Yazıma başladığımda tesadüfen “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi’nin kırkıncı yılında yazdığım yazı karşıma çıktı.
O yazımdan önemli gördüğüm ve bugün de geçerli olan bazı bölümleri tekrar sizlerle paylaşmak istedim:
“Kırşehir Çiğdem” Gazetesi’nin 40 yılı.
Kolay değil, zorluklar içinde, sağa sola yaltaklanmadan, dürüst habercilik yaparak, yeri geldiği zaman zorbaca tepkilere karşı koyarak bir gazeteyi kırk yıl yaşatmak.
Hiç kolay değil.
Acı tatlı anılarıyla, üzüntülü neşeli günleri ile bazı günler sabahlayarak, bazı zamanlarda zorbalıklara, kabadayılıklara karşı koyarak ama duruş bozmayarak geçen kırk yıl.
Kırşehir’in sorunları denince akla gelen ilk adres, her görüşten yazarlara ve  okur görüşlerine açık olan gazete sütunları.
Bu kırk yılda, emeğin, alın terinin, dik duruşun onurunu yaşamak herkese nasip olmaz.”
Bu tümceler kırk dört yılı devirmiş, kırk beşinci yılına girerken “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi için hala en geçerli kurallar.
Kırşehir Çiğdem Gazetesi kırk dört yılını geride bırakarak kırk beşinci yılına girdi.
Bir ömür bu.
Hele yerel basın için ilkelerinden taviz vermeden yayınını kırk dört yıl sürdürmek öyle her babayiğidin harcı da değil.
Sayın Şevket Güner dostumun çıraklık döneminden başlayarak emekle, kararlılıkla, sabırla, azimle, şevkle, sevgiyle sürdürdüğü bu zorlu süreçle yayınlanan “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi, her zaman kibar, nazik davranışlı, güler yüzlü olan Sayın Salih Güner’in de büyük katkılarıyla günden güne büyüyerek bu günlere geldi.
Kırşehirlilerin gerek yazılı basında, gerekse internet ortamında aradığı ve okuduğu  bir gazete haline geldi.
Öyle ki, Kırşehir’in herhangi bir güncel sorunu gündeme geldiğinde; tüm Kırşehirliler “Acaba Kırşehir Çiğdem Gazetesi ne diyor?” diye merakla gazeteyi arar oldular.
İnternette de okuma oranı katlanarak arttı. Okunma ve tıklanma oranı günde binden fazla kişiye ulaştı. Az bir rakam değildir bu.
Bir ara internetteki bir sitede “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi’nin dünyanın hangi ülkelerinde okunduğunu araştırırken, Güney Afrika açıklarından bir gemiden okunmakta olduğunu öğrendiğimizde ne kadar sevinmiştik.
Önemli gördüğüm bir diğer hususu da burada belirtmekte yarar görüyorum:
“Kırşehir Çiğdem” Gazetesi her zaman olduğu gibi yayınlarını tam bir tarafsızlıkla sürdürmektedir. Kimsenin etkisinde kalmadan, kimsenin adamı olmadan, çekinmeden doğruları haber yapmakta ve doğruları yazmaktadır.
Yazar kadrosu da öyle.
Dikkatle bakılırsa, çok değişik konularda, çok değişik görüşte köşe yazıları yazan büyük bir yazar kadrosu olduğu görülür.
Ben kendim için söyleyebilirim, diğer yazarlar için de aynı düşüncenin geçerli olduğunu tahmin ederim.
Benim şimdiye kadar çeşitli kesimleri, hatta şehrin ileri gelenlerini eleştirdiğim yazılara hiçbir müdahale ile karşılaşmadım. Bilakis hep teşvik ve takdir gördüm. Bu nedenle Sayın Şevket Güner’e ve Sayın Salih Güner’e teşekkürü de bir borç bilirim.
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” tümcesi “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi için “cuk” oturmaktadır.
Kırk dört yılını geride bırakan “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi’ni en güzel tanımlayacak bir tümcedir bu.
“Kırşehir Çiğdem” Gazetesi’nin ne olduğunu en iyi onu okuyanlar ve takip edenler bilir.
Kırk dört senedir yayınını sürdüren ve ilk muayenehanemi açtığımda karşı komşum olan “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi’nin hangi aşamalardan, hangi zorluklardan geçerek bu günlere geldiğini en iyi bilenlerdenim. Güner kardeşlerin zorluklarla nasıl mücadele ettiklerini yakından izledim.
Kırk beşinci yılında da, daha sonraki yıllarda da, gazetenin kararlı ve tarafsız yayınını, basın-yayın ahlakının en güzel örneğini vererek sürdüreceğine tüm yüreğimle inanıyorum.
“Kırşehir Çiğdem” Gazetesi’ne ve onun sahibi Sayın Salih Güner’e nice başarılı kırk dört yıllar diliyorum.