en yüce değer olan emeğin gününü kutlamak sanki suçmuş gibi kabul ediliyor. Düşük ücretle çalıştırılarak emeği, alın teri sömürülen çalışanlara biz ne yapalım bu sizin kaderiniz diye bakıldığı gerçeği ile de yüz yüzeyiz.
Bugün görülüyor ki, tüm çalışanlar, işçiler, emeği ve alın teriyle geçinenler dünyanın dört bir köşesinde bile, daha fazla hak elde etmek amacıyla alanlara çıkmakta, yaşamlarını daha iyi sürdürmeyi istemektedirler.
Bu gün ülkemiz çağdaşlık yolunda engelleri aşarak ilerliyorsa, bu başarı gecesini gündüzüne katarak, alın teri döken emekçilerimizin sayesinde olduğu bilinmelidir. Onlar fabrikalarımızda, tersanelerimizde, maden ocaklarımızda, tarlalarımızda emeklerini esirgemeyen başarının gerçek sahipleridir.
Emekçi işçilerin bayramı olan 1 Mayıs ülkemizde, özellikle, İstanbul’un, Ankara’nın, İzmir’in Diyarbakır’ın, Antalya’nın, Hatay’ın, Kırşehir’in de aralarında bulunduğu birçok ilimizde taşkınlıklara hukuksuzluklara yer verilmeden coşkulu bir şekilde kutlandı.
Tüm çalışanların, emekçilerin 1 Mayıs ve dayanışma gününü kutluyorum.